Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin Manisa Büyükşehir Belediyesi Uzunburun Katı Atık Bertaraf ve Düzenleme Tesisleri Açılış Töreninde yapmış oldukları konuşma. 4 Ekim 2017
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
Manisa Büyükşehir Belediyesi Uzunburun Katı Atık Bertaraf ve
Düzenleme Tesisleri Açılış Töreninde yapmış oldukları konuşma.
4 Ekim 2017

 

Aziz Manisalılar,

Muhterem Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

Bizleri bir kez daha bir araya getirdiği için Cenab-ı Allah’a şükrediyorum.

Ne mutlu ki Manisa ile tekrar kavuşmak nasip oldu.

Hasretimiz dindi, özlemlerimiz son buldu.

Manisa bizim gözümüzün bebeği olan bir ilimizdir.

Manisa geçmişimizin tapusu, bugünümüzün garantisi, yarınımızın teminatıdır.

Şehzadeler şehri Manisa’mız istikbale açılan ufuk kapımızdır.

Burada asırlara uzanan hatıralarımız vardır.

Bizler Manisa’ya bakınca sadece yalnızca kutlu ecdadımızın emanetlerini değil, yarınları inşa edeceğimiz heyecanı da buluyoruz.

Sizler huzurluysanız bizler müsterih oluruz.

Sizlerin yüzü gülüyorsa bizler rahat oluruz.

Bu yüzden Manisa bizim için değerlidir, ülkemiz için hayati önemdedir.

Manisa bize önce kutlu ecdadımızın sonra siz aziz vatandaşlarımızın emanetidir.

Bu emanet başımızın üzerindedir.

Böylesine değerli bir emanete layık olabilmek için Milliyetçi Hareket Partisi’nin kadroları büyük bir azim ve fedakârlıkla çalışmalarını sürdürmektedir.

Manisa şanlı geçmişimizle, güçlü ve parlak geleceğimiz arasında sağlam bir köprüdür.

Bu çerçevede Manisa’ya yapılan her türlü yatırımın değeri tartışmasızdır.

Bugün açılışını gerçekleştireceğimiz Uzunburun Katı Atık Bertaraf ve Düzenleme Tesisi’nin faaliyete geçirilmesine de aynı anlayışla bakıyoruz.

Tamamı kamu bütçesiyle yapılan bu tesis, ülkemizin en büyük katı atık bertaraf tesislerinden birisi olacaktır.

Gerçekleştirilen yatırımla Manisa’nın 40 yıllık çöp sorunu ortadan kaldırılacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin üretken belediyecilik anlayışı umut saçmaktadır.

Açılışını yapmaktan kıvanç duyduğumuz tesis, milletimizin bize verdiği emanete layık olduğumuzun göstergesi, güvencesidir.

Projenin planlama ve yapım aşamasında özverili çalışmalarda bulunan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cengiz Ergün Bey başta olmak üzere, tüm belediye personelimize, dava arkadaşlarımıza, emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

Her birini ayrı ayrı tebrik ve takdir ediyorum.

Ülkemize, Manisa’mıza ve siz değerli vatandaşlarımıza hayırlı uğurlu olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.

 

Muhterem Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Milliyetçi Hareket Partisi tüm kadrolarıyla gecesini gündüzüne katmakta, sizlerin yaşadığı her türlü sorun üzerine kafa yormaktadır.

Bizler günü birlik siyasi hesap ve kazanımlar peşinde değiliz.

Bizim için vatandaşlarımızın huzuru, refahı ve güvenliği her şeyden önce gelmektedir.

Çünkü milletimiz mutsuzsa, biz geleceğe ümitle bakamayız.

Millete rağmen siyaset yapılamayacağını bilir, buna inanırız.

Milletin duası, rızası ve desteği olmadan hiçbir siyasi hedef başarıya ulaşamayacaktır.

Halden, dertten, talepten anlamayan, yüksek hedeflere varamayacaktır.

En büyük arzumuz milletimizi her açıdan layık olduğu şekilde temsil etmek, hak ettiği gelişmişlik mevkilerine çıkarmak, sorunlarını kökten çözebilmektir.

Her insanımızın beklentilerini karşılamak; dik baş, tok karın, mutlu yarın amacına ulaşmak için çalışıyoruz.

Emin olunuz yaşadığınız tüm sıkıntıları büyük bir dikkat ve titizlikle takip ediyoruz.

Bu çerçevede Manisalı çiftçilerimizin de son dönemde yaşadığı sorunlara her açıdan odaklanmış bulunuyoruz.

Manisa büyük bir sanayi şehri olduğu kadar, ülkemizin tarım anlamında gurur kaynağı olan bir ilimizdir.

Tarım anlamında Manisa’yı diğer illerimizden ayrıcalıklı kılan alanlardan bir tanesi de üzüm üretimidir.

Özellikle üzüm üreticisi olan çiftçilerimizin meseleleri bugünlerde oldukça fazla gündemdedir.

Üzüm, Manisa'nın göz bebeği, hatta kalbidir.

Üzüm; çiftçilerimizin geçim kaynağı, ekmek kapısı, yaşı ve kurusuyla sofraların ve ekonomimizin vazgeçilmezi arasındadır.

Ülkemiz dünyadaki çekirdeksiz kuru üzüm ihracatının yüzde 40 ile yüzde 45’ni gerçekleştirmektedir.

Ege bölgesinde yaklaşık 950 bin dekar bağ alanında ortalama 250 bin ton kuru üzüm üretilmektedir.

Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı da 400 milyon 707 bin dolar seviyesindedir.

Ancak üzüm üreticisi kardeşlerim ne yazık ki üzgündür, hüzünlüdür, kaygılıdır.

Maliyetler artmakta, emekler boşa gitmektedir.

Çiftçi kardeşlerim biliyorum, durumunuz zordur.

Halinizin farkındayım, sesinizi duyuracak bir yer arıyorsunuz.

Gözlerinize bakınca anlıyorum, mağdursunuz ve bir yardım bekliyorsunuz.

Sorun ve beklentilerinizi görecek, size omuz verecek bir irade, tutunacak bir dal arıyorsunuz.

İşte Milliyetçi Hareket buradadır.

Sizin yükünüzü hafifletmek, sesinizi duyurmak, derdinize derman olmak için elimizden geleni yapacağız.

Bu Milliyetçi Hareket Partisi sözüdür.

İçiniz rahat olsun, sorunlarınızın takipçisiyiz.

Her seviyede ve mümkün olan her yerde sıkıntılarınızın çözümü için elimizden gelen çabayı göstereceğiz.

Bu sene kuru üzümün maliyeti çiftçilerimiz için ortalama 3 lira 75 kuruş seviyesindedir.

Hatta bu rakamın 4 lira seviyesini aştığını sizler yaşayarak biliyorsunuz.

Ancak üzüm taban fiyat 4 lira olarak açıklanmıştır.

Bu fiyat ne yazık ki üzüm üreticisi çitçilerimizi hayal kırıklığına uğratmıştır.

Çitçinin alın teri ve helaline göz dikmiş fırsatçılar böylesi bir dönemde kol gezmektedir.

Belirlenen fiyat üzerinden üzüm alımının yapılması belki uzun vadede fiyatları artırabilir.

Ama bizim çitçilerimizin bu kadar bekleyecek halleri kuşkusuz ki yoktur.

Sabır taşı çatlamıştır.

Çiftçilerimiz, üzümünü TARİŞ’in insafına bırakarak yada alternatif çözümler bularak satmak zorunda kalmaktadır.

Hali hazırda borçları oldukça kabarık durumda olan üzüm üreticisi çiftçilerimizin beklentisi daha fazladır ve bunda da son derece haklılardır.

Zira kuru üzüm için belirlenen fiyatlar, yaş üzüm için oluşacak fiyatları da etkilediğinden mağdur duruma düşecek çiftçi sayımız artacaktır.

Geçici ve yetersiz çözümlerle uğraşmak yerine imkânlar zorlanarak çiftçimizin beklentisini karşılayacak bir fiyat oranı acilen ortaya koyulmalıdır.

İşte bu yüzden bize göre kuru üzümdeki taban alım fiyatı bugün için en az 5 lira olmalıdır.

İlave olarak üzüm alımı için tek bir merkezin kurulması da yanlış bir uygulamadır.

Zaten sıkıntıda olan çiftçimizi daha fazla sıkıntıya sokmanın anlamı yoktur.

Allah’a hamd olsun devletimizin imkânları geniştir.

Bu çerçevede daha fazla yerde üzüm alım merkezleri kurulması temenni ve tavsiyemizdir.

Böylelikle çiftçilerimiz ilave nakliye masraflarından kurtulabilecek, hiç olmazsa yeni borçların altında ezilmemiş olacaklardır.

Çiftçi kardeşlerim üzülmeyin, burada sizler huzurunda neyi söylemişsek her yerde aynını tekrar edeceğiz.

Sözümüz sözdür, sözümüz senettir.

Milliyetçi Hareket Partisi meselelerinizi her seviyede ifade edecek, haklarınızı savunacak, inşallah beklentilerinizi karşılayacak bir çözüme ulaşmanızı sağlayacaktır.

 

Değerli Kardeşlerim,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Irak'ın kuzeyinde 25 Eylül'de peşmerge yönetimi tarafından yapılan sözde referandumun hepten yok hükmünde olduğunu daha evvel ifade etmiştim.

Ne Irak'ın kendi iç hukuku, ne de uluslararası hukukla bağdaşmayan bu alçakça eyleme cüret edenler asırlık bölgesel bölünme projelerine hizmet etmektedir.

Yapılan tüm çağrılara kulak tıkayanlar sadece Irak'ın değil, tüm bölgenin kaosa sürüklenmesini sağlamaktadır.

Hukuksuz olan sözde 25 Eylül komplosunun, Irak Anayasasına göre tartışmalı olarak değerlendirilen bölgeleri de kapsamış olması asıl niyetin ne olduğunu açığa vurmuştur.

Bölgede yaşanan kaosu fırsata çevirerek kadim Türk yurtlarına çöreklenmek isteyen Barzani ateşle oynamaktadır.

Bu işin sonu kendisi için hayırlı olmayacak, kendi kazdığı kuyuya düşecek, ısrarında devam ederse kahredici azabı tadacaktır.

Bizim Irak'ta bulunan tüm topluluklara, tüm halklara saygımız vardır.

Tavrımızın esası Irak'ı iç çatışmaya götürecek, bekamızı tehlikeye atacak, bölgesel fay hatlarının kırılmasına yol açacak gelişmelere kapı aralayan sorumsuz piyonlaradır.

Türkiye, başta Kerkük olmak üzere tarihi Türkmen kentlerine zorla el konulması girişimlerine ve Irak’ın Kuzeyinde Kürdistan’a kapı aralanmasına müsaade etmeyecektir.

Irak'ta hukuksuz ve mesnetsiz çabalara karşı duran Türkmen kardeşlerimiz üzerinde baskı oluşturanlar yanlıştadır, hıyanet içindedir.

Hiç kimse aklından çıkarmasın ki Türkmen kardeşlerimiz asla yalnız değildir.

Bizim oldubittileri kurban verecek tek bir soydaşımız dahi yoktur.

Bunun için gözümüz karadır, kararımız kesindir, duruşumuz nettir.

Telafer, Musul, Kerkük gibi kadim Türk illerini mesnetsiz girişimlerle ele geçireceğini zannedenler, girdikleri yolun yanlışlığını er ya da geç ama mutlaka göreceklerdir.

Irak'ın son derece hassas hale gelen toplumsal yapısına ilave olarak bir de referandum bahanesiyle, hukuksuz girişimleri kullanarak bölücülüğü körüklemek önüne geçilmesi zor bölgesel şartları doğuracaktır.

Bunca olan bitenlerin esas amacı dört parçalı Kürdistan'ı kurmaktır.

Barzani'nin korsan referandumunun ana gerekçesi budur.

Irak'ın kuzeyine paralel olarak Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PKK/PYD'nin palazlandırılıp, silahlandırılması da bu yüzdendir.

Durum bu kadar açık ve net iken, bölgede hesabı bulunan devletlerden gelen çelişkili açıklamalara aldanacak değiliz.

Görünürde hemen hepsi korsan referandumu tanımadıklarını, uygun bulmadıklarını ifade ediyorlar.

Ama arka planda Barzani'nin sırtını sıvazlayıp, PKK/PYD'nin önünü açıp, diğer terör örgütlerinin imkanlarını artırmanın hesabını yapıyorlar.

Bölgemizde son derece kirli ve alçakça bir oyun tezgâhlanmaktadır.

Etnik ve mezhep temelli ayrışma ve çatışmaların şiddetlenmesi istenmektedir.

Terör örgütleriyle aleni işbirliği yapılmakta, sözde terörle mücadele adına bir başka terör örgütü meşru gösterilmeye çalışılmaktadır.

Tüm bunlara karşı uyanık olmak mecburiyetindeyiz.

Biz kimlerin, neyi hedeflediğini gayet iyi biliyor, Türklük ve Türkiye hasımlarını iyi tanıyoruz.

Asla unutulmamalıdır ki hedefteki ana ülke Türkiye'dir.

Irak ve Suriye'deki gelişmelerle sabrımızı sınayıp, tepkimizi ölçmeye çalışanların bir sonraki durağı aziz vatanımız olacaktır.

Şayet bugün gereken duruşu göstermezsek yarın çok geç olacaktır.

Şimdi Kerkük'teki zulme ses çıkarmazsak, yarın kendi topraklarımızda olacaklara mecbur bırakılırız.

Bu yüzden Türkiye, varlığını tehlikeye atan böylesi bir duruma karşı meşru müdahale hakkını her yönden kullanmalıdır.

Bizimle oyun oynanmayacağını, kimsenin bizi test edemeyeceğini kudretimizi ortaya koyarak göstermenin zamanı gelmiştir.

Asırlık hasretin sonlandırma vakti yaklaşmaktadır.

Varsın şer odakları karşımıza her türlü sorunları çıkarsın.

Varsın tüm hainler öbek öbek karşımıza dizilsin.

Allah'ın izniyle Türk Milleti'nin gücü bunların alayına yetecektir.

Yeter ki bir olalım, birbirimize inanalım ve aynı ülkünün etrafında sımsıkı toplanalım.

Devlet milletiyle el ele vererek bütün sorunların üstesinden mutlaka gelecektir.

Her türlü tehdit bu birlikteliğin karşısında yenilmeye mahkûmdur.

Mühim olan, devletle millet arasındaki güveni en üst seviyede tutmayı başarmaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi üzerine ne düşüyorsa sonuna kadar yapacak, her zaman olduğu gibi ülkesinin ve milletinin yanında olacaktır.

Bu vesileyle sizlerle bugün böylesi değerli bir tesisin açılışında beraber olmaktan dolayı gururlu ve mutlu olduğumu tekraren ifade etmek istiyorum.

Emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ediyorum.

Siz değerli Manisalı kardeşlerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sağ olun, var olun, Yüce Allah’a emanet olun.

Ne mutlu Türküm diyene!