Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “CHP Sözcülerinin Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’yi hedef alan sözlerine” yönelik yaptığı yazılı basın açıklaması. 1 Aralık 2021
Ana SayfaAna Sayfa  

Kadrolar

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın
“CHP Sözcülerinin Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’yi hedef alan
sözlerine” yönelik yaptığı yazılı basın açıklaması.
1 Aralık 2021

 

Ülkücü-Milliyetçi Hareket; büyük Türk milletinin sinesinden yine büyük Türk milletinin bekasının, birliğinin ve dirliğinin teminatı olarak doğmuş, Türklüğün ebedî ülküsünün bugünkü temsilcisidir. Türk milletinin ve devletinin hasımlarının kirli emellerine ulaşmak için hedef aldığı ilk yerin daima camiamız olması bu sebepledir.

Partimiz, kurulduğu günden beri dış odakların içimizdeki taşeronları marifetiyle farklı zamanlarda ve farklı metotlarla hedef alınmıştır. Ancak Ülkücü-Milliyetçi Hareket; önce Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’in ve ardından da Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin etrafında kenetlenerek tuzakları boşa çıkartmıştır.

Bu tuzaklar esnasında içimize yerleştirildiği ortaya çıkan çeşitli isimler, camianın dışına çıkmak zorunda kalsa da “eski” sıfatına sığınarak camiamızın mensubuymuş gibi muhasım çevrelerin basın-yayın organlarında kendilerine yer bulmuşlar, Hareket’imize sövmek şartıyla salonlara konuşmacı olarak davet edilmişlerdir.

Herhangi bir aidiyet hissetmedikleri kutsallarımızı kendilerine kalkan yaparak Ülkücülerin hassasiyetlerini temsil ettiğini iddia eden bu isimlerin gerçekte kime ve hangi kirli emellere hizmet ettikleri camiamızın hafızasında daima tazedir.

Laf kalabalığı ve kuru gürültülerini, ilk defa açıkladıkları güya gizli bilgilerle ya birbirlerine ya da bugün Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş isimlere yaptıkları atıflarla kuvvetlendiren(!)  bu isimlerin söyledikleri, şahsi hezeyanları ile örülmüş iftiradan başka bir şey değildir.

Ülkücü-Milliyetçi Hareket’in sinir uçlarıyla oynayan bu “eski”ler, geçmişten bugüne Cumhuriyet Halk Partisinin tahsis ettiği salonları karargâh olarak kullanmış, buradan fonlanmış ve nihayet seçim dönemlerinde de çeşitli isimler altında oluşturdukları platformlarla bu partiye oy istemişlerdir.

Bulunduğu şehrin yönetimi için vatandaşımızın oyuna talip olan, bu anlamda vatandaşımızın da teveccüh göstererek Belediye Başkanı seçtiği bazı isimlerin mezkûr şahısları etrafında toplaması, bunları camiamıza karşı kullanması vaka-i adiye hâline gelmiştir.

Şehrin çözüm bekleyen sorunlarına odaklanmak yerine camiamız üzerinde hesaplar yapan, kumpaslar peşinde koşan Belediye Başkanı sıfatlı bir kendini bilmezin MHP aleyhine olan faaliyetlerinden, her kirli tezgâhta bu parmağın yer aldığından haberdar olduğumuzun bilinmesinde fayda vardır.

Bu kapsamda Sayın Genel Başkanımızın partimizin grup toplantısının ardından sarf ettiği sözler üzerinden “tehdit” yaygarası koparıp haddini aşan sözler söylemeye kalkan ve Belediye Başkanlarının arkasında olduklarını söyleyen Cumhuriyet Halk Partisinin sözcülerine ağızlarından çıkan sözlere hâkim olmalarını tavsiye ediyoruz. Bu Belediye Başkanının ve onun partimize yönelik rezil kumpaslarının arkasında olduklarını zaten biliyoruz.

Kılıçdaroğlu ve avanesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinden çıkartıp Kandil’e oyuncak ettiği partisinin işleriyle ilgilenmeli, HDP ile kurdukları “antidemokratik güç birliği”ni resmîleştirmeye odaklanmalı.

CHP’yi PKK’nın oyuncağı hâline getirmeyi akıllı bir siyaset zanneden Kılıçdaroğlu’nun Sayın Genel Başkanımızın sözleri için “Akıl alır gibi değil.” demesi hükümsüzdür. Sayın Genel Başkanımıza sınırlar belirlemeye kalkan aklı kıt CHP Yöneticilerinin yarım akıllarını kendilerine saklamalarında kendileri adına fayda vardır.

Partimize ve Ülkücü-Milliyetçi Hareket’in kutsallarına yönelik suiistimal, saldırı, kumpas her nereden ve kimden gelirse gelsin, tarihin bize yüklediği sorumluluklar çerçevesinde cevap vereceğimizin, bunları ifşa edeceğimizin bilinmesinde fayda vardır. Herkes haddini bilmeli ve yetkilerinin hududunun farkında olmalıdır.

Bilinmesi gereken bir diğer önemli husus da Sayın Genel Başkanımızın, Ülkücü kimliğinin gereği olarak kimseyi tehdit etmeyeceğidir.