Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “Kongre Süreci ve MHP Üzerinden Pensilvanya Talimatlı Alternatif Bayramlaşma Çabası” üzerine yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 3 Temmuz 2016
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın
“Kongre Süreci ve MHP Üzerinden Pensilvanya Talimatlı
Alternatif Bayramlaşma Çabası”  üzerine
yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
3 Temmuz 2016

 

“Müphem ve meşkuk” bağlantılar üzerinden MHP’de olağanüstü kongre kararı çıkardıktan sonra sevindirik olup sosyal medyada caka satanlar, “Adalet mülkün temelidir.” diye tweetler atarak şişinenler; 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ve YSK’nın kararları üzerine tüyü yolunmuş tavuk gibi çırpınmaya başlamışlardır.

MHP Genel Merkezini yandaş medyadan ve iktidardan destek almakla suçlayan birtakım çevrelerle genel başkanlık sevdalıları, suratlarına “adalet tokadı”nı yiyince paniğe kapılarak ilk akşamdan çareler aramaya başlamışlardır. İlk etapta; kendilerine yandaş mevkuteler, yalancı şahitler ve şıracılar bulmuşlardır.  

  Mahkeme kararlarına rağmen ayak direten muhalifler tarafından yapılan “Bu kararları tanımıyoruz. Olağanüstü kurultay yapılacak.” türünden itirazlar, hayal kırıklığının, yenilmişliğin ve tükenmişliğin göstergesidir.

Ülkemizdeki mahkemeler, bağımsız yargının temel parçası olan kurumlardır. Asıl onlardan çıkan bu kararlar sayesindedir ki adaletin, mülkün temeli olduğu belli olmuştur.

Muhaliflerin çıkardığı karmaşa sonucunda gelinen noktayla ortaya bir kez daha çıkmıştır ki Ülkücü irade hür ve serbest şekilde tecelli etmelidir. Zaten MHP yetkili kurulları bu konuda gereken kararı almış ve olağan kurultayını yapılacağını önceden duyurmuştur. Suni ve zorlama yollara sapmanın sonuç getirmeyeceği anlaşılmıştır.

Buna rağmen Ülkücü iradeyi kayyum marifetiyle ipotek etme girişimleri, tefecilerin imzalı senetleri kırdırma yöntemine benzemektedir.

Bu tür yöntemlerle delegelerimize diz çöktüreceğini ve MHP’yi ele geçireceğini sananlar, adaletin sesi karşısında ağızlarını poyraza çevirmek zorunda kalmışlardır.

Bu arada yetkisiz kayyumların sözde olağanüstü kongre için belirledikleri 15 Mayıs 2016 ve 19 Haziran 2016, politika tarihimize siyasi tefecilik günü olarak geçecektir.

Şurası bir hakikattir: 10 Temmuz’da yapılması planlanan olağanüstü seçimli kurultayı engelleyen mahkemedir, yargı kararlarıdır. 10 Temmuz kurultayını tehlikeye sokan, durdurulmasına yol açan da 19 Haziran’da yapılan korsan ve paralel kongredir.

MHP’nin AKP’nin güdümündeki yargı tarafından desteklendiğine dair iddialar da temelsizdir. Yargıtay, daha önce Ankara’daki Sulh Hukuk Mahkemesinin olağanüstü kurultay yapılması yönündeki kararını onamıştır. Partimizce de buna saygı duyulacağı ve bu istikamette gerekenin yapılacağı duyurulmuştur. MHP Lideri de Tüzüğün kendisine verdiği yetkiye dayanarak 10 Temmuz’da olağanüstü seçimli kurultay yapılmasına karar vermiştir.

Ama Kayyım Heyeti ve kendini genel başkan adayı olarak lanse edenler; inisiyatifi elde tutmak, süreci domine etmek ve parti yönetimini devre dışı bırakmak için 10 Temmuz’u kabullenmemiş, 19 Haziran’da korsan bur kurultay yaparak her şeyi berbat etmiştir.

19 Haziran’da yapılan usulsüzlük ve uygunsuzluklar, mahkemeden dönmüştür.

10 Temmuz’un iptal yolu 19 Haziran’da delegeler aldatılarak, mevcut olmayan delegeler orada hazırmış gibi gösterilerek ve yeterli çoğunluk olmadığı hâlde noter marifetiyle varmış gibi gösterilerek açılmıştır.

Gayrimeşru ve hukuksuz icraatları mahkemeden dönenlerin, bundan ötürü MHP Genel Merkezini kabahatli bulmaları gülünçtür. Eğer müzmin muhalifler kumpanyası 19 Haziran’da ayrı baş çekmeye yeltenmemiş, 10 Temmuz’a başından “Varız!” demiş olsaydı, iş buraya varmayacak ve olağanüstü kurultay gerçekleşecekti.

Hâl böyleyken MHP Genel Başkanının bu konuda tiyatro oynadığını ve aslında kurultay istemediğini söylemek büyük haksızlıktır, iftiradır, bühtandır. Müzmin muhalif adaylar yürüdükleri yolda uğradıkları hüsranın acısını çıkarmak üzere MHP’ye saldırarak, kendilerini daha fazla batağa sapladıkları aşikârdır.

Hele reklam harcamaları konusunda MHP Liderinin usulsüzlük yaptığını ima etmek, daha büyük iftiradır. Ramazan günü aşikâr biçimde oruç yercesine kamuoyunun gözleri önünde bu büyük günahı sergileyenler, bunun altından asla kalkamazlar.

  MHP Genel Başkanının partiyi yönetme tarzı ve politika anlayışı tenkit edilebilir. Ancak bu, edeb ve ahlakla mütenasip cümleler kurarak yapılmak mecburiyetindedir.

  Ayrıca MHP sadece devletten para almakta, hiçbir kişi ve kuruluştan hangi ad altında ve gerekçeyle olursa olsun, asla para veya bağış kabul etmemektedir. MHP’nin harcamaları, gelir ve gideri bellidir. Partimizin hesapları Anayasa Mahkemesinin denetimi altındadır.

Siyasi partilerin harcamaları, Siyasi Partiler Kanunu’nda belirlenen sınırlar çerçevesinde meşru yollardan yapılır. Partideki harcamalar onu yönetenlerin keyfine göre değil, yasalara uygun olmak zorundadır.

Peki sözde muhalif adaylar yaptıkları harcamaların hesabını verebilecekler midir?

MHP Lideri Devlet Bahçeli; titizlik, dürüstlük, hakkaniyet ve meşruiyete riayet konusunda “numune-i imtisal” bir politikacıdır. Sayın Genel Başkanımızın bu hususiyetleri sadece kendi camiamız değil, bütün kesimler ve siyaset erbabı tarafından bilinmekte, hakkı daima teslim edilmektedir.

İçinde bulunduğumuz günlerde bu gayri ahlaki tutum sürdürülüyorsa artık bu ayda bağlandığı söylenen şeytanlara ihtiyaç kalmamış, bazı insanlar iblisin görevini bihakkın yerine getirmiştir.

Diğer taraftan sözde muhalifler bir yandan kaos kurultayı için çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da yeni parti hazırlıklarına başladıklarını gizlememektedirler. Perde arkasında 5. parti hazırlıklarına hız veren bu zihniyetin asıl niyeti MHP’yi bölmek, şayet bu gerçekleşmiyorsa en fazla zararı vermektir.

Bu temel amaçlarına hizmet edercesine Ramazan Bayramının ikinci günü ve Genel Merkezimizle aynı saatte bayramlaşma tertip etmek bir Pensilvanya talimatıdır. F. Gülen’in himayelerinde yapılacak olan bu girişim, kurdurulması kararlaştırılan yeni partilerini isimlendirme gayretinden başka bir anlama gelmemektir.

Neticede söylenecek söz şudur: MHP’nin kararları; beşeri iradeye ipotek koyma girişimlerini engellemek, kişilere hür ve müstakil karar alma imkânı sağlamak içindir. MHP’nin geleceği ve hareketimizin mukadderatı hakkındaki kararları ise okyanus ötesi değil, olağan kurultayda delegelerimiz verecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.