18.03.2010 - 8 Mart Çanakkale Zaferini Kutlama ve Şehitler Günü münasebetiyle yayınladıkları mesajı.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin
18 Mart Çanakkale Zaferini Kutlama ve Şehitler Günü
münasebetiyle yayınladıkları mesaj.
18 Mart 2010

 

Türk milletinin gülle, mermi, çelik ve baruta karşı verdiği en çetin mücadelelerden birisi olan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 95’nci yıldönümünü gururla kutluyoruz.

Dönemin hasım küresel güçlerinin sahillerimize kadar gelerek, vatan topraklarına yönelik kirli ve habis emellerini hayata geçirmek istemeleri, çok şükür ki Çanakkale önünde imana çarpmış, ecdadımızın bağımsızlığa duyduğu inançla erimiş ve yok olmuştur.

‘Batmaz’ denilerek, haklarında efsane uydurulan savaş gemileri, gücünü yalnızca milletimizin eşsiz varlığından alan kahramanların, ağırlıklarının bir önemi olmadan sırtlandığı mermilerin hedefi bulmasıyla, bir kalıntı ve batak olmak üzere Boğaz’ın dibini boylamışlardır.

Son yurdumuz olan Anadolu’yu kuşatan düşman unsurlarının sahip oldukları teknolojik ve moral üstünlüğüne karşı, kendilerini seve seve feda eden vatan evlatlarının dikilmesi haklı olarak Çanakkale’de bir Türk destanının doğmasına neden olmuştur.

Bu zafer milletimiz açısından stratejik ve jeopolitik bir dönüşüm sağlamış ve aynı zamanda, dünyanın siyasi, ekonomik ve kültürel çehresinin değişmesinde de çok etkili olmuştur.

İki yüzyılı aşan geri çekilme Çanakkale’de durmuş ve meselenin vatan savunması olduğu zaman aziz milletimizin neleri göze alabileceği gök kubbede çınlayan ‘Allah Allah’ sesleriyle duyurulmuştur.

Canı pahasına, sonraki nesillerin bağımsız ve namusuyla bir bütün yaşaması için kendilerini mermi sağanağının içine atan aziz şehitlerimizin kıymeti, değeri ve fedakârlıkları üzerine bugün daha ayrıntılı düşünülmesi gerekmektedir.

Geçmişin muhterem ve muazzam hatıralarından ders çıkarmak ve ‘Çanakkale geçilmez’ sözüyle milletimizin makûs talihini tersine çevirenlerin mücadelelerini iyi anlamak artık bir mecburiyet halini almıştır.

Bugüne ulaşan bu muhteşem anlayışın, ‘Anadolu’nun yıkılmaz ve aşılmaz’ olacağına dönük kararlığımızın da kaynağı olacağı iyi bilinmelidir.

Kökeni, mezhebi, meşrebi ve memleketi ne olursa olsun ecdadımız, Türk bayrağının altında toplanarak millet olmadan doğan hak ve menfaatlerimizi dün nasıl muhafaza edilebilmişse, bugün de gerekirse bunun aynısının yine tekrarlanabileceğine yürekten inanıyorum.

Bilinmelidir ki, Türk milletinin, ayrışma ve farklılaşma tuzaklarına düşmeden, oynanan oyunların farkına vararak dünün muhteşem mücadelelerine sahip çıkacağına olan inancım tamdır.

Şehitliğin sorgulandığı, gaziliğin tartışıldığı bu dönem içinde; 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü kutluyor, bize bu zaferi emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, hepsini minnet ve şükran hislerimle yad ediyorum.