Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın Son Günlerde Soner Yalçın ve Bazı Yazarların Sayın Genel Başkanımız Devlet BAHÇELİ’yi ve Partimizi Hedef Alan Sözlerine Karşılık Basın Açıklaması. 26 Nisan 2019
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
Son Günlerde Soner Yalçın ve Bazı Yazarların
Sayın Genel Başkanımız Devlet BAHÇELİ’yi ve Partimizi Hedef Alan
Sözlerine Karşılık Basın Açıklaması.
26 Nisan 2019

 

Kendilerini toprağın kat kat altına kazdıkları odalara kapatıp burada kurguladıkları şeytani planların sözcülüğünü yapan kimi şahıslar tecahülüarif sanatına bambaşka manalar yüklemektedirler. Baştan sona doğrusunu bilip de yanlışına halkı inandırma amacı güden bu yazılardaki gizemli koyu tonların ise vurguladığı hiçbir gerçek yoktur.

18 Nisan 1999 tarihi ile başlayan ve anlatımındaki tek amaç kendi şahsına puan toplamak olan girizgâhın içerisindeki yanlışlıklar bir yana bu yazıyı kaleme alanın 18 Nisan 1999 tarihinden başlanacak bir portresi bu kişinin hangi odalarda semirdiğini ortaya koyacaktır.

 Milliyetçi Hareket Partisinin Türk siyasetindeki uzlaşmacı tavrı, demokrasimizin önündeki açmazların halli için verdiği mücadele, parlamentonun önündeki tıkaçları açma konusundaki mahareti yalnızca bugün değil kurulduğu günden beri demokrasi düşmanlarının bize dair en iyi bildiği konudur.

 Hafızaları tazelemek adına 17 Kasım 1977 tarihine, bu tarihin öncesinde yaşananlara dönmekte fayda vardır. 1977 seçimlerinden Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti olarak çıksa da Ecevit’in kurduğu hükümet güvenoyu alamamıştır. Hükümet kurma görevini devralan Demirel ise 2. Milliyetçi Cephe olarak da bilinen Adalet Partisi, Millî Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinin birlikte yer aldığı koalisyon hükümetini kurmuştur. Hükümet kurulmuş olsa da Meclis Başkanı uzun bir süre seçilememiştir. Ülkenin o dönem içerisinde bulunduğu keskin siyasi kutuplaşmalara rağmen merhum Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş; sorumluluk bilinciyle, CHP ile görüşmeler başlatmış ve bu görüşmeler neticesinde CHP’nin teklif ettiği 15 ılımlı isimden Cahit Karakaş’ı destekleyeceğini açıklayarak Gazi Meclis’in yeniden çalışmasını sağlamıştır.

 Cumhuriyet Halk Partililerin bugün utanarak andıkları 2007’de yaşanan 367 krizinde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin demokrasiden yana aldığı tavır, merhum Türkeş’in siyasi geleneğinin devamı olması adına önemlidir. Görebilene, anlayabilene…

 Bu misalleri çoğaltmak, Milliyetçi Hareket’in kuruluşundan bugüne siyasetini anlatmak olacaktır. Bugün belli kirli çevreler, bu durumu bildikleri hâlde Milliyetçi Hareket’in kuyusunu kazmaya çalışmaktadırlar. Sayın Genel Başkanımızın ülkü, ülke ve millet sevgisini, ekonomi bilgisini, milletin birliğine olan inancını ve bu doğrultudaki mücadelesini afra/tafra diye ifade edebilecek kadar üslupsuzlaşanların zırvaları mürekkep, kâğıt, zaman israfından başka bir şey değildir.

 Birileri kararını vermiş gözükmekte, karanlık odaklardan “MHP’ye ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye saldırın.” talimatı alanlar, bu kirli ve dış mihrağın sözcülüğünü üstlenenler, Devlet Bahçelisiz ve MHP’siz yeni bir çağ başlattığını iddia edenlerin peşine takılanlar birkaç gündür TV ekranlarında, gazete köşelerinde, İnternet sayfalarında kin kusmaktadır. Kimi çözüm sürecinde MHP’nin karşı duruşunu, kimi Gezi olaylarında MHP’nin hükümete desteğini, kimi FETÖ’nün üzerine gidilmesi için MHP’nin ısrarını eleştiriyor. Bakarsanız hepsi AK Parti’nin güya güçlenmesi için konuşuyor.

Milliyetçi Hareket olarak daima büyük Türk milletinin faydasını gözeten bir siyaset çizgisi takip edeceğimizden aziz milletimizin kuşkusu yoktur ve olmasın. Milliyetçi Hareket, Türk milletine yönelik hain saldırıların bertarafı ve 2023’e giden yolda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin tüm kurum ve kurallarıyla kökleşip yerleşmesi için mücadelesine devam edecektir. Cumhur İttifakı’nın dağılması için mücadele edenlerle, Cumhur İttifakı’nın yaşaması için emek verenlerin sahada olduğu bu günlerde necip Türk milletinin gelişmeleri yakından takip ettiğine şüphe yoktur.

Ne mutlu Türk’üm diyene!