Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı - Kadın Kolları Genel Koordinatörü ve Ankara Milletvekili Sayın Nevin TAŞLIÇAY’ın “Çocuk İstismarı” hakkında yapmış olduğu basın açıklaması. 19 Kasım 2018
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı,
Kadın Kolları Genel Koordinatörü ve Ankara Milletvekili
Sayın Nevin TAŞLIÇAY’ın “Çocuk İstismarı” hakkında
yapmış olduğu basın açıklaması.
19 Kasım 2018

 

“Yasal düzenlemeler şu ana kadar sonuç vermemiştir. Şiddet devam etmektedir. Bu selin önüne geçmezsek, meçhul akıbetlere sürüklenmemiz kaçınılmazdır.” diye günler öncesinden uyarmıştır çocuk istismarı konusunda Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli. Ancak ne yazık ki Türkiye’de, “kaybolan çocuklar”, “tacize tecavüze uğrayan çocuklar”, “ensest kurbanı çocuklar” en iyi ihtimalle “ihmal edilen çocuklar” gündeme geldiğinde olayın vahameti ortaya çıkıyor. Bu çerçevede Genel Başkanımızın uyarıları oldukça önemlidir, bu selin önüne geçmek hayati bir zaruriyettir.

Bu itibarla, 19 Kasım Çocuğa Yönelik Cinsel İstismarı Önleme Günü ve 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle yaptığımız çocuk istismarıyla mücadele konulu literatür taramamız ve odak toplantılarımız sonucunda bir rapor hazırladık. Alanında duayen hocaların çalışmalarından faydalandığımız raporda, çocuk istismarına dair kapsamlı bir yayın ortaya koyduk. Çocuk psikiyatristlerinin, çocuk doktorlarının ve sahadan ilgili arkadaşların belirlediği sorunlara çözüm önerilerimizin de yer aldığı bu çalışma ile önemli bir eksiklik hakkında farkındalık yaratacağımızı umut ediyorum. Medyadan eğitim camiasına, ilgili bakanlıklardan TÜBİTAK’a kadar herkese iş düşmektedir. Hep birlikte elimizi taşın altına koyduğumuzda pek çok sorununun üstesinden gelmek mümkün.

“Çocuk istismarı” başlığında medyanın ilgi ve alakası, farkındalığı, görünürlüğü artırmıştır. Bu durumun faydası/zararı tartışmalı bir konu olsa da, bizim nazarımızda faydalı bir gelişmedir. Ancak medyanın vaka bazlı bu meseleyi gündeme getirmesi çocuk istismarıyla mücadeleyi yetersiz bırakmaktadır. Beklentimiz, medyanın topyekûn bu meseleye karşı duruş sergilemesidir. Köşe yazarlarından RTÜK’e TV kanallarından gazetelere kadar her birim ve kişi bu meseleyi önceliğine almalıdır. Çizgi film sektöründe TRT Çocuk’ un yaptığı hizmetleri yakından takip ediyorum. Başta TRT olmak üzere milli bir sorumluluk olarak tüm özel televizyon kanalları çocuk istismarı ile mücadele kapsamında çizgi filmler hazırlamalı ve yayınlamalıdırlar. Sosyal medyanın özellikle “siber zorbalık” parantezinde çocuk istismarı konusunda kötü bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki buradaki başı boşluk, durumu inanılmaz bir yere götürmektedir. Medya başlığı altında “Acil Eylem Planı” yapılmalı ve hayata geçirilmelidir. Youtuberların kanalları, çocuk oyunları ve daha birçok dijital uygulama ehil bir heyet tarafından gözden geçirilmeli ve gerekli tedbirler acilen alınmalıdır.

Bir diğer takdirin sahibi şüphesiz eğitim camiası. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki, çocuk istismarlarının adli olarak gündeme gelmesinde öğretmenlerin payı oldukça yüksektir. Başta rehberlik öğretmenleri olmak üzere tüm öğretmenlerimize hassasiyetleri için teşekkür ediyorum. Milli Eğitim Bakanlığımızın müfredatlara çocukların bedenlerini korumaları üzerine eklemeler yapması gerektiğini, özellikle çocukların bilinçlendirilmeleri için çalışmalar başlatmasının zaruri olduğunu düşünüyoruz. Masal kitaplarından, boyama kitaplarına, hikâye kitaplarına kadar pek çok mecrada çocukların istismardan korunmasını işlemek, okul öncesi eğitimlerde “beden koruma” etkinlikleri yapılması mümkün. Yine eğitim fakültelerinin “çocuk istismarıyla mücadele” ile ilgili müfredatlarına eğitimler koymaları da önemli bir husustur. Çocukların eğitimi için önemli bir yere sahip olan dijital oyunları da yine etkin şekilde kullanmak oldukça verimli olacaktır. TÜBİTAK’ın bu konu üzerinde çalışma yapması için girişimler başlatılmalıdır. Bu çalışmaların artırılması ve uygulamasının takibi için irade göstermek ise meclisimizin önceliği olmalıdır.

Sağlık Bakanlığımız bünyesindeki çocuk psikiyatristlerimizi ve çocuk doktorlarını farkındalıkları için kutlamak istiyorum. Lakin Sağlık Bakanlığının yapabileceği çok daha etkin çözüm yollarını hayata geçirmesinin de aciliyeti vardır. Başta bir devlet politikası olarak, aile hekimlerinin çocuk istismarı ile mücadelede etkin olarak yer almaları gerektiğini düşünüyoruz. Aile hekimlerinin 0-6 yaş arası çocuklara ve ebeveynlerine “çocuk istismarıyla mücadele” kapsamında bilgilendirme eğitimleri vermeleri ve bunun da aynı aşıda olduğu gibi performans rakamlarına katkı sağlayacak şekilde düzenlediğimizde çok verim alınacağını düşünüyoruz. Yine yardımcı sağlık personellerinin “çocuk istismarı” konusunda eğitimi de hayati önem taşımaktadır.

Çocuk istismarı vakalarında ilk iletişim kurulan kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi de meselenin emniyet ayağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kişilerin gereken özeni hem çocuk hem aile için göstermesi önemli bir sorunu ortadan kaldıracaktır. Önleme, ihbar, şikâyet mekanizmalarının sayısı, çeşidi ve ulaşılabilirliği de bu çerçevede önemli başlıklarımızdandır. Burada özellikle yerel yönetimlerin, parklara, çocuk oyun alanlarına kameralar taktırmaları, okullara ve yol güzergahlarına acil çağrı butonlarının konulması önemli eksiklerin giderilmesini sağlayacaktır. Okul servis araçları ile ilgili 2019’a ötelenen yönetmeliğin derhal hayata geçirilmesi de bu minvalde oldukça isabetli olacaktır.

Destek ve danışma hatlarının artırılması ve işler hale getirilmesi elzemdir. Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu konuyla bizzat ilgilenmesi hızlı çözümler sağlayacaktır. Yine ihmal ve istismar riski olan çocukların ailelerinden alınmasında kararlı bir duruş sergilenmesi zaruridir. Bu durumda çocukların yetiştirilme şartlarının iyi olmasına dikkat edilmelidir.

Bildirim yükümlülüğü bulunan kesimlerin bildirimden sonra mağdur olmasını engelleyecek tanık, müşteki ve ihbarcı koruma programı da çok önemli bir sorunu ortadan kaldıracaktır. İhbar sonrası çok ciddi sorunlar yaşayan tanıkların güvenliğini sağlayacak tedbirlerin alınması yine pek çok vakanın aydınlanmasında önemli etken olacaktır.

Son olarak ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kurum politikası olarak tüm mensuplarıyla çocuk istismarına karşı mücadele etmesi çok önemlidir. Vaazlarda bu konuların işlenmesi, İslamiyet’te çocuk istismarına karşı tutumun en iyi şekilde anlatılması ve din görevlilerinin bu konuda eğitime tabi tutulması isabetli olacaktır.

Çocuklarımız için atılan her adım geleceğe en büyük yatırım olacaktır. Yapısal reform denilen de tam anlamıyla budur. Çalışmamızda emeği geçen tüm arkadaşlarıma, 14 Mart Tıbbiyeliler Derneği’ne teşekkür ederim.