27.02.2003 - Hükümet Tezkeresi Hakkındaki Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Hükümet Tezkeresi Hakkındaki Basın Açıklaması
27 Şubat 2003

Değerli Basın Mensupları,

Ülkemiz, bugün, Meclis’i ve hükümetiyle tarihî bir sınavdan geçmektedir. Sadece bölge güvenliği ve istikrarını değil, bütün dünya kamuoyunu da yakından ilgilendiren kritik bir karar için toplanmaktadır.

Uzun bir zamandır dünya gündeminde yer eden Irak meselesi, AKP iktidarı döneminde yeni ve sıcak bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. AKP yönetimi ve iktidarı ise, bugüne kadar diğer dış politika konularında olduğu gibi, Irak krizinde de çelişkilerin ve belirsizliklerin egemen olduğu tutarsız ve ilkesiz bir siyaset takip etmektedir.

Bir yandan tek hedefi barışçı çözüme ulaşmak gibi bir izlenim veren, diğer yandan ise savaşa alt yapı sağlayan bir anlayışın temsilcisi olmuştur. Çünkü AKP yönetimi ve iktidarı, Irak konusunda da kendi kendisiyle çelişkiye düşen, bakanları arasında bariz farklılıklar gözlenen bir söylem ve politika karmaşasını sürdürmektedir.

Bu durum, herşeyden önce Türkiye’nin etkinliğini ve saygınlığını erozyona uğratmış, 58. Hükümetin barışçı çözümden mi, yoksa savaştan mı yana olduğu anlaşılamamıştır.

ABD yönetimi ile sürdürülen müzakere ve pazarlıklarda takınılan tavır, ne yazık ki ülkemizin uluslararası imajını da çok olumsuz etkilemiştir. Ancak, bu görüşmeler trafiğinde Türkiye’nin stratejik desteğinin parayla alınıp satılabileceğine dair yaratılan imajı, Türk milleti ve devleti hiçbir şekilde haketmemektedir.

Herşeye rağmen, bugün gelinen noktada barışçı çözüm yolları tamamen tüketilmiş, Irak’a sıcak müdahalenin uluslararası meşruluğu sağlanmış değildir.

Buna karşın, ülkemizde yabancı silahlı kuvvetlerin bulundurulması ile Türk silahlı kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine ilişkin olarak Meclis’ten yetki talep eden Hükümet tezkeresi TBMM’ye gönderilmiştir.

Bugün Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek olan hükümet tezkeresi hakkında yürütülen tartışmalar da dikkat çekici ve düşündürücü bir mahiyet arzetmektedir. Bu çerçevede aşağıdaki hususlar ve sorular tatminkar cevaplar beklemektedir.

1-Hükümet üyelerinin üzerinde mutabakata varamadığı ve Meclis’in muhtemel iradesinden emin olunamadığı bir konuda hangi saiklerle yetki istenmektedir?

2-Hükümet ile Meclis çoğunluğu farklı partilerden mi oluşmaktadır, yoksa Türk milleti oyalanıp kandırılmak mı istenmektedir?

3-AKP yönetimi ve iktidarı, daha önce Irak’a askeri müdahaleye destek için aradığı “uluslararası meşruiyet” kriterinden ne zaman ve ne için vazgeçmiştir?

4-Pazarlık ve müzakere sürecinin uzamasının temel sebebi, hükümet tezkeresi Meclis’ten geçerken bazı hususların milletten ve Meclis’ten gizlenmek istenmesi midir?

5-ABD ile varıldığı iddia edilen mutabakatta, Irak’ta yaşayan Türkmen kardeşlerimizin güvenliği ve muhtemel siyasi şekillenmedeki konumları hakkında gerçekçi ve tatminkâr bir neticeye varılmış mıdır?

6-Türkiye’nin milli varlığını, güvenliğini ve geleceğini doğrudan ilgilendiren Kuzey Irak’taki “kukla devlet girişimleri” konusunda hangi tedbirler alınmıştır? Yoksa oldu bittiye razı mı olunmuştur?

7-Bu çerçevede, Türk kamuoyuna tatmin edici açıklamalar yapılmamasının ve Kuzey Irak’taki oluşumların tehditvari açıklamalarının sebebi nedir?

8-Irak’a askeri müdahaleyi kolaylaştırıp savaşa yol açabilecek Hükümet politikasına duyulan toplumsal tepkinin sebebi, yine Hükümetin ve AKP yönetiminin kendisi değil midir?

9-AKP yönetimi, uluslararası meşruluğu tartışmalı olan ve Türk milletinin vicdanında derin yaralar açan savaş-barış karışımı ilkesiz tutumu ile milli irade ve demokrasi propagandasını nasıl bağdaştırmaktadır?

10-AKP hükümeti, Irak krizinin geldiği nokta ile Kıbrıs’ta dayatılan adaletsiz çözüm önerileri takviminin örtüşmesi bir tesadüf müdür? Stratejik ortağımız olduğu söylenen ABD, Kıbrıs konusunda Türkiye’nin konumunu ve endişelerini paylaşmakta mıdır?

Sonuç olarak, Türk milletinin siyasi iradesini suistimal eden, güvenini boşa çıkaran AKP hükümetinin biran önce derlenip toparlanması gerekmektedir.

Bu çerçevede, Hükümet-Meclis ilişkilerinde, yetki tezkeresi ile ilgili olarak traji-komik sahnelere daha fazla yeltenilmemelidir.

Unutulmamalı ki, TBMM’nin büyük bir çoğunluğu ile 58. Hükümet aynı partinin kadrolarından oluştuğuna göre, yetki tezkeresiyle ilgili bir güvensizlik ve inançsızlığın ortaya çıkması durumunda büyük bir siyasi meşruiyet bunalımından söz etmek kaçınılmaz olacaktır.

Kısacası, AKP yönetiminin sergilediği tavrın, tutarlı ve saygın bir siyasi anlayışın sergilemesi gereken bir tavır olmadığı açıktır.

Aslında, AKP yönetimi ve Hükümeti Meclis bünyesinde sunî bir bunalım yaratarak savaş karşısında oluşan hassas kamuoyunun tansiyonunu düşürmek istemekte, yeni bir avutma manevrası yapmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi, mevcut iktidarın ilkesiz, tutarsız ve samimiyetsiz siyasetine biran önce son vermesini beklemekte ve kendilerini Türk milletine karşı sorumluluklarını ve vaatlerini yerine getirmeye çağırmaktadır.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı