Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Sayın Ahmet Kenan TANRIKULU’nun “Zengin Ülkeler Grubundaysak Asgari Ücret de Ona Göre Açıklansın” başlığıyla yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 29 Aralık 2016
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili
Sayın Ahmet Kenan TANRIKULU’nun “Zengin Ülkeler Grubundaysak
Asgari Ücret de Ona Göre Açıklansın”
başlığıyla yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
29 Aralık 2016

 

Zengin Ülkeler Grubundaysak Asgari Ücret de Ona Göre Açıklansın

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; ekonomideki kötü rakamları yöntem değişikliği ile parlatmaya çalışanları, bir kez olsun asgari ücret konusunda samimi olmaya davet etti.

Tanrıkulu yaptığı açıklamada; “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yeni hesaplama yöntemiyle kağıt üstünde artırdığı millî gelir rakamlarının büyüsüne kapılanlar o hızla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yüksek gelir grubu ülkeler arasına alındığımızı iddia edebiliyorsa, asgari ücret tutarını da bu ülke grupları seviyesine yükseltmelidir.” dedi.

Tanrıkulu; “Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’ndeki asgari ücretin tanımı: ‘işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir.’ şeklinde yapılmaktadır. Uluslararası standartlarda ise; ‘işçinin sadece kendisinin değil, ailesinin de asgari ücret tespitinde hesaba katılması gerekmektedir.’ denilmektedir.

Türk-İş tarafından her ay düzenli olarak açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarının Aralık ayı sonuçlarına bakıldığında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) 1.432 TL’ye, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarının ise (yoksulluk sınırı) 4.665 TL’ye çıktığı görülmektedir. Yine aynı araştırmaya göre Aralık’ta bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 1.761 TL olarak hesaplanmıştır.

Mevcut asgari ücret (1.301 TL) açlık sınırının 27 gününü, yoksulluk sınırının ise 8 gününü ancak karşılamaktadır. Bekâr bir asgari ücretli çalışanın geliri ise aylık yaşama maliyetinin ancak 22 gününe yetmektedir.

Bugün yaklaşık 5,5 milyon asgari ücretle çalışanın bulunduğu Türkiye’de, asgari ücretlilerin gelir dağılımı bakımından da kayıpları büyüktür. Nüfusun en düşük gelir grubunu oluşturan %20’lik dilimin millî gelirden aldığı pay uzun yıllardır %6’larda adeta çakılmıştır. Buna karşın nüfusun en yüksek gelire sahip %20’lik grubunun millî gelirden aldığı pay ise %46’lara çıkmış ve en düşük gelirli ile en yüksek gelirli arasındaki fark 8 kata çıkmıştır. Türkiye’de ücretlerin millî gelir içindeki payı 2002 yılında %43’lerde iken, 2015 sonunda bu oran %34’lere gerilemiştir. Bu oranın Avrupa Birliği ortalaması %55’in üzerinde seyretmektedir.

Yetersiz Asgari Ücret İle Nasıl Zengin Ülke Sınıfında Oluyoruz

OECD’nin bu ay içinde yayınladığı ‘Küresel Kalkınma Perspektifleri 2017’ raporunda yer alan 4 farklı senaryosundan birini gerçekmiş gibi Türkiye’ye duyuranların Raporu gayriciddî inceledikleri ortadadır.

Rapor’a bakıldığında; birilerinin iddia ettiği gibi Türkiye’nin yeri ‘yüksek gelirli’ ülkeler arasında değil, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi ‘orta gelirli’ ülkeler arasındadır. Türkiye’nin 1990’dan 2014’e kadar OECD ülkelerinin ortalama gelir seviyesine yaklaşık 10 puan yaklaşsa da, hâlâ OECD ortalamasının %40 altında kaldığı da söz konusu Rapor’da belirtilmektedir.

Ülke olarak 2015 yılı rakamlarına göre OECD ülkelerinde asgari ücretin satın alma gücü bakımından 26 ülke arasında 19’uncu sıradayız. Diğer yandan AB ülkeleri satın alma gücü paritesine göre Türkiye’deki asgari ücretin 2-2,5 katı daha yüksek ücrete sahiptir.

Asgari Ücret İnsanca Bir Yaşam Hakkı Sağlamalı

Bugün halen asgari ücretlinin üç öğün için kişi başına ayırabildiği tutar 3,75 TL, öğün başına bu tutar ise sadece 1 TL 25 kuruş düzeyindedir. Açlık sınırını dâhi karşılamayan asgari ücret,yüksek döviz rakamları karşısında da ciddî bir kayıp yaşamaktadır. 2008 yılı başında aylık 414 dolar olan asgari ücret, 2016 Aralık ayı itibariyle 371 dolara gerilemiş durumdadır.

Türk-İş’in araştırmaları dışında asgari ücretin yetersiz olduğuna dair başka argümanlar da mevcuttur. TÜİK geçtiğimiz günlerde asgari ücret tespit komisyonuna yapmış olduğu sunumunda, bir işçinin aylık net yaşam maliyetine ilişkin rakamları paylaşmıştır. Buna göre TÜİK, ağır işlerde çalışan bir işçinin aylık net yaşam maliyetini 1668 TL olarak açıklamıştır.

Zenginin Enflasyonu %7 Olabilir Ama Asgari Ücretlinin Enflasyonu Daha Yüksek

Asgari ücretle çalışanların enflasyonu açıklanan %7’lik enflasyondan çok daha yüksektir.  Enflasyon sepetindeki birçok ürüne zaten mevcut gelirleriyle sahip olamamaktadırlar. Bu yetmezmiş gibi ardı ardına gelen zamlar Türkiye’ye alım gücünün en çok düştüğü dönemi yaşatmaktadır. Bu durumu Güven Endeksleri de teyit etmektedir. Bugün açıklanan Ekonomik Güven Endeksi son 4 yılın en kötü rakamına yani %18,5’lik düşüşle 70,5’e gerilemiştir.

Alım gücü düşmüş, zorunlu ihtiyaçlara dâhi cevap veremeyen asgari ücret; en azından bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti karşılayacak düzeye çıkartılmalı ve bunun üstüne asgari geçim indirimi uygulanmalıdır.

Açıklanacak asgari ücret rakamı yoksulluğu azaltamayacak, yaşam seviyesini yükseltemeyecek olursa, Milliyetçi Hareket Partisi olarak asgari ücretin, madem zengin ülkeler arasındayız, ısrarla o ülkelerin seviyesine gelmesini dile getireceğiz.” dedi.