09.05.2012 - Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin Başkanlık Sistemi Hakkında Başbakan Erdoğan’ın Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in Düşüncelerine Atıf Yapmasına Yönelik Basın Açıklaması.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Başkanlık Sistemi Hakkında Başbakan Erdoğan’ın Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in Düşüncelerine Atıf Yapmasına Yönelik Basın Açıklaması.
9 Mayıs 2012

 

Başkanlık sistemiyle ilgili iktidar partisinden gelen görüş ve öneriler ülkemiz gündemini bir kez daha tartışmalara boğmuş ve kilitletmiştir.

Bu kapsamda Başbakan Erdoğan’ın gizli gündem ve hedefinin liste başında bulunan “tek adam” olma isteği adım adım ilerletilmektedir.

Şahlık, sultanlık, tiranlık, krallık ve emirlik hayalleri Başbakan Erdoğan’ın aklını başından almış ve bu unvanlara ulaşma çabası şuurunu kaybettirmiştir.

Başbakan’ın her yurt dışı ziyareti öncesinde ülke gündemini meşgul edecek çıkışlar ve teklifler getirmesi, iyice klasikleşmiş ve bayatlamış bir siyaset taktiğinden öte bir anlam taşımamıştır.

Başkanlık sistemiyle ilgili gündeme düşen; beyanlar ve temelsiz düşünceler de buna işaret etmektedir.

Başbakan Erdoğan’ın merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in Dokuz Işık isimli eserinden başkanlık sistemine yönelik dayanaklar ve gerekçeler bulmaya çalışması meselenin nerelere kadar vardığını açıklıkla kanıtlamaktadır.

Dokuz Işığın Başbakan’ın işine gelince referans kitapları arasına girdiği ve yurtdışı seyahatlere giderken bile alelacele eline tutuşturulduğu anlaşılmaktadır.

Aslına bakılırsa bu bizim açımızdan memnuniyet verici, kendisi açısından bir nebze de olsa umut verici bir gelişmedir.

Başbakan’ın ilham kaynakları arasında merhum Başbuğumuzun fikirlerinin bulunması, göz nurumuz ‘Dokuz Işık’tan havaalanlarında bile pasajlar okuması son derece dikkat ve ilgi çekicidir.

Ancak fikriyatımızın pusulası niteliğinde bulunan bu eserin, “Tek Başkan-Tek Meclis Sistemi”nin izah edildiği bölüme dar, kısır, sabit ve çapsız bir zihniyetle yaklaşması Dokuz Işığı layıkıyla anlamadığına delil teşkil etmiştir.

Dokuz Işık’ta tarih ve töremiz bağlamında, milli ve üniter devlet çatısı altında başkanlık sisteminin savunulduğu ve tavsiye edildiği hepimizce bilinen bir husustur.

Ancak bunun şartlarının, ortamının, siyasi ve toplumsal ikliminin oluşması ve olgunlaşması için; otoriter heveslerin, dikta özlemlerinin terk edilmesi, üstelik Türk milletinin bir ve bütünlüğü konusundaki tüm kaygıların giderilmesi keyfiyetten öte bir zorunluluktur.

Başbakan Erdoğan, başkanlığı şahsi egolarını tatmin, bölünmeyi sağlama, üniter yapıyı federasyonla yer değiştirme amacıyla benimsemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’ni “Anadolu Halklar Topluğu” haline dönüştürmeyi, Türk milletini etnik kimliklere geriletmeyi bu yolla gerçekleştireceğini hesap etmektedir.

Şüphesiz bu konuda en büyük engel olarak partimizi gördüğünden, merhum Başbuğumuzu ve düşüncelerini pervasızca, kurnazca ve işgüzarca amaçlarına istismar etmekten kaçınmamaktadır.

Başbakan Erdoğan şayet, Dokuz Işığın tüm ilkelerini kabul ettiğini itiraf eder, yıkımdan dolayı özür diler ve bu zamana kadar ki çarpık ve dağılmayı teşvik edecek politikalarından caydığını açıklıkla beyan ederse kendisine söyleyecek sözümüz elbette olmayacaktır.

Bu şartlar altında Türkiye Cumhuriyeti’ni ve bin yıllık kardeşlik hukukunu teminat altına alan, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü sağlam esaslara bağlayan, huzuru ve ekonomik gelişmeyi hayata geçirecek olan, her adıma destek ve yardımdan hiçbir zaman imtina etmeyiz.

Ne var ki dün de belirttiğimiz gibi, hâlihazırda başkanlık sistemi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi’nin yaklaşımları net olup, Türkiye’nin bugünkü siyasi ve sosyal ortamı içinde hayata geçirilmesi asla uygun değildir.

Bununla birlikte oturduğu makamı tartışılır hale gelen ve icra ettiği görevi ihmal edilen Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’de, başkanlık sistemiyle ilgili görüşlerini ve bu kapsamda nerede durduğunu milletimize mutlaka açıklamalıdır.

Zira spekülasyonların merkezinde Cumhurbaşkanlığı ve doğrudan doğruya bizatihi kendisi bulunmaktadır.

Bilinmelidir ki, Başbakan Erdoğan’ın başkanlık sistemine istekli olması Türkiye Cumhuriyeti’nin feshedilmesine ve milletimizin ayrıştırılmasına dönük sinsice döşenmiş tuzaklarla doludur.

Bu itibarla Milliyetçi Hareket Partisi başkanlık sistemine karşı duracak, karşı gelecek ve karşı çıkacaktır.

Başbakan’a tavsiyemiz, Dokuz Işığın bir sayfasına değil de, asıl ruhuna odaklanması ve kendi payına düşmesini temenni ettiğimiz gecikmiş dersleri çıkarmasıdır.

Ancak bu sayede kararan, kapanan, kasvetleşen vicdanı aydınlanacak; milletin, milliyetin ve milliyetçiliğin ne demek olduğunu ümit ederiz ki idrak edebilecektir.