05.12.2002 - Ramazan Bayramı Kutlama Mesajı ve Seçim Sonrası Değerlendirme
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Ramazan Bayramı Kutlama Mesajı
5 Aralık 2002

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Millet ve devlet olarak, 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından yeni bir siyasî sürecin başlangıcında bulunuyoruz. Bu seçimlerin sonucunda, TBMM'de oy oranının iki katı sandalye oranına (çoğunluğuna) sahip olan Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti kurmuş ve güvenoyu almıştır.

58. Hükümet, bir partinin tek başına kurduğu bir hükümet olmasının yanı sıra, doğal afetler ile ekonomik krizlerin yaralarının büyük ölçüde sarıldığı bir dönemde görev üstlenmektedir. Dolayısıyla, ülkemize ve insanımıza en iyi şekilde hizmet edebileceği elverişli bir zemine ve imkânlara sahiptir. Yeni hükümetin Türk Milleti'ne karşı ileri sürebileceği herhangi bir mazereti bulunmamaktadır.

Artık, çok ağır şartlarda ve koalisyon yapısıyla görev üstlenen 57. Hükümete meydanlarda ve medyada yöneltilen gelişigüzel eleştirilerin arkasına saklanılamayacak; Türk insanına verilen bütün sözlerin bir bir yerine getirilmesi gerekecektir. Daha göreve başladığı ilk günden itibaren ortağı olduğumuz hükümete ve partimize her türlü haksız eleştiriyi reva görenler, şimdi milletle ve tarihle yüzyüzedirler.

Milliyetçi Hareket Partisi, son üçbuçuk yıl boyunca büyük doğal afetlerle ve ekonomik krizlerle sürekli uğraşmak durumunda kaldığı için insanımıza arzuladığı düzeyde hizmet ve refah götürememiştir. Bunun siyasi maliyetinin yüksekliği, 3 Kasım seçimlerinde ortaya çıkmıştır.

Partimiz, 3 Kasım'da ödemek zorunda kaldığı siyasi faturanın sebeplerini, sorumlu siyaset anlayışının gereği olarak çok yönlü tahlil etmekte ve değerlendirmektedir.

Ancak, Milliyetçi Hareket, milletimize ve demokrasimize hizmet etme görevini, yeni şartlar altında da en iyi şekilde yerine getirmek zorunda olduğunun bilincindedir.

Kıymetli Dava Arkadaşlarım,

Bizler, birbirini tamamlayan milliyetçi ve demokrat siyasî kimliğimizin gereği olarak, aziz milletimizin nihaî adaletinin şaşmayacağına yürekten inanıyoruz. 3 Kasım seçimlerinin Türk Milliyetçileri açısından üzücü ve düşündürücü sonuçlar doğurmuş olması bu inancımızı değiştirmemiştir.

Ayrıca unutulmamalı ki, 3 Kasım'da ortaya çıkan siyasî tablo, "nihaî irade"yi değil, en fazla 5 yılı kapsayan "dönemsel bir irade"yi ifade etmektedir. 3 Kasım'da şekillenen siyasî iradeyi, bir dahaki seçimlere kadar davamıza yeni ve büyük bir ivme kazandıracak şekle dönüştürmek bizim elimizdedir.

Çünkü, Türk Milliyetçilerinin yollarına millî iradeyi yeniden ve daha güçlü kucaklayacak bir anlayışla ve emin adımlarla devam etmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple, siyasî çalışmalarımıza, her safhada ve seviyede "yapıcı özeleştiri" ve "yeniden atılım ruhu" birlikte hakim kılınmalıdır.

Hem genel merkez, hem de il teşkilatlarımız olarak yapacağımız sistemli çalışmalarla milletimizin teveccühünü sürekli arttırmak mümkün hale gelecektir. Bunun için de, bir taraftan siyaset üretme yöntemlerimizi gözden geçirip zenginleştirmek, diğer taraftan da iç ve dış gelişmeleri yakından izleyerek uyarıcı ve yol gösterici, gerektiğinde de tepki koyan bir siyasî yaklaşımı hayata geçirmek önem arzetmektedir.

Kısacası, Milliyetçi Hareket, yeni siyasî süreçte yapıcı, ama dinamik bir muhalefet anlayışını geliştirip uygulama kararlılığına sahiptir.

Muhterem Arkadaşlarım,

Hiçbir şüphe yok ki, iç ve dış politikada önemli gelişmelerin yaşandığı, dış politika ile iç politikanın giderek daha fazla etkileşim içine girdiği kritik süreçte, partimizin meclis dışında kalması çok büyük bir eksiklik ve talihsizlik olmuştur. Bu eksikliğin önümüzdeki günlerde çok daha derinden hissedileceği, seçimlerin üzerinden henüz bir ay bile geçmeden belli olmaya başlamıştır. Çünkü, yeni dönem, millî hassasiyetlerimizin ve millî menfaatlerimizin en çok gözetilmesi gereken bir dönemdir.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin büyük meclis çoğunluğunun desteğini arkasına alan 58. Hükümetin bu zamana kadar sergilediği tavırlar, ne yazık ki millî hassasiyetlerimiz konusuna özen gösterilmediğini ve bazı lobilerin paralelinde hareket edildiğini ortaya koymaktadır.

Özellikle, Avrupa Birliği ve Kıbrıs konularında sergilenen özensiz, tutarsız ve teslimiyetçi yaklaşımlar, ülkemizin jeopolitik konumunu gözardı etmekte ve pazarlık gücünü zayıflatmaktadır. Yine, Türk Dünyasının ihmal edildiği, Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerin geri plana itildiği gözlenmektedir.

Millet iradesinin tecelli biçimine ve Meclis çoğunluğu itibariyle gücü aşikâr bir hükümet yapısına rağmen, desteğin başka yerlerde arandığı, bazı mahfillere "şirin gözükme" çabalarının yoğunlaştığı bir aşamada; Milliyetçi Hareket'in hem hükümeti uyarıcı, hem de Türk Milleti'ne yol gösterici tavır ve politikalarının önemi bir kat daha artmış bulunmaktadır.

Bir hususun altını bir kez daha çizmek isterim ki, Milliyetçi Hareket, yeni dönemde de ülkesine, milletine ve gelecek nesillere karşı sorumluluklarının farkındadır ve görevini her şart altında en iyi şekilde yerine getirmeye kararlıdır.

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Partimiz bu genel sorumluluk ve görev bilincinin yanı sıra, 12 Ekim 2003 tarihinde yapılacak olan Büyük Kongresi'ne de en iyi şekilde hazırlanmak durumundadır. Bunun için, millî görev ve sorumluluklarımızı ihmal etmeden, Büyük Kongre hazırlıklarının da özenle yürütülmesi gerekmektedir.

En başta, yenilenecek olan üyelik yapımızın Türk Milliyetçiliğinin gerek hedeflerine gerekse ahlâkî değerlerine yakışır bir şekilde tanzim edilmesi zorunludur. Büyük ve zorlu bir davanın mensuplarının küçük hesaplar peşinde koşmayacağı gerçeğinden hareketle, partimizin il ve ilçe teşkilatları, ülkü ve ilkelerimizi her açıdan kucaklayacak bir yapı ve zihniyeti geliştirmeli ve kurumlaştırmalıdır.

Sağlıklı ve etkin bir teşkilat sisteminin, ancak nitelikli ve temsil kabiliyeti yüksek bir üyelik yapısının üzerine bina edileceği unutulmamalıdır. Ayrıca, bütün teşkilat kademelerinde dayanışma ve kardeşlik ruhunun hakim olması sağlanmalı, nifak girişimlerine müsaade edilmeden yüksek idealizm, millî heyecan ve hizmet aşkı her şart altında yaşatılmalıdır.

2003 yılının ilk yarısında yapılacak olan il ve ilçe kongrelerimiz, bu açıdan da bütün partilere örnek teşkil etmelidir. Milliyetçi Hareket'in her kademesindeki siyasî yarışta Türkiye sevdasının, lider ülke idealinin, ülkücü ahlâk ve terbiyenin belirleyici olduğu, bütün Türkiye'ye bir kez daha ispat edilmelidir.

Türk Milliyetçilerinin hizmet ve bayrak yarışında kaybedeni olmamalı, kazananın ise ülkemiz ve davamız olduğu açıkça ortaya konmalıdır.

Bütün teşkilat mensuplarımızın, bütün ülküdaşlarımın aynı inanç, sorumluluk bilinci ve kararlılıkla hareket edeceğine, partimizi el ve gönül birliği içinde hak ettiği en güzide konuma taşıyacağına inancım tamdır.

Bu inanç ve kararlılık içinde olmayanların partimizin "yeni atılım süreci"ne engel oluşturmasına izin verilmeyeceği de muhakkaktır.

Böyle bir sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasının, Türk Milleti'nin zor gün dostu ve kader arkadaşı olan Milliyetçi Hareket'in "Lider Ülke Türkiye" hedefine sistemli bir şekilde ulaşması bakımından da önemi çok büyüktür.

Değerli Arkadaşlarım,

Biliyor ve inanıyoruz ki, Milliyetçi Hareket'in tarihî misyonu ile hizmetlerinin kıymeti her geçen gün daha iyi anlaşılacak, siyasî kültürümüze hakim kılmak için yoğun çaba gösterdiği ahlâkî değerlerin farkına daha iyi varılacaktır.

Hiç şüphesiz, hem Türkiye Cumhuriyeti'nin, hem de her bir Türk insanının onurlu geleceği, bu ilke ve hedefleri yürekten benimseyenlerin ve mücadele azmini asla kaybetmeyenlerin eseri olacaktır.

Bunun için diyoruz ki, Milliyetçi Hareket Türkiyemiz'in onurlu geleceğidir ve bu geleceği de inşallah en güzel şekilde inşa edecektir.

Bu duygu ve inanca sahip bütün teşkilat mensuplarımızı, bütün ülküdaşlarımı yürekten kutluyor ve hepinize başarılar diliyorum.

Bu vesileyle, mübarek Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyor, selam ve sevgilerimi sunuyorum.

Hepiniz Yüce Allah'a emanet olun.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı