Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “CHP ve Hempaları” hakkında yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 28 Mart 2017
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı – İstanbul Milletvekili
Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın “CHP ve Hempaları” hakkında
yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
28 Mart 2017

 

Ana muhalefet partisi CHP ve yandaşlarıyla onun çekim alanına girmiş sözde MHP muhaliflerinden müteşekkil cephe; referandum yaklaşırken yalan, iftira ve karalama kampanyalarına hız vermiştir. 

CHP ve iş birlikçileri; referandumdan “Hayır.” çıkmasını sağlamak maksadıyla Türk toplumunun en hassas dinamiklerini kaşımaktan, kabuk bağlaması için bilhassa MHP camiasının bir doktor titizliğiyle sardığı yaraları kanatmaktan, birlik ve bütünlüğümüzü taşıyan temel ve kolonların altına saatli bomba yerleştirmekten kaçınmamaktadır.

CHP ve yamakları, “MHP’nin temsil ettiği uzlaşmacı, kucaklayıcı ve birleştirici misyon”u zarara uğratmayı ve sosyal bütünlüğümüz bakımından icra ettiği hayati fonksiyonu etkisiz kılmayı hedefleyen her türlü ahlaksızlık ve sorumsuzluğu sergilemektedir.    

Türkiye 15 Temmuz sürecinde üç aşağı beş yukarı birçok hayati konuda konsensusa ulaşmıştır. Ancak bunun korunması için azami itina gösterilmesi gerekir. Kamuoyu algısına doğrudan hitap eden basın, bu bağlamda birinci derecede sorumluluk sahibidir.

Bu itibarla gazete ve televizyonların, buralarda faaliyet gösteren yorumcuların, köşe yazarlarının ve muhabirlerin mümkün mertebe objektif, adil ve gerçekçi olmaları elzemdir. Birlik ve beraberliğimizin muhafazası, aydınların namusuna emanet ve onların sorumluluğundadır.

Ne yazık ki CHP yandaşı medyada tarafından bu temel ilkelerin hepsi berhava edilmektedir. CHP yanlısı basın; 15 Temmuz hiç yaşanmamış, Yenikapı Ruhunun hiçbir değeri ve önemi yokmuş gibi sürekli kamplaşmayı tahrik etmektedir.

İktidar partisiyle MHP tarafından yürütülen “Evet.” kampanyalarının etkisini azaltmak için yalan yanlış her şey gazete başlıklarına, televizyon yorumlarına ve köşe yazılarına taşınmakta, “Hayır.” oylarını arttırmak uğruna yalan ve iftira kampanyaları yürütülmektedir.

Bu kampanyalarda “Hayır.” oylarına erişmek amacıyla “Düşmanımın düşmanı dostumdur.” ilkesinden hareket edilerek her türlü ahlak dışı iş birliği, münasebet ve ittifak mubah görülmektedir. 

Dün MHP’ye her çeşit iftirayı atan, MHP ve Ülkücü düşmanlığının ezeli odaklarından biri olan CHP mahfilleri, ne kadar MHP atığı varsa kucağına oturtmuş bulunmaktadır.

MHP’de bünyenin reddettiği atıkların imdadına CHP yetişmiştir. Bunların il ve ilçelerdeki toplantıları CHP teşkilatları tarafından duyurulmakta, dinleyici olarak CHP’li seçmenler yollanmaktadır.

MHP’nin atıklarından oluşan sözde muhalif güruhu, teşkilatımızın bünyesinde yuvalanmayı ve partiyi ele geçirmeyi başaramayınca bindikleri Truva Atı’ndan inip şimdi de siyasetin karşı yakasında bir Dırar Mescidi kurmuşlardır. Cemaatinin çoğunu milliyetçi muhafazakârların değil, aksine CHP’lilerin ve sol tandanslıların oluşturduğu bu mescitte 7 gün 24 saat MHP aleyhinde hutbe okunmaktadır.  

Bunların “Hayır.” duası şerre rıza, fitneye teveccüh, fısk ve fücura temayüldür.

CHP’nin tescilli borazanı Halk TV, esir ve vesayet altına aldıkları yeni sözcülerinin sohbetlerini canlı olarak yayınlamaktadır. Hayatlarını MHP’de fısk ve fücur çıkarmaya adamış bulunan atıklar güruhunun önde gelen isimleri Halk TV’ye çıkarılarak MHP’ye ve Ülkücü Harekete sövdürülmektedir. MHP aleyhindeki her türlü kampanyanın sürükleyicisi olan bu kanal, “Halt TV”ye dönüşmüştür.

Cumhuriyet, Sözcü ve Aydınlık gazetelerinin belli yazarları da sık sık MHP aleyhinde yorumlar kaleme alarak halkın algısını değiştirme peşine düşmüştür.

Cumhuriyet gazetesinde; MHP muarızı bir küçük medya mensubunun piyasaya çıkacak “15 Temmuz Sırları” isimli kitabına dair bir haberde, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli hakkındaki asılsız iddialar ısıtılıp yeniden sofraya getirilmiştir.

Haberin amacı, kitapçığa ilgiyi arttırmak için 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin hemen sonrasında defalarca gündeme taşınan çürümüş iddiaların üzerine en berbat baharat ve soslar eklenerek yeniden kamuoyu sofrasına getirmektir.

Darbe girişiminin yaşandığı gece lideri ortalıktan sıvışmış bir CHP’nin mutfağında pişen kokmuş köftelere kimsenin itibar etmeyeceği aşikârdır.

Üstelik kitapçıkta yer alan Genel Başkanımız hakkındaki satırlarda belirgin çelişkiler mevcuttur.

Darbe teşebbüsü sırasında Sayın Bahçeli’nin önce askere direnilmemesi mesajı verdiği, sonra da darbenin kimler tarafından tezgâhlandığının ortaya çıkması üzerine Sayın Erdoğan’a destek verdiği yolundaki iddialar, kimi insan türünün tereddi ve tebeddülünü ortaya koyan “kuyruklu” yalanlardır.

Oysa 15 Temmuz akşamı Sayın Kılıçdaroğlu’nun ortalıktan sıvıştığı netameli ve tehlikelerle dolu bir zaman diliminde ilk ve net resmî açıklamayı yapan, bölücü kalkışma karşısında Ankara Kalesi gibi dimdik duran tek lider Devlet Bahçeli’dir.

Sayın Genel Başkanımızın açıklaması darbe teşebbüsünün seyrini değiştirmiş ve oyunları bozmuştur. Sayın Bahçeli, “meşru hükûmetin yanında olduklarını” açıklayarak kalkışmayı etkisizleştirmiş, her ihtimali göze alarak büyük bir cesaretle MHP Genel Merkezinde kurmaylarını toplamıştır.

Söz konusu kitapçık, CHP’nin propagandalarına hizmet eden tetikçi bir kafanın, iflah olmaz ön yargıların ve komplo teorisi tiryakiliğinin zavallı bir numunesidir.

Komplo teorisi alışkanlığı, uyuşturucu bağımlılığı gibidir ve hem gerçeklerin, hem de objektiflik isteyen gazetecilik mesleğinin düşmanıdır.

Söz konusu kitapçıkta; varsayımlar, kişisel kanaatler ve yanlı bakış açısıyla kaleme alınan spekülatif satırlar; gazeteci geçinen bir yaratık türünün hayal mahsulü “istidlal”leri olarak kayda geçecektir.

Sayın Devlet Bahçeli’nin, MHP’ye yönelik Kaset Komplosu’ndan sonra 31 Mart 2011’de “Gülen Cemaatinin faaliyetleri geçici olarak askıya alınmalıdır.” yönündeki açıklaması üzerine FETÖ’nün partimiz ve Genel Başkanımız aleyhinde yürüttüğü alçakça yıpratma kampanyaları şimdi bu güruh tarafından devralınmıştır. O tarihten bu yana FETÖ’nün başaramadığını bunlar başarmak için ellerinden geleni yapmaktadır. 

İş birlikçi medya organları, önceleri MHP’nin tabanını kaybettiğini MHP Liderinin de camia nezdinde karşılığının kalmadığı yalanını öne sürmüşlerdir. Ancak 15 Temmuz ve sonrasında MHP’nin takip ettiği dominant siyaset ile Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin oynadığı başat ve hayati rol bunları şaşkına çevirmiştir.

MHP’nin tabanını kaybettiği iddiaları MHP’nin referandum süreci dolayısıyla düzenlediği kalabalık mitinglerle kof çıkınca bu defa aleyhte kampanyalar başka veçhe almıştır.

Şimdi de MHP’nin referandum süreci dolayısıyla düzenlediği Elazığ, Bursa, Kayseri ve Erzurum mitinglerindeki muhteşem kabalıklar, iş birlikçi medya tarafından kamuoyuna gerçek dışı yorumlarla aktarılmakta; AKP’nin katkısıyla meydanların doldurulduğu propagandası yapılmaktadır.

CHP ve yamaklarının anlayamadığı şey; halkın yalanı, iftirayı, entrikayı sevmemesidir. Bunların MHP aleyhinde algı oluşturmaya dönük propaganda ve kampanyaları ters işleyecek, camiamızda ve parti tabanında MHP yönetimi hakkında en küçük tereddüdü olanlar da hakikati göreceklerdir.

Sözde halkın genel temayülünü belirlemek maksadıyla faaliyet gösteren ve aslında CHP’ye destek veren anket kuruluşları da MHP hakkında olumsuz algı yaratma çabasındadır. Bunlar, hiçbir objektif kritere ve veriye dayanmayan hayali kamuoyu araştırmaları ile algı yönetimi yapmaya çalışmaktadır. Oysa çoğu, hakikati setretmekten ve seçmen temayülünü yanlış tespit etmekten sabıkalıdır.

Başta CHP yanlısı anket şirketleri olmak üzere birçok kamuoyu araştırma kuruluşu, birer “algı oluşturma merkezi” hâline gelmiştir. Bunlar; iş ve eylemlerine, gündelik hayatın gerçeklerine ideolojik yönelimlerini karıştırarak objektif kriterlerden ve toplumsal vicdanın sesinden uzaklaşmakta; hakkaniyet, hakkı teslim ve adalet gibi temel kavramları bilerek göz ardı etmektedir.

Bu şirketlerde; tarafgir, iyi niyetten ve yapıcılıktan mahrum, nalıncı keseri gibi kendine veya dünya görüşüne yakın çevrelere yontan bir anlayış egemendir.

Sözüm ona kamuoyu araştırması yapan CHP taraftarı şirketlerin elde ettikleri verileri pozitif veya negatif algı için kullanarak manipülasyon yapmaları, halk nezdinde şüphe uyandırmaktadır.

Kararsız seçmeni belirli bir istikamete sevk etmeye amaçlayan bu tür manipülasyonlar aslında seçmenin tercihini belirlemede daha çok tereddüt etmesine yol açacak, hatta sandığa gitme oranını da olumsuz etkileyecektir.

Seçmen katılımını yüksek tutmanın yollarından biri, kamuoyu araştırma sonuçlarının mümkün olan en objektif veri ve kriterlere dayanması, herhangi bir siyasi partinin veya çıkar grubunun hedeflerine hizmet etmemesidir. Ancak o zaman seçmen katılımı daha somut ve yoğun şekilde sandığa yansıyacaktır.

CHP ile onlara yamaklık eden sözde muhaliflerin MHP ve Genel Başkanımız Devlet Bahçeli aleyhindeki canhıraş kampanyalarının halk nezdinde hiçbir karşılığı yoktur. Bunlara itibar eden küçük ve mahdut bir güruhtur. Ayrıca halk yalancılara, facirlere ve fasıklara itibar etmemektedir. Bu gerçek, 16 Nisan’da ortaya çıkacak sonuçla bir kez daha tescillenecektir. Milletimiz referandumda ekseriyetle “Evet.” diyecek, MHP 16 Nisan’dan sonra da yoluna emin adımlarla devam edecektir.

MHP’nin biteceğini, Lideri Devlet Bahçeli’nin kaybedeceğini zannedenler yeis ve nevmidi içinde kalacaklar, sükûtuhayalin derin uçurumlarına yuvarlanmaktan kurtulamayacaklardır.