26.09.2010 - Dil Bayramı münasebetiyle yayınlamış oldukları mesajı.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin,
Dil Bayramı münasebetiyle yayınlamış oldukları mesajı.
26 Eylül 2010

 

Türk milletinin oluşmasında ve varlığını sürdürmesinde en temel kültürel faktör olan güzel dilimiz Türkçenin; bir bayram ortamı içinde anıldığı, kutlandığı ve üzerinde düşünüldüğü tarihi bir yıl dönümün içindeyiz.

Şüphesiz Türk dili, milletimizin birlik ve beraberliğinin vazgeçilmez bir bileşeni ve yeri doldurulamaz destek veren gücüdür.

Asırlarca, Türk milletinin kutlu varlığının vücut bulmasında belirleyici unsurlardan olan; siyasal varlıkta birlik, yurt birliği, dil birliği, soy ve köken birliği, tarihsel yakınlık, ahlak ve din birliği arasında en dikkat çekici ve etkili katkıyı tartışmasız Türkçe sağlamıştır.

Yeryüzünün en zengin ve en kolay dili olan Türkçemiz, milletimizin eşsiz bir hazinesidir ve ikamesi olmayan milli bir kıymetidir.

Geride kalan asırlarda, Türk milletinin ahlakının, erdemlerinin, gelenek ve göreneklerinin, acı ya da tatlı hatıralarının oluşmasında ve sonraki nesillere aktarılmasında Türk dilinin büyük bir katkısı olduğu tarihi hakikattir.

Türkçe, milletimizin hafızası ve yüreği haline gelmiş; aziz millet fertleri arasındaki duyguların, düşüncelerin, sevinçlerin ve ortak değerlerin paylaşılmasında en belirleyici faktör olmuştur.

Tarih içinde Türk milletinin, yıkılan devletlerinden sonra, yeni ve daha güçlü devlet kurmasındaki marifet ve arkasındaki sır elbette Türk dilinin kutlu özelliğinden kaynaklanmıştır.

Türkçe, dağılmayı engelleyen, ayrışmaya mani olan ve ortak bir bilinç ve şuur etrafında, müşterek ülküler doğrultusunda milletimizin dimdik ayakta kalmasına neden olan muazzam bir kültürel değerdir.

Bir milletin en kutsal mülkü olan dili, eğer korunmazsa ve gerekli ilgi gösterilmezse bağımsızlıktan ve millet bütünlüğünden bahsetmek ham bir hayal olacaktır.

Dilin ve beraberinde oluşturduğu milli şuurun, mensubiyet bilincine kuvvet ve destek verdiğini akıllardan bir an olsun çıkarmamak gerekmektedir.

Dünyayı anlamak, etrafımızı tanımak ve akıp giden zaman mefhumu içinde sağlam bir yer edinmek ve kendi kültürel gerçeklerimizden beslenmek için Türkçe düşünüp, Türkçe konuşmamız ve haricimizdeki gelişmeleri Türkçe okumamız bir zorunluluktur.

Dilimiz muhterem ecdadımızın ölümsüz mirasıdır ve onu geliştirmek, korumak, sevmek ve yükseltmek hepimizin en öncelikli görevi olmalıdır.

Ne var ki son zamanlarda, mahalli düzeydeki bazı dillerin Türkçeye ortak yapılmaya çalışılmasında, eğitim ve öğretim dili olarak kullanılma gayretlerinde yoğun bir çaba olduğu görülmektedir.

Bu uğurda, yurdumuzun bir yöresindeki okullarda boykot girişimleri başlatılmış ve evlatlarımızın eğitim ve öğretim hakları ne yazık ki engellenmiştir.

Bilinmelidir ki Türkçe, Türk milletinin birlikte ve onurluca yaşamasının teminatı, kardeşçe var olabilmesinin eşsiz bir fırsatıdır.

Türkçenin dışında farklı bir dilin kamusal alanda kullanılma talebi ve bunun da hoş görülmesi ve desteklenmesi; Türk milletine eşit hak ve sorumluluklarla bağlı olan bir topluluğun millet olmasının yolunu açacak ve eninde, sonunda bağımsız siyasi bir varlık olması yönündeki dinamikleri harekete geçirecektir.

Bu itibarla, ana dilde eğitim istekleri ve ısrarları, milletimizin parçalanması ve dağılması sürecini başlatacak ve bin yıllık kardeşliği temelinden bozacaktır.

Milli karakterimize ruh ve şekil veren Türkçenin, malum çevreler tarafından yalnızca resmi dil olarak görülmesi ve bu minvalde değerlendirilmesi de, Türk dilinin itibarını zedelemeye yönelik sinsi bir faaliyet olarak karşımızda durmaktadır.

Türk vatandaşlarını birbirine bağlayan, birleştiren, başka milletlerden ayıran ve geçmişimize kopmaz bağlarla bağlayan Türkçenin; önümüzdeki her zorluğu aşmada, görmesini bilenler için hayati bir rolü olacağı açıktır.

Birinci Dil Kurultayı’nın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yol göstericiliğinde 26 Eylül 1932 tarihinde açılmasından beridir kutlanan Dil Bayramı’nın bu yıldönümünde; Türkçemiz çevresinde bir araya gelerek, bir arada yaşamanın eşsiz cazibesini koruyacağımıza sonuna kadar inanıyorum.

Bu vesileyle, aziz milletimizin ‘Dil Bayramı’nı kutluyor; Türkçenin bilim, edebiyat, sanat, spor başta olmak üzere, her alanda en çok kullanılan ve müracaat edilen dil olmasını temenni ediyorum.

Türkçe konuşan ve geniş bir coğrafyada dilimizi sahiplenerek geliştiren Türk milletinin tüm fertlerine şükranlarımı sunuyorum.