18.02.2012 - Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin "MİT Kanununda yapılan değişiklik" hakkında yaptıkları yazılı basın açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
"MİT Kanununda yapılan değişiklik" hakkında yaptıkları yazılı basın açıklaması.
18 Şubat 2012

 

 

AKP’nin dayatma ve zorlamalarıyla dün itibariyle kabul edilen 6278 sayılı “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”  aynı gün Sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış ve arkasından yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yapılan bu şaibeli düzenlemeyle birlikte;  MİT mensuplarının veya belirli bir görevi yerine getirmek amacıyla kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı soruşturulabilmeleri Başbakan’ın iznine tabi kılınmıştır.

Buna ilave olarak, bahsi geçen izin; 5271 sayılı Kanunun 250’nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin, görev alanına giren suçları işleyen özel görevliler için de geçerli olacaktır.

Bu kapsamda yapılan yasal değişiklik AKP’nin hukuku katletmesinin adı ve tanımından başka bir anlama gelmemiştir.

Üstünlerin, güçlülerin ve zalimlerin hukuku böylelikle tescil edilmiş; adrese teslim düzenlemeler, önü ve arkası ayarlanmış teklifler endişe verici şekilde hayat ve zemin bulmuştur.

Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından, işleyen bir soruşturma sürecini akamete uğratmak amacına matuf olduğu bilinen yasa önerisinin, yangından mal kaçırırcasına ve kısa zaman içerisinde kanunlaşması hukuk devleti anlayışının aldığı en büyük ve ölümcül yaralardan birisi haline gelmiştir.

Halen görevdeki MİT Müsteşarını koruma ve kollama dürtüsüyle harekete geçen AKP zihniyeti, hukukun üstünlüğüne kurşun sıkan bu tavır ve icraatı nedeniyle inandırıcılığını da tamamen kaybetmiştir.

Bazı kamu görevlilerine özel görev verilmesi ve bundan kaynaklanan suçlardan muaf olabilmelerinin önünün açılması, sözde ileri demokrasinin ileri derecede otoriterleşen ve tiranlaşan yüzünü ifşa etmiştir.

Temel özellikleri arasında şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirlik bulunan demokratik-parlamenter sistemde, gizli kapaklı ilişki ağlarının, tezgah altı ve kayıt dışı faaliyetlerin güvenceye alınması, hukuku felç edecek ağır bir darbe ve milli vicdanları infiale sokacak bir kepazeliktir.

Konusu ve sınırları kanunla tayin edilmemiş bir görevden; ancak ve ancak cuntaların kontrolünde bulunan, paramiliter unsurların hakim olduğu ve toplu kıyımları gözünü kırpmadan yerine getiren vahşi diktatörlerin yönetimlerinde görmek mümkün olacaktır.

Bilinmelidir ki, kendi takdir ve keyfi doğrultusunda görevlendirdiği özel görevlileri kanatlarının altına alan Başbakan Erdoğan, bundan sonra işlenen suç ve cürümlere doğal olarak iştirak edecek ve kirli operasyonların azmettiricisi olarak anılacaktır.

Dikkatleri çeken önemli hususlardan birisi de Sayın Cumhurbaşkanı’nın MİT Kanunundaki değişikliği onaylamadaki hızı ve acelesidir.

Esasen kişiyi hedef alan bir düzenlemenin anında imzalanması; Çankaya’nın noter işlevine ve siyasi saiklerle hareket ettiğine yeni bir ispat olmuştur.

Cumhurbaşkanı Sayın Gül, 2 Aralık 2011 tarihinde, 6250 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun”u, bir kez daha görüşülmesi için, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderirken bugünle taban tabana zıt bir tutum göstermiştir.

Nitekim yürüyen bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu iddiasıyla, 6250 sayılı kanun TBMM’ne iade edilmiştir.

Bugün ise Cumhurbaşkanlığı makamı, açıkça kişiyi baz alan ve direkt ilgilendiren bir yasal değişikliği hiçbir incelemeye tabi tutmadan, vicdan kantarına vurmadan ve adalet anlayışını inkar edercesine onaylamıştır.

Üstelik 2937 sayılı Kanuna eklenen geçici bir maddeyle de; hâlen devam eden soruşturma ve kovuşturmalar hakkında da Başbakan’ın izninin şart koşulması her şeyi gözler önüne sermiş ve netleştirmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı, bugün bizzat kişiye özel olarak düzenlenen yasanın tasdik ve uygun bulma makamı haline gelmiştir.

Türk milleti çifte standartlı ve çelişkide bocalarken yanlışı savunacak gerekçeleri üretmekten utanmayan AKP zihniyetinden bıkmış ve artık usanmıştır.

Hukuku iğfal eden, yozlaştıran ve tarafgirliğin çıkmazına sokan AKP hükümeti, bilsin ki, girdiği karanlık yoldan dönmezse Türkiye büyük bir kördüğümün ortasına düşecektir.

Adalete olan bağlılığın ve güveninin kaybolmasıyla, herkes kendi hukukunu oluşturma ve tesis etme çabası içine girebilecek ve yıkımın son aşaması da bu şekilde vasat bulacaktır.

Bu itibarla tehlike çok büyüktür.

Siyasal çoğunluğunu her şeyi üstünde gören AKP hükümeti, yanlıştan vazgeçmediği ve girdiği bulanık sudan çıkmadığı takdirde aziz milletimize derin hayal kırıklıkları ve sorunlar yaşatacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi, hukuku çiğneyen ve adaletin kalbine hançer vuran iktidar partisiyle her düzeyde mücadele etmeye ve yaptığı kötülükleri aziz milletimize duyurmaya devam edecek ve bundan da asla geri adım atmayacaktır.