20.04.2011 - "YSK kararı vesilesiyle sahneye konulan şiddet eylemleri" hakkında yaptığı yazılı basın açıklaması.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
"YSK kararı vesilesiyle sahneye konulan şiddet eylemleri"
hakkında yaptığı yazılı basın açıklaması.
20 Nisan 2011

 

Yüksek Seçim Kurulu’nun bazı bağımsız adayların milletvekili seçilme yeterliliği olmadığı hakkındaki kararından sonra başlatılan tartışmalar ve PKK maşalarının sokak eylemleri Türkiye’nin karşısındaki ihanet kuşatmasının boyutlarını acı bir şekilde göstermiştir.

●     YSK’nın kararı karşısında bazı siyasi partilerin ucuz bir fırsatçılık anlayışıyla sahte demokrasi havariliğine soyunmaları, Anaysa ve kanunların açık hükümleri ortadayken Anayasal kurumları yıpratarak ve hedef alarak PKK maşalarının ve Türk polisine tokat atmaya yeltenenlerin sözde demokratik haklarının avukatlığını yapmaları her yönüyle ibret ve esef vericidir.

AKP ile CHP’nin bu konuda da görüş ve ağız birliği içinde bulundukları ve yeni CHP’nin seçimlerden sonra Başbakan Erdoğan’ın PKK açılımının ilerletilmesinde kendisine payanda olacağı anlaşılmaktadır.

●     Terör örgütünün siyasi kolu olarak faaliyet gösteren malum siyasi partinin YSK kararı sonrası direniş çağrısında bulunması ve buna uyan sokak eşkıyalarının şiddet eylemleri, bölücü hainlerin devlete meydan okuyan ayaklanma provasıdır.

İstanbul’daki şiddet eylemlerinde şerefli Türk bayrağına el uzatılması ve Diyarbakır’da büyük Atatürk’ün büstüne İmralı canisinin posterinin asılması Türk milletinin sabrını taşırma noktasına getiren şerefsizlik ve alçaklıktır.

Türk milletinin sinir uçlarıyla oynayan hainlere ve bunların hamilerine bu alçak tahriklerin bedelinin çok ağır olacağını ve görecekleri karşılığın altında ezilip yok olacaklarını hatırlatmak isteriz.

●     PKK açılımı ile bölücü hainlere ümit veren, İmralı canisini siyasi çözüm ortağı kabul ederek teröristbaşı ile gizli pazarlıklar yürüten ve etnik bölücülerin cüret ve cesaret kaynağı olan Başbakan Erdoğan şimdi eseriyle iftihar edebilir.

Sadakatle ihanet arasında bir tercihe sahne olacak 12 Haziran 2011 seçimleri bu bakımdan da Türkiye için bir kader seçimi olacaktır.