21.05.2000 - Erdemli Türkmen Şöleni'nde Yapmış oldukları Konuşma
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Erdemli Türkmen Şöleni'nde Yapmış oldukları Konuşma
21 Mayıs 2000

Değerli Erdemlili Hemşehrilerim,

Muhterem Misafirler,

Basınımızın Seçkin Temsilcileri,

Burada, Türkmen Şöleni'nde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bu anlamlı ve görkemli şöleni tertip ederek, bizleri Erdemli'de buluşturan değerli Belediye Başkanımızı ve tüm emeği geçenleri tebrik ediyor, başarılı hizmetlerinin devamını diliyorum.

Kültür, bir topluluğun sahip olduğu maddi ve manevi değerlerden teşekkül eden bir bütündür ve o toplumda mevcut olan her tür bilgiyi, değer ölçütlerini, düşünce, davranış şekillerini ve zihniyeti kapsar. Dolayısıyla, bir topluluk öncelikle kültürü ile, diğer topluluklardan ayırdedilecek vasıflara ulaşır. Yani bir açıdan kültür, toplulukların bedeni ve ruhî zenginlikleridir. Yeryüzündeki sosyal hayatı anlamlı kılan temel unsur, kültür ve medeniyet birikimleridir.

Bir millet, kendisine özgü kültürel değerleri bilmediği, korumadığı ve onları geliştirme yönünde çaba sarfetmediği sürece milli varlığını koruyabilme açısından da ciddi problemlerle karşılaşır ve hatta yok olur. Tarihte, milli kültürünü muhafaza edemediği ve geliştiremediği için dünya yüzünden silinmiş bir çok topluluk olmuştur. Bu sebeple kültürel zenginliklerin önemlisi, önemsizi, küçüğü, büyüğü olmaz. Hepsinin korunması, geliştirilmesi, yaşatılması büyük önem taşır.

İşte, bu önemli zenginliklerimizden birisi de geçmişten günümüze her baharda milletimizin yaylalara çıkma, şenlik ve şölenler düzenleme geleneğidir. Bu tür etkinlikler, bir taraftan milli birliğimizi ve dayanışma ruhumuzu canlı tutarken, öte yandan da genç nesiller için hayatın, toprağın, dayanışma ve yardımlaşmanın anlamı üzerine büyük bir ders olmaktadır.

Bilindiği gibi, Anadolumuzun pek çok yerinde baharla birlikte gelen şenlikler, toylar, şölenler yapılmakta, tabiattaki coşku ve değişimin bizim hayatımızda ne kadar derin tesir oluşturduğu ortaya konmaktadır. Yine bu şekilde, binlerce şehidin kanıyla sulanan ve bize yurt olan vatan toprakları adeta yeniden fethedilmekte, en uç noktalarına kadar davulla, zurnayla, şenlikle gidilmektedir.

Kıymetli Misafirler,

Sevgili Erdemliler,

Kökeni, milletimizin Anadolu'yu yurt yaptığı ilk yıllara kadar uzanan bu coşku dolu anlar, tarihsel süreç içerisinde farklı sebeplerle tekerrür etse de, bin yıldır önemini ve anlamını hep koruya gelmektedir.

Göçe dayalı hayat tarzından yerleşik hayata geçinceye kadar, bu tür şölenler, yeni ve bereketli bir yılın başlangıcının temennisi ve her zaman yükseklere tutkun olan milletimizin yaylalara hasretinin ifadesi olarak düzenlenirken; yerleşik hayatla birlikte, yine doğaya ve yaylalara özlem, geleneklerin yaşatılması ve güzel bir sosyal birliktelik vesilesi olarak yaşatılmıştır.

Günümüzde ise, modern hayat tarzının, iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmelerin, değişen aile tipinin, şehirleşmenin kültür ve geleneklere yönelik olumsuz etkilerinin giderilmesi vesilesi olarak da algılanılmakta ve bu manada daha da büyük önem kazanmaktadır. Bir yerde, bu tür etkinlikler geçmişte ifa ettiği sosyal görevi daha da fonksiyonel bir ortamda yerine getirmektedir.

Kısaca, milletleri dünden bugüne taşıyan ve yarınlara ulaştıracak olan değerlerin başında, kültür ve medeniyetlerinin yer aldığı göz önünde tutulursa, bugün burada kutlamakta olduğumuz Türkmen Şöleni'nin ve ülkemizin bir çok yerinde kutlanmakta olan benzeri etkinlikler daha da fazla anlam ve önem kazanmaktadır.

Sonuç olarak, tarihin içerisinden süzülerek gelen ve bizi biz yapan değerlerin, milli kültürümüzün kaybolmaması, gelecek kuşakların bu değerlerden beslenerek ve bu değerleri geliştirerek milli varlığımızı sürdürmesi için hepimize büyük görevler düşmektedir.

Aziz Erdemliler,

Değerli Dava arkadaşlarım,

Bilindiği üzere, Türk Dünyasının bilge lideri Başbuğ Alparslan Türkeş'in Hakk'a yürüdüğü tarihten bugüne yaklaşık üç sene geçti. Başbuğumuz ahirete intikal ettiğinde ülkücüler olarak bir söz vermiş ve bu sözü birbirimize sık sık tekrarlamıştık.

Bu söz, Milliyetçi Hareketi iktidara taşıma ve onu memleket yönetiminde etkin hale getirme sözüydü.

Yaklaşık bir sene önce yapılan seçimlerde MHP, Cenab-ı Hakk'ın yardımıyla kendisini iktidara taşıyan bir oy oranına ulaştı ve kurulan 57. Hükümette sizlerden aldığı güç, size duyduğu güven ve size beslediği sevgiyle hizmete başladı. Ama bizlerin Başbuğ'un cenazesinde verdiği söz, MHP'yi tek başına iktidar yapmaktı. Dün olduğu gibi bugün de sözümüzün arkasındayız ve MHP'yi tepeden tırnağa tek başına iktidara getirmek için elimizden gelen herşeyi yapacağız.

Bunun için, hareket olarak daha çok çalışmamız gerektiği açıktır. Tek başına iktidara gelebilmek için geniş kitlelerle buluşmamız, onları kucaklayıp bağrımıza basmamız ve teveccühlerini kazanarak oylarını almamız gerektiği konusunda kimsenin şüphesi yoktur. Bu sebeple, insanlarımızın talep ve beklentilerini iyi anlamamız, ilkelerimizin ışığında bu beklentilere yönelik stratejiler geliştirmemiz ve eldeki imkanları en iyi şekilde kullanarak bu stratejileri hayata geçirmemiz önem taşımaktadır..

Bir yıla yakın süredir koalisyon ortağı olarak hizmet etmeye çalışan MHP'nin, icraatlarında ortaya koymaya çalıştığı da budur. Kavga ve çatışmadan bıkan, kısır siyasi çekişmelerden yorulan, işsizlik ve ekonomik sıkıntılar içinde adeta boğulan, yolsuzluklardan ve yoksulluktan bezen milletimizin seçimlerde verdiği mesajı en iyi okuyan parti, MHP olmuştur.

Partimiz, o yüzden geçen bir yıllık süre içinde uzlaşmaya ve demokratik kültürün geliştirilmesine büyük önem vermiş, bu açıdan diğer partilere örnek olmuştur. Çünkü, MHP, kısır siyasi çekişmelerden, anlamsız zıtlaşmalardan ve ucuz polemiklerden uzak durarak seviyeli bir politika ortaya koymaya dikkat etmiştir. Başkalarının popülist tavırları da, MHP'ye yapılan bazı haksızlıklar da MHP'nin bu çizgisini değiştirememiştir.

Memleketin içinde bulunduğu ekonomik darboğazın halkımızda meydana getirdiği gerilimlerin ve sıkıntıların farkında olan 57. Hükümet, önceliği ekonominin iyileştirilmesine vererek yapısal reformların gerçekleştirilmesine çalışmıştır. Önümüzdeki dönemde ekonomik gelişme ve iyileşmelerin etkileri görülmeye başladığında, partimiz ve hükümetimizin bu konudaki çabalarının kıymeti daha iyi anlaşılacaktır.

Kıymetli Misafirler,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Tek başına iktidar olabilmek için başarılı icraatlar yapmanın yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. En az milletin takdirini toplamak kadar önemli olan bir başka husus da, hareketimizin birlik, dirlik ve beraberliğini muhafaza etmek ve bu konuda zaafiyete düşmemektir. Türkiye gündemini dikkatle izleyenler farkedeceklerdir ki, bütün Türkiye'nin gözü MHP'nin üzerindedir. Siyasi rakiplerimiz, MHP'nin yıldızının sürekli ışıdığının, halk nezdindeki itibarının gittikçe büyüdüğünün ve bütün olarak MHP'nin bir çekim merkezi haline geldiğinin bilincindedirler.

Yine, soğuk savaş döneminden kalma ideolojik önyargıları üzerinden atamamış, iktidar olduğu ilk günden bu tarafa MHP'yi boşa düşürme taktikleri içine girmiş bazı kişi ve çevrelerin varlığı da hepinizin bildiği bir gerçektir. Bu kişi ve çevrelerin de MHP'nin birlik ve beraberliğinden, bu gerçeğin meydana getirdiği enerjiden huzursuz oldukları açıktır.

MHP'nin istikrarlı, seviyeli ve şaibesiz politik çizgisinin, kararlı ve hep Türk Milleti'nin menfaatlerinden yana olan tutumunun rahatsız ettiği söz konusu çevreler, çeşitli fesat hareketleri ve fitneye yol açacak argümanlarla, kara propaganda vasıtalarıyla MHP'nin yıpranması için çaba sarfetmektedirler. Ancak bu çevreler, yıllardır Türk milleti için birlik ve beraberliği savunan, bu uğurda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan, hatta büyük bedellere katlanan Türk Milliyetçileri'nin bu tuzaklara düşmeyeceğini, Hareketlerinin dirliği için de aynı hassasiyeti göstereceğini hesap edememektedirler. Bu hareketin cefakâr ve çileli mensupları, fitnenin girdiği yerden kolay kolay çıkmayacağını iyi bilen basiretli insanlardır. Feraset ve sağduyu sahibi ülkücülerin olgun tavırları, eminim ki bu türden hesaplar yapan odakların heveslerini kursaklarında bırakacaktır.

Partimiz, Allah'ın izniyle, Türkiye'yi parlak geleceğe taşıma kararlılığı içinde büyük hizmetlere imza atmaya devam edecektir. Uzun yıllardır, hem Türk ekonomisini hem de demokrasimizi boğan, kısırlaştıran anlayış ve uygulamaların yok olması için kararlılığını sürdürecektir. "Lider Ülke" misyonunun öncüsü ve mimarları Türk Milliyetçileri, güçlü ve büyük Türkiye'yi milletiyle el ele gönül gönüle inşa edeceklerdir.

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Misafirler,

Konuşmama son verirken değerli varlıklarınızla şereflendirdiğiniz şölenimizin başarılı geçmesini, birlik ve dirliğimize vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. MHP'nin kutlu iktidar yürüyüşünde desteğini hiç eksik etmeyen sizleri en derin sevgi ve saygılarımla selamlayarak Allah'a emanet ediyorum.

 

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı