27.03.2003 - İkinci AKP Hükümetinin Tutumu Hakkında Yaptıkları Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
İkinci AKP Hükümetinin Tutumu Hakkında Yaptıkları Basın Açıklaması
27 Mart 2003

 

Sayın Basın Mensupları,

ABD yönetiminin Irak’ı silahsızlandırmak ve rejimini değiştirmek amacıyla geliştirdiği politikaların başarıya ulaşamaması üzerine başlattığı Irak Savaşı bütün sıcaklığı ve yıkıcılığı ile sürmektedir.

Irak Krizi’nin bu noktaya gelmiş olması, çok talihsiz ve üzüntü verici bir gelişme olmuştur.

Süreç uzayıp gerçekler günyüzüne çıkmaya başladığında savaşın acımasız yüzü de bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.

En son olarak Bağdat’ta bir Pazar yerine düşen bomba vicdanlarımızda derin bir yara açmış ve endişelerimizi arttırmıştır.

Savaş, Irak halkı açısından bir ıstırap ve yıkım olmaktadır.

Savaşın bir insanlık trajedisine dönüşmemesi için, başta Amerikan ve İngiliz yönetimleri olmak üzere, her devlet ve uluslararası kuruluş duyarlı ve sorumlu hareket etmelidir. Çünkü, sivil halkın zarar görmemesi için gerekli özen gösterilmemektedir.

Bu sebeple, sivil halkın daha fazla sıkıntı ve ıstıraba maruz kalmaması amacıyla, ateşkes de dahil her türlü yol denenmelidir.

Ayrıca, Irak Savaşı’nın sadece Bölge açısından değil, dünya barışı ve istikrarı bakımından da zincirleme sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır.

Bunun için, Birleşmiş Milletler, etkin bir rol üstlenerek savaşın bölgeye yayılmasına ve yeni uluslararası gerginliklere engel olmalıdır.

AKP Hükümeti’nin de bu konuda duyarlı ve etkin bir yaklaşım içinde olması gerekmektedir.

AKP yönetimi ve iktidarının Irak krizindeki tutarsızlığını ve beceriksizliğini “devlet politikası” diyerek örtmesi ve sorumluluktan kaçması mümkün değildir.

Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki istenmeyen gelişmelere müdahil olması konusunda, hem AB yönetiminin hem de Amerikalı yetkililerin tutumları anlaşılmaz ve kabul edilemez bir seyir izlemektedir. Kuzey Irak’taki oluşumlara bu kadar aşina olmaları ve ilgi duymaları, tabii olarak çok dikkat çekici ve düşündürücüdür.

AB yönetiminin Türkiye karşıtlığı tescilli olan mensubu Günther Verheugen yine devreye girerek, Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahil olduğu takdirde AB üyeliğini unutması gerektiğini söylemektedir.

Sayın Verheugen’e öncelikle hangi Avrupa Birliği’nden söz ettiğini sormak lazımdır. Türkiye, savaşın içindeki AB’ye mi, yoksa savaşın dışındaki AB’ye mi alınmayacaktır?

Sayın Verheugen’in, artık Türkiye karşıtlığının en başta Avrupa Birliği’ne hiçbir şey kazandırmadığını anlaması gerekmektedir. AB yönetimi, herşeyden önce kendi içini düzene sokmalı ve stratejik özürlü yapısından kurtulmalıdır.

Türk devletinin gerek insanî, gerekse güvenlik gerekçesiyle Kuzey Irak’taki gelişmelere müdahil olması kaçınılmazdır. Dost ve müttefik ülkelerin, buna engel olmaya değil, destek olmaya çalışması gerekir.

Türk devleti ve ordusunun, Irak’taki Türkmen kardeşlerimizin can güvenliği ve kukla devleti girişimleri karşısında teyakkuz halinde olmasından daha doğal bir durum olamaz.

Sayın Basın Mensupları,

TBMM’nden güvenoyu alan İkinci AKP Hükümeti de krizleri yöneten değil, derinleştiren bir belirsizlik ve tutarsızlık içindedir.

Başbakan sayın Erdoğan’ın Hükümet Programı’nda ortaya koyduğu siyasî duruş ile “Ulusa Sesleniş” konuşmasında sergilediği yaklaşımın birbirinden tamamen farklı olduğu dikkati çekmiştir. Meclis’te okunan Hükümet Programı’nda bireyci ve küreselleşmeci bir AKP profili çizilirken, adı geçen konuşmada millî birlik ve dirlik vurgusu önplana çıkmıştır.

AKP yönetimi ve iktidarının, bu ideolojik ve ahlâkî tavır karmaşası, diğer alanlarda da kendini hissettirmektedir.

Hükümet Programı’nda, AKP yönetiminin seçim öncesinde sık sık dile getirdiği vaatler de yeterince yer bulamamıştır.

59. Hükümet’in programında, milletin taleplerine duyarlı siyaset anlayışından söz edilmesi, yeni bir göz boyama taktiğinin ötesine geçememektedir.

Ekonomik sorunların nasıl çözüleceği belli olmadığı için, dün karşı oldukları IMF yönetimine bugün televizyon konuşmasıyla taahhütte bulunma noktasına gelmişlerdir.

Yatırım ve üretim özürlü olan 2003 Yılı Bütçesi ile, ekonomik sıkıntıların aşılarak istikrarlı büyüme sürecine geçilmesi imkânsızdır.

Gerçeklerin üzerini örtmeye çalışarak, bariz çelişki ve tutarsızlıklarda ısrar ederek ülkemizin sağlıklı bir şekilde yönetilemeyeceği açıktır.

Öncelikle yapılması gereken, samimî, tutarlı ve kararlı bir iradenin sergilenmesi, millî çıkarlarımıza ve saygınlığımıza her şart altında sahip çıkılmasıdır.

AKP yönetimi ve iktidarı, Türkiyemizin avunma ve avutma oyunlarıyla kaybedecek zamanı olmadığını artık idrak etmelidir.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı