Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı ve Kadın Kolları Genel Koordinatörü Nevin Taşlıçay’ın yapmış olduğu yazılı basın açıklaması. 8 Mart 2018
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı ve
Kadın Kolları Genel Koordinatörü Nevin Taşlıçay’ın
yapmış olduğu yazılı basın açıklaması.
8 Mart 2018

 

Rivayet odur ki, tarihler 8 Mart 1857’yi gösterir, yer Amerika’nın New York eyaletinde bir dokuma fabrikasıdır. Kadınlar için, neredeyse günlük 16 saate varan yoğun çalışma temposunun karşılığı haftalık 5 dolar civarıdır. Fabrikadaki kadın tekstil işçilerinin ise artık tahammülleri kalmamıştır. İsteklerini dile getirirler; insanca bir çalışma düzeni ve eşit işe eşit ücret. Grev başlar. Amerikan polisi grevden dolayı barikatlar kurmuştur. Çıkan bir yangınla kadınlar barikatların ardında yanarak can verirler. 129 kadın ölmüştür.

İşte budur batının karanlık tarihinin 19. yy. yansıması ve 8 Martın tarihçesi.

Anadolu’da ise durum yüz yıllar öncesinden çok farklıdır kadın adına.

Aşıkpaşazade’nin Tevarih-i Al-i Osman’ında adı geçen, (Anadolu Kadınları Teşkilatı) Bacıyan-ı Rum; toplum adına önemli bir zümreyi oluşturur. Bu bahsi geçen Anadolu Kadınları Teşkilatı, Anadolu’nun fethi yıllarında oluşmuş ve bugün ki Anadolu mayasının da oluşmasında bin yıllık geleneğin, emeğin sahibi olmuştur.

“Hem alp hem müteşebbis” sıfatıyla Türk kadınının şanlı tarihinin en bilindik ana nüvesidir bu teşkilat. Ahilik Teşkilatının kadın kolları olarak da tarif edilir. Anadolu Selçukludan Osmanlıya, Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyetine, Türk devletinin ihyacısı ve milletin taşıyıcısıdır. Öyle lafta değildir bu ihya meselesi: Kadının en büyük şiddetleri gördüğü Avrupa ve Amerika kıtasındaki kanlı dönemde, Türk kadını huzurun adı olmuş ve ecdat topraklarını ilmik ilmik ihya etmiştir. Türk Tarih Kurumu’nun geçtiğimiz Şubat ayında yayınladığı Belgelerle ve Resimlerle Anadolu Kadınları Teşkilatı Bacıyan-ı Rum kataloğu da bu manada ihyanın, geleneğin, şanlı tarihin vesikası niteliğindedir. Türk kadını hangi kutsal misyonu üstlenmemiştir ki, belgelerle Bilecik Hisarı fethinde de, Osmanlı Beyliğinin kuruluş yıllarında da alp şahsiyetiyle dimdik ayaktadır. Sadece alplik değildir de hüneri. Yeri gelmiştir elçilik görevinde bulunmuştur yeri gelmiş han, saray, şifahane, medrese, cami yaptırmıştır.

Asalettir, estetiktir ve en önemlisi devlettir.

Kadın hem gelecek nesillerin eğiticisidir hem de sosyal sorumluluk bilinciyle aş dağıtan, yardıma koşandır. Bunu da bilinenin aksine Anadolu’nun ortasına sıkışıp kalarak yapmamıştır. Kah Kosova’da kah Trablusgarp’ta kah Bağdat’tadır eserleriyle, belgeleriyle. Sadece Bilecik’te, Kırşehir’de, Konya’da, Kayseri’de değil ata toprakları Özbekistan’da, Musul’da, Şam’da Yemen’de de üstlendikleri vazifeleri yapmışlardır. Fakir, kimsesiz ve yetimleri korumayı da, şifahaneler kurmayı da ihmal etmemiştir. Kimi yerde Gevher Nesibe kimi yerde Hafsa Sultan adıyla yerini almıştır tarihte Türk kadını. Dayatılanın aksine evlere de hapsedilmemiştir, köleleştirilmemiştir de. Hem alptir hem ticaret ehlidir, esnaftır. Bursa’da ipek böcekçiliği, meyvecilik yaparken, Uşak’ta dokumacıdır, Belgrad’da dükkanlar sahibidir.

Şüphesiz vatan toprağı böyle olmuştur bu coğrafya. Türk kadınının rolü de tarihi belgelerle sabittir. Kadın yakılmamıştır bizim tarihimizde. Hiç kimsenin lütfu ile de bu misyonu edinmemiştir. Türk, erkeğiyle, kadınıyla bilir ki, erkek kadının kadın erkeğin tamamlayıcısıdır. Büyük ve kadim bir millet oluşumuzun sebebi de budur.

Ancak günümüze geldiğimizde kadına dair sorunlar her geçen gün önümüze yığılmakta ve kutlu tarihin aksine kadın toplumdaki statüsünü her geçen gün yitirme yolunda hızla irtifa kaybetmektedir. Eşit işe eşit ücret adaletsizliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliğindeki OECD sıralamamız, kadına şiddet, kadının mesleki kariyerinde karşılaştığı mobbing ve daha nicesi önümüzde dev gibi sorunların birer parçası olarak durmaktadır.

Milletçe bu sorunların da üstesinden geleceğimiz günlerin uzak olmadığını, aydınlığın pek yakın olduğunu ümit ediyorum. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin dediği üzere “Kadınsız toplum, kadınsız aile, kısacası kadınsız insan ve insanlık düşünülemeyecektir.” O halde kadına dair sorunlar çözülmek zorundadır.

Tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, kadınlarımız için Türk Tarihine yakışır bir gelecek diliyorum.