18.03.2011 - 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 96. Yıldönümü münasebetiyle yayınladıkları mesaj.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
"18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin
96. Yıldönümü" münasebetiyle yayınladıkları mesaj.
18 Mart 2011

 

Bugün millet olarak muazzam bir stratejik silkinişin ve bağımsızlık uğruna ölümü bile hafife alan tarihi meydan okumanın yıldönümünü idrak ediyoruz.

96 yıl önce şehit kanı sayesinde kazanılan Çanakkale Deniz Zaferi’yle; Ege’nin temiz sularını kirleterek kıyılarımıza kadar gelen mihrakların işgalci heveslerine kutlu ecdadımız büyük bir darbe vurmuştur.

Düşman donanmasının Çanakkale’yi geçebilmek ve zehrini kutsal vatanımıza akıtabilmek için yaptığı hamleler; harcı iman, inanç ve vatan sevgisi olan mücadele azmi karşısında çaresiz kalmıştır.

Yedi düvelin kirli ittifakı, teknolojik üstünlüğü, askeri avantajı Türk milletinin özgürlüğüne duyduğu derin bağlılık karşısında bir işe yaramamış ve mağlup olmaktan da kurtulamamıştır.

Yenilmez armada diye tabir edilen savaş gemileri, yalnızca Nusret Mayın gemisinin kararlığıyla bile başa çıkamamış ve cesaretin fırtınası çok şükür ki melaneti çökertmiştir.

Çanakkale, Türk milletini boyunduruk altına almaya yeltenenlerin yerle bir edildiği kutlu bir yerin adıdır.

Nitekim namlularını, öfkelerini ve kinlerini üzerimize çeviren mihraklar hiç unutamayacakları acı derslerini Çanakkale’de almışlardır.

Cumhuriyet’in ilanına giden süreç ve milli mücadeleye rehber olacak manevi ruh Çanakkale’nin bereketli ve nurlu ufkunda doğmuştur.

Cephanesi biten kahramanların süngüleriyle ateşin üzerine yürüdüğü ve en kesif orduların hakkından geldikleri yerdir Çanakkale.

‘Ben size ölmeyi emrediyorum’ nidalarının gök kubbeyi kapladığı ve dalga dalga düşman saflarını perişan ettiği tarihi zaferin adıdır Çanakkale.

Bu zaferi, mermi sağanağına aldırmayan, gülle bombardımandan çekinmeyen, denizlerimizi dolduran düşman gemilerine takılmayan muhterem ecdadımız kanlarıyla yazmıştır.

Doğudan batıya, kuzeyden güneye Türk milleti tek nefes, tek ses ve tek yürek olmuş ve üzerine çullanan sömürgeci güçlere haddini bildirmiştir.

Çanakkale’de hiç kimsenin kökeni, yöresi, mezhebi, inancı, ideolojisi gündeme gelmemiş; farklılıkları hatırlatarak değil, birlik ruhuyla yabancı postallar topraklarımızdan def edilmiştir.

Çanakkale; ayrışmayı dışlayan, bütünleşmeyi sağlayan, tefrikaya geçit vermeyen, bayrağı yere düşürmeyen ve birlikte yaşama konusunda tavizsiz olan Türk milletinin asırlarca hatırlanacak doğruluşu ve diklenişidir.

 Siperlerde dile gelen dualarla, aynı safta edilen ibadetlerle, vurulup tertemiz alnından uzanıp yatanların yarım kalan sevdalarıyla ve nasır tutmuş ellerin güç birliğiyle Türk’ün varlığı Çanakkale’de çekilen ve hala orada duran manevi surla muhafaza edilmiştir.

Unutulmamalıdır ki, aziz şehitlerimiz fani bedenlerini ölüm kusan silahların önüne atarken, milletimizin bir gün gelip de dağılmasını, parçalanmasını hiçbir zaman düşünmemiş ve akıllarına dahi getirmemişlerdir.

Haklarını asla ödeyemeyeceğimiz şehitlerimiz, canları pahasına bize emanet ettikleri Türk vatanını, sözde ileri demokrasi hezeyanlarıyla tarumar edilmesini de hiç hesap etmemişlerdir.

Bilinmelidir ki, Çanakkale ruhu ve şuuru bugün bizim ihtiyacımız olan en önemli ve vazgeçilmez güç kaynağıdır.

Bunun içinde fitneye, ihtilafa, etnik nifaka, ihanete, teröristle müzakereye, çözülmeye, işbirlikçiliğe, teslimiyetçiliğe ve yabancı hayranlığına yer yoktur.

Milli ve manevi değerlerin yüceltilmesi, Türk milletinin bir olması, saflarını sımsıkı tutması, bağımsız ve özgür yaşaması Çanakkale ruhunun özüdür, esasıdır ve tartışmasız en bariz gerçeğidir.

Bundan nasibini alamamış zavallıların ise ne şehitlerimizin muhterem hatıralarını anlamaları mümkündür, ne de Türk’ün kudretine vakıf olmaları ihtimal dâhilindedir.

Çanakkale’de Türk milletinin haysiyeti, onuru ve asırları aşan şahsiyeti şahlanmış ve bugünlerde almasını bilenlere eşsiz bir miras bırakmıştır.

Dileğim, çirkin yüzlerine demokrasi maskesi takarak Türkiye’yi yıkımın eşiğine kadar getirenlerin gerek Çanakkale zaferinden gerekse de şehitlerimizin fedakârlıklarından sonuç çıkarmalarıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 96. yıldönümünü özlemle, hasretle kutluyor; bize bu zaferi yaşatan aziz şehitlerimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm kahraman ecdadımızı hürmet ve hayranlıkla yâd ediyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun.