İSMET BÜYÜKATAMAN

Meclis Konuşması : 15 Aralık 2009

Cumhurbaşkanlığı Bütçesi Üzerine 15 Aralık 2009Belge Sahibi :
 
İSMET BÜYÜKATAMANBURSA Milletvekili
Detay İçin Tıklayın

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri;

2010 mali yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım.

Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Milletvekilleri

Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin birliğini temsil etmektedir. Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir ve göreve başlarken şöyle yemin eder: "Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma, büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim." Sayın Cumhurbaşkanımız Gül de bu yemini Meclisimizde yapmış ve görevine başlamıştır.

Yemin metninde de belirtildiği gibi, hem yemini yapan Sayın Cumhurbaşkanımız hem de onun şahsında Cumhurbaşkanlığı makamı tarafsız olmak mecburiyetindedir.

Cumhurbaşkanının Anayasa’ya göre görevi, anayasal kurumlar arasında uyumu ve eş güdümü sağlamaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Bize göre Cumhurbaşkanlığı bir siyasi partinin iradesinin ve hükümet olma meselesinin dışında ve üstünde, bütün Türkiye'yi temsil eden en yüksek ve önemli bir makamdır. Ülkemizin ve milletimizin birliğinin ve bölünmez bütünlüğünün temsil edildiği en önemli kurumlarımızın başında gelmektedir.

Bu makam, partilerin küçük hesaplarının ve siyasi ihtiraslarının sergilendiği değil, demokratik kültür ve siyaset ahlakının öne çıkmasını sağlayacak bir uzlaşma zeminin oluştuğu yer olmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı makamı, hükümetin sayısal çoğunluğu ile Meclisten geçirdiği bütün yasaları, daha önce söz konusu hükümetin veya partinin üyesi dahi olsa, iktidar partisinin bir noteri görüntüsü ile anında onaylayan bir makam da olmamalıdır.

Genel Kurul’da kanun maddelerinin görüşülmesi esnasında Muhalefet Partileri haklı gerekçelerle zaman zaman itiraz edebilmekte, milletimiz adına hassasiyetlerini ortaya koyarak çıkarılacak bu kanunların Anayasamıza aykırı olduğunu belirtmektedirler.

Ancak milletimizin menfaatine uygun olmadığına inandığımız; Türklüğe hakarete imkan sağlayan yasada, Vakıflar Yasasında, Mayın Yasası vb yasalarda olduğu gibi AKP Grubu mecliste sayısal üstünlüğüne güvenerek bu yasaları meclisten geçirebilmiştir.

Böyle yasaları dahi Sayın Cumhurbaşkanın eli titremeden imzalaması milletimizin vicdanını rencide etmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı bu zamana kadar kendisine gönderilen 242 yasanın 239’unu kabul etmiş, sadece 3’ünü yeniden görüşülmek üzere iade etmiştir.

Rektör atamaları konusunda da geçmişteki hassasiyetleriyle çelişen, liyakat yerine “benden olan” ölçüsüne göre yapılan atamalar çifte standart anlayışlarına en güzel örnek olsa gerektir.

Sayın Cumhurbaşkanının Türkiye-Ermenistan maçında ise kardeş Azerbaycan bayraklarının stada sokulmaması hususunda bir dahlinin olduğu, hatta Bursaspor amigolarını çağırtarak bir takım telkinlerde bulunduğu basında yer almış ve kamuoyunda konuşulmuş, maalesef bu davranış da kamu vicdanında o makamın güvenilirliğine gölge düşürmüştür.

Değerli Milletvekilleri

Sayın Cumhurbaşkanının Meclisimizin 4. yasama yılının açılış konuşmasında konuşmasının tamamına yakını ayrılıklar ve farklılıklar üzerine olmuş, milletin birliği ve bütünlüğüne yönelik çağrışımlar farklılıklar üzerine oturtulmuştur.

Yine anayasada adı konulmuş ve tanımlanmış olan Türk milleti kavramı Cumhurbaşkanı’nın lügatında yer almamıştır.

Milletin birliğini sağlamak için, önce ayırıp sonra birleştirmek gibi şahsına münhasır bir anlayış ortaya çıkmış, farklılıkların tahrik edildiği bir süreçte tek milletin nasıl sağlanacağı ise konuşmasında anlaşılamamıştır.

Öte yandan 6 Mart 2009 tarihinde İran gezisine çıkan Sayın Cumhurbaşkanı gazetecilere “Kürt Meselesi” başlığı altında “ 2009 yılında çok güzel şeyler olacak.” diye beyanat vermiştir. Ardından, Hükümetin sırasıyla “Kürt Açılımı”, “ Demokratik Açılım”, “ Milli Birlik Projesi” isimlerini verdiği, bize göre ise milletimizi ayrıştırmayı ve ardından bölmeyi hedef alan bu tehlikeli proje rezaleti karşımıza çıkmıştır. AKP Hükümetinin göreve gelmesiyle cesaretlenen ve kanlı eylemlerine yeniden başlama cesareti ve gücü bulan PKK terör örgütü bu süreçten beslenmiştir ve beslenmeye devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız ise bu süreçte AKP’nin bir Bakanı gibi hareket etmektedir. Açılım sürecinin başladığı günden bu yana verdiğimiz 55 şehit Başbakan’ı çağırıp hesap sormak için yeterli bir sebep değil midir?

Bu meyanda Sayın Cumhurbaşkanına milli birlik ve beraberliğimizi; bin yıllık kardeşliğimizi sağlama ve muhafaza hususunda görevini hatırlatmakta fayda görüyorum.

Cumhurbaşkanı, hangi siyasi düşünce veya oluşumdan gelirse gelsin, seçildikten sonra kendisini desteklemeyenlerin de Cumhurbaşkanı olduğunu unutmamalıdır. Aksi hâlde, birliğimizin temsilcisi konumunda olan bu makamı da siyasallaştırmış olur ki doğabilecek sıkıntılar ve gelişmeler üniter yapımızı ve cumhuriyetimizi telafisi imkânsız bir şekilde zedelemiş olur.

Sayın Milletvekilleri,

Devletler; geleneklerine, kurallarına saygı duydukça büyürler ve geçmiş bütün Cumhurbaşkanları bu geleneklere, bu kurallara uymuştur. Şimdi, öyle anlaşılıyor ki farklı bir Cumhurbaşkanıyla karşı karşıyayız. Türkiye’nin pek çok kuralı, pek çok geleneği değişecektir.

Yine bu çerçevede, bugüne kadar, bütün Cumhurbaşkanları, yurt dışından gelen devlet adamlarıyla Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde görüşmüşlerdir. Ancak Sayın Gül, Başbakanla birlikte, Suudi Arabistan Kralı’nın ayağına gitmiş, onunla otelinde görüşmüş ve tuhaf görüntüler oluşturan pozlar vermiştir. Maalesef bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Sayın Cumhurbaşkanı devletin yerleşmiş geleneklerini tersine çevirmiş, onlara uymak yerine, kuralları kendisine uydurmaya başlamıştır.

Sayın Milletvekilleri;

2005 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığı için bütçeden ayrılan ödenekler bir önceki yıllara göre ortalama % 4 ve % 6 arasında artırılmıştır. Ancak 2007’den sonra bu oran çok fazla yükselmiştir. Örneğin 2008 yılı için bütçeden ayrılan ödenek, yüzde 64’e yakın bir oranda artırılarak 55 milyon 561 bin TL olarak belirlenmiş ve Plan ve Bütçe’de de kabul edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığının 2010 yılı bütçesi de, 72 milyon 500 bin lira olarak öngörülmüştür.

Cumhurbaşkanlığı bütçe giderlerinin önemli bir kısmını, temsil ve ağırlama giderleri oluşturmaktadır.

Bu makamın hizmetlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ağırlığına yakışır şekilde icra edilmesi ve Türk milletinin uluslararası planda en iyi şekilde temsil edilmesinin büyük önem arz ettiğini hepimiz bilmekteyiz.

Fakat topluma örnek olmak için tasarrufu öncelikle kendisinin yapması gereken bir kurumun ve bu kurumda devletimizi temsil edenlerin harcamalarının birdenbire bu kadar yüksek oranda artırılması kamu vicdanını yaralamıştır.

Cumhurbaşkanlığı bütçesinin geçen yıllara göre bu kadar yüksek olması bizce hiç de örnek alınacak ve örnek olunacak bir durum değildir. Cumhurbaşkanlığı makamı örnek gösterilen bir makam olmalıdır. Mütevazılığı elden bırakmadan yokluk ve yoksullukla boğuşan aziz milletimizi de incitmemelidir.

Cumhurbaşkanları, başbakanlar, milletvekilleri millete örnek olması gereken kişilerdir. Eğer, Cumhurbaşkanı, Başbakan tutumlu davranmazsa, devletin parasını hesaplı harcamazsa, topluma, millete kötü örnek olurlar.

Bu ülke fakir insanların, yoksul insanların, Sayın Başbakanın deyimiyle; “garip gureba”nın da yaşadığı bir ülkedir. Bu ülkede Cumhurbaşkanlarının devletin parasıyla gösterişe, şatafata kaçması asla doğru değildir.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyeti saygı ile selamlarım.

İSMET BÜYÜKATAMAN Tarafından Yapılan Meclis Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “TBMM’de Bütçe görüşmelerinde” yapmış olduğu konuşma metni. 11 Aralık 201211 Aralık 2012Detay İçin Tıklayınız
Cumhurbaşkanlığı Bütçesi Üzerine

Cumhurbaşkanları, başbakanlar, milletvekilleri millete örnek olması gereken kişilerdir. Eğer, Cumhurbaşkanı, Başbakan tutumlu davranmazsa, devletin parasını hesaplı harcamazsa, topluma, millete kötü örnek olurlar.

Bu ülke fakir insanların, yoksul insanların, Sayın Başbakanın deyimiyle; “garip gureba”nın da yaşadığı bir ülkedir. Bu ülkede Cumhurbaşkanlarının devletin parasıyla gösterişe, şatafata kaçması asla doğru değildir.

15 Aralık 2009Detay İçin Tıklayınız
Öğretmenler Günü Üzerine Konuşması

Toplumun en müstesna şahsiyetlerinden oluşan eğitimcilerimiz, “irfan ordusu” hak ettiği değer ve öneme de sahip olmalıdır.

T.B.M.M olarak öğretmene verdiğimiz değeri yeniden gözden geçirmek zorundayız.. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü, tüm öğretmenlerimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle kutluyorum.

24 Kasım 2009Detay İçin Tıklayınız
Seyahat Acentaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Konuşması

Ülke turizmimizin gelişmesi açısından seyahat acentalarımızın çok düzenli ve kurallara uygun olarak çalışmaları gerekmektedir. Bu kuralları koyarken acentalarımızın işlerini yapmalarını kolaylaştırmak daha rahat hareket etmelerini sağlamak gerektiğine inanmaktayız.

14 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Milli Prodüktivite Merkezi Bütçesi Üzerine Konuşması

Bugün faaliyetlerini sürdürmekte olan Millî Prodüktivite Merkezi, 17.4.1965 tarihinde yürürlüğe giren 580 sayılı Yasa ile kurulmuştur. Gelişmiş pek çok ülke, prodüktivite merkezlerine sahiptir. Bu merkezler, verimlilik konusunda yaptıkları çalışmalarla, ülkelerinin kalkınma çabalarında önemli bir pay sahibi olmuşlardır.

13 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması

Yurdumuz bakımından özel bir önemi olan kışlık-yaylak hareketlerini düzenleme bakımından ilçe ve il murakabe heyetlerine birbirleriyle işbirliği yapmak ve genel asayiş kuvvetlerinden de faydalanmak suretiyle kararlar alıp icra etmek yetkisi tanınmalıdır.

13 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Vakıflar Kanunu Üzerine Konuşması

Vakıflar kanun tasarısı yabancılara Türkiye’de örgütlenme, faaliyette bulunma ve vakıf üzerinden dolaylı da olsa taşınmaz mal edinebilme ve tasarrufta bulunabilme hakkı tanımaktadır.

Bu tasarı yasalaşır ve Soros Vakıfları gelip Türkiye'den arsa alırsa, (mütekabiliyet var, biz de alırız) mı diyeceksiniz. Türkiye'den hangi vakıf ekonomik açıdan Soros vakıflarıyla boy ölçüşebilir.

13 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Öğretmenlerin Sorunları Üzerine Konuşma

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimizin sorunlarının araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kurarsak daha sıhhatli çalışmalar yapacağımız kanaatindeyim. Unutmayalım ki Fatihleri Akşemsettinler yetiştirdi.

02 Aralık 2008Detay İçin Tıklayınız
Türkiye İle Gürcistan Arasındaki Anlaşma Üzerine

Gürcistan ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkiler Gürcistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra 1992 yılında başlamış iki ülke arasındaki işbirliği, resmi ve çok taraflı nitelik kazanmıştır. İki ülke arasında siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler gün geçtikçe hız kazanmaktadır.

23 Temmuz 2008Detay İçin Tıklayınız
Tütün Mamülleri Üzerine Konuşması

Aslında kuraklığın gündemde olduğu şu günlerde, suya çok az ihtiyaç duyan bir sanayi bitkisi olan tütünden vazgeçmek yerine, bu üründen ülke olarak daha fazla fayda sağlama yoluna gitmeliyiz.

03 Nisan 2008Detay İçin Tıklayınız
Zeytin ve Zeytinyağı Üzerine Konuşması

Ülkemizde yaklaşık 500.000 aile geçimlerini zeytincilikten sağlamaktadır. İzmir, Muğla ,Balıkesir, Bursa, Manisa, Çanakkale, Tekirdağ, Hatay illerimiz önemli zeytin üreticisi illerimizdir.

Zeytin üretiminde kısa ve orta vadede üretimi güçlendirici çözümlere ihtiyaç vardır. Özellikle Gemlik tipi zeytinin yurt dışına ihracatında pratik ve kalıcı çözümler bulunmalıdır.

22 Ocak 2008Detay İçin Tıklayınız