İSMET BÜYÜKATAMAN

Meclis Konuşması : 02 Aralık 2008

Öğretmenlerin Sorunları Üzerine Konuşma02 Aralık 2008Belge Sahibi :
 
İSMET BÜYÜKATAMANBURSA Milletvekili
Detay İçin Tıklayın

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ülkemiz millî eğitiminde görev alan öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal sorunlarının iyileştirilmesi, okullarımızın fiziki sorunlarının çözülmesi, yaşanan güvenlik sorunlarının çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla vermiş olduğumuz araştırma önergesiyle alakalı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi en derin saygılarımla selamlıyor, yine aramızdan ayrılan şehit öğretmenlerimizi de bu vesileyle rahmet ve şükranla yad ediyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, hiçbir maddi kıymetle ölçülemeyecek kadar saygın bir meslek olan öğretmenlik, sevgi ve fedakârlığın yol göstericiliğinde milletimize hizmet etmenin güzide yollarından birisi olmuştur.

Sağlıklı bir toplum bedensel, ruhsal, sosyal yönden sağlıklı bireylerden oluşur. Bireylerin tüm yönleriyle sağlıklı olabilmesi ise çocukların çok yönlü gelişimine ve eğitimine önem vermekle mümkündür. Yatırımların en etkilisi çocuklar için yapılan yatırımdır. Çünkü her yönden sağlıklı yetişmiş bir çocuk gelecekte çalışkan, üretici, çok yönlü düşünebilen, bilimsel problem çözme gücü yüksek, etkili iletişim kurabilen, kendisi ve çevresiyle barış içinde yaşayabilen, kendisini yetiştirmiş, hak ve sorumluluklarını bilen nitelikli bir vatandaş olacaktır.

Ülkemizde uzun vadeli eğitim politikaları bulunmamaktadır. Bu yüzden eğitim sistemimiz belli bir düzeye oturtulamamakta, eğitimde ciddi sorunlar devam etmektedir.

Öğretmenlerimizin ekonomik ve sosyal sıkıntıları yanında okullarımızdaki fiziki şartların yetersizliği eğitim sistemimizi olumsuz yönde etkilemektedir. İlköğretim okullarının yüzde 70'i, normal liselerin yüzde 68'i ikili öğretim yapmaktadır. Okullarımızın yüzde 74'ü ödenek sıkıntısı içerisinde olup velilerden toplanan harçlar ve katkı paylarıyla hizmet vermeye çalışmaktadırlar.

Okullarımızın çoğunda öğretmen açığı bulunmasına rağmen çok sayıda öğretmen adayımızın da işsiz olduğu bilinmektedir. Bu durum atama bekleyen öğretmenlerimiz arasında son derece huzursuzluk yaratmakta, öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından ciddi sorunlar meydana getirmektedir. Öğretmenlerimizin kadrolu-sözleşmeli ayrımına tabi tutulmaları, aynı göreve farklı ücret ödenmesi eğitimde verimliliği ve çalışma barışını olumsuz etkilemektedir.

Millî eğitim politikamız AKP iktidarları döneminde sistem değişikliği bahanesiyle sürekli değiştirilmiş, istikrarlı bir eğitim politikası izlenememiştir. Yine, AKP iktidarları döneminde Millî Eğitim Bakanlığında siyasi hırsla kadrolaşmaya gidilmiştir. Gelişen ve değişen günümüz dünyasının şartlarına uygun, sağlıklı ve nitelikli nesillerin yetiştirilmesi için, eğitim sistemimizde bulunan eksikliklerin mutlaka giderilmesi icap etmektedir.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türk toplumunda öğretmenliğe "peygamber mesleği" denilerek kutsallık atfedilmiştir. Bundan dolayı tarihimizde öğretmenlere büyük saygı gösterilmiş, toplum nezdinde itibarları fevkalade yüksek olmuştur. Cumhuriyetle birlikte yöneticilerimiz, toplumu geliştirmenin tek unsuru olarak öğretmenleri görmüşler ve onlara buna göre kıymet vermişlerdir.

1950'lerden itibaren öğretmenlerimizin statüsündeki erozyon, günümüzde maalesef dramatik bir hâl almıştır. Bu statü kaybının görülen ve görülmeyen birçok sebebi vardır. Sosyolojik açıdan konu ele alındığında öğretmenlerimizin statü kaybına yol açan sebepleri siyasi, iktisadi, sosyal ve mevzuat noktalarında toplamamız mümkündür. Öncelikle devletimizin eğitim ve öğretimden ne beklediğini çok ciddi biçimde sorgulamak icap etmektedir. Burada iki hedeften birinin seçilmesi gerekiyor: Ya dünya çapında markaları oluşturacak beyinleri yetiştireceğiz ya da tekstil veya inşaat kalfalığı gibi ikinci dalga sanayi faaliyetlerine devam edeceğiz. Eğer dünya devleri oluşturulmak isteniyorsa, mutlaka öğretmenlerin statülerini artırmak zorunluluğu vardır. Çünkü dev markaları üretecek beyinleri ancak ve ancak öğretmenler yetiştirmektedir.

1965 yılında 3'üncü derecedeki bir öğretmenin maaşı 2.025 lira idi ve bununla 29 adet cumhuriyet altını alınabiliyordu; bugün o öğretmen ortalama 1.154 Türk lirası alıyor ve bununla 6 adet cumhuriyet altını satın alabiliyor. İktisadi açıdan öğretmenlerimizin durumunu bu örnek bile maalesef gözler önüne sermektedir. Bu nedenle on binlerce öğretmen, artık boş zamanlarda öğretmenlik yaptıklarını düşünmektedir. Asıl meşgaleleri ise emlakçılık, boyacılık, pazarcılık, pazarlamacılık, işportacılık hâlini almıştır. Bu itibarla Türk devletinin öncelikli hedefi, ekonomik açıdan öğretmenlerimizi rahatlatmak olmalıdır. Bugün, öğretmenlerin hayatını onurlu bir biçimde sürdürebilmesi ve topluma tekrar model oluşturabilmesi için aylık ücretleri en az 2 bin YTL düzeyine çıkartılmalıdır. Her ne kadar öğretmen maaşları OECD'ye göre yüksek bulunup, düşürülmesi talep edilse de rakamlar bunu doğrulamamaktadır. Çocuklarımızın dolayısıyla ülkemizin onurlu geleceği düşünülüyorsa devletimiz bunu mutlaka gerçekleştirmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmene, öğretmenlerimize hizmet veren öğretmenevleri, dinlenme tesisleri, kamplar gibi kurumlar da âdeta varlıklarının sebebi olan öğretmenlerin düşmanı gibi hareket etmektedirler. Bunlardan, öğretmenlerden alınan aidatlarla kurulan, işletilen ve öncelikli amaçları öğretmene hizmet olması gereken öğretmenevlerinden öğretmenlerin dışında artık herkes istifade eder durumdadır. Nitekim her 100 öğretmenden 71'i öğretmenevlerinden yararlanamazken, yüzde 52'si bu işletmelerin özelleştirildiğinde kendisine fayda sağlayabileceğini düşünmektedir çünkü öğretmenler kira ve vergi ödemeyen, fiyatlarıyla da özel işletmelerden aşağı olmayan ama zarar eden bu müesseselerin ancak özelleştirildiklerinde kendilerine bekledikleri hizmeti sunacağını düşünmektedirler. Dolayısıyla onlar da toplumsal statülerinin zayıfladığının farkındadırlar.

Değerli milletvekilleri, özellikle yurdumuzun doğu bölgelerinde köylerde öğretmenlik yapan öğretmenlerimiz birçok zorluk çekmektedirler. Telefonu çekmeyen, İnterneti olmayan köylerde, mezralarda çalışmaktadırlar. On-on beş haneli mezralarda çalışan öğretmenler vasıta olmamasından dolayı haftalarca köyden ilçe merkezine bile gelememektedirler. Yolun karlarla kapanması durumunda ise aylarca ilçe merkezine inemeyen öğretmenlerimiz vardır. Bu öğretmenlerin fedakârlıklarının mutlaka göz önünde tutulması icap etmektedir. Öğretmenler haklarının sürekli kısıtlanmasından yakınmaktadır. Özellikle ilk atamada eşler farklı illere gitmek zorunda kalmakta, bu durum ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır. Evliyken ilk atama ile göreve başlayan öğretmenlerin stajyerliklerinin kalkması beklenmemelidir.

Sözleşmeli öğretmenlerin kıdem tazminatı meselesi de mutlaka çözülmelidir. Bu ve benzeri onur kırıcı durumların bir an önce ortadan kaldırılması icap etmektedir. Bunun için de sözleşmeli öğretmenlere sadaka verir gibi her yıl düzenleme yapılarak iyileştirme yapılması yeterli değildir. Bir an önce tüm sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmeli ve bu adaletsizlik mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de millî eğitim ve öğretmenin sorunlarının çözümü konusunda en önemli engellerden birisi de mevcut idari yapıdır. Kim ne derse desin, bugün okul müdürlüğünden başlayarak yukarıya doğru giden idari makamların tamamı liyakat, kabiliyet, hizmet ölçüleri dikkate alınmadan siyasi mülahazalarla doldurulan kadrolar hâline gelmiştir.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; okul müdürleri ile bunları denetleyen ve bir üst kademesi olan ilköğretim müfettişleri arasında maaş, ek ders ücreti ve tazminatlar bakımından büyük bir uçurum bulunmaktadır. Bu, okul müdürlerinin çok maaş aldığı manasında değil, müfettişlerin az aldığı anlamında ifade edilmektedir. İlköğretim müfettişlerinin "Müfettiş" unvanlı diğer denetim elemanlarıyla aynı kategoride ele alınmasına, çağın ve ülkenin gerçeklerine uygun eğitimi destekleyip geliştirecek bir teftiş sisteminin objektif, verimli ve ekonomik olarak çalışabilmesi için "Eğitim müfettişliği" adı altında yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç vardır.

Değerli milletvekilleri, ne yazık ki öğretmenlerimizin sorunlarının tamamını burada anlatmamız için zaman yeterli değildir, ancak birkaçına vaktin elverdiği ölçüde değinebildim. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimizin sorunlarının araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kurarsak daha sıhhatli çalışmalar yapacağımız kanaatindeyim. Unutmayalım ki Fatihleri Akşemsettinler yetiştirdi.

Bu duygular içerisinde, yüce heyetinizi tekrar en derin saygı ve hürmetlerimle selamlıyorum.

İSMET BÜYÜKATAMAN Tarafından Yapılan Meclis Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın “TBMM’de Bütçe görüşmelerinde” yapmış olduğu konuşma metni. 11 Aralık 201211 Aralık 2012Detay İçin Tıklayınız
Cumhurbaşkanlığı Bütçesi Üzerine

Cumhurbaşkanları, başbakanlar, milletvekilleri millete örnek olması gereken kişilerdir. Eğer, Cumhurbaşkanı, Başbakan tutumlu davranmazsa, devletin parasını hesaplı harcamazsa, topluma, millete kötü örnek olurlar.

Bu ülke fakir insanların, yoksul insanların, Sayın Başbakanın deyimiyle; “garip gureba”nın da yaşadığı bir ülkedir. Bu ülkede Cumhurbaşkanlarının devletin parasıyla gösterişe, şatafata kaçması asla doğru değildir.

15 Aralık 2009Detay İçin Tıklayınız
Öğretmenler Günü Üzerine Konuşması

Toplumun en müstesna şahsiyetlerinden oluşan eğitimcilerimiz, “irfan ordusu” hak ettiği değer ve öneme de sahip olmalıdır.

T.B.M.M olarak öğretmene verdiğimiz değeri yeniden gözden geçirmek zorundayız.. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü, tüm öğretmenlerimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle kutluyorum.

24 Kasım 2009Detay İçin Tıklayınız
Seyahat Acentaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Konuşması

Ülke turizmimizin gelişmesi açısından seyahat acentalarımızın çok düzenli ve kurallara uygun olarak çalışmaları gerekmektedir. Bu kuralları koyarken acentalarımızın işlerini yapmalarını kolaylaştırmak daha rahat hareket etmelerini sağlamak gerektiğine inanmaktayız.

14 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Milli Prodüktivite Merkezi Bütçesi Üzerine Konuşması

Bugün faaliyetlerini sürdürmekte olan Millî Prodüktivite Merkezi, 17.4.1965 tarihinde yürürlüğe giren 580 sayılı Yasa ile kurulmuştur. Gelişmiş pek çok ülke, prodüktivite merkezlerine sahiptir. Bu merkezler, verimlilik konusunda yaptıkları çalışmalarla, ülkelerinin kalkınma çabalarında önemli bir pay sahibi olmuşlardır.

13 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması

Yurdumuz bakımından özel bir önemi olan kışlık-yaylak hareketlerini düzenleme bakımından ilçe ve il murakabe heyetlerine birbirleriyle işbirliği yapmak ve genel asayiş kuvvetlerinden de faydalanmak suretiyle kararlar alıp icra etmek yetkisi tanınmalıdır.

13 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Vakıflar Kanunu Üzerine Konuşması

Vakıflar kanun tasarısı yabancılara Türkiye’de örgütlenme, faaliyette bulunma ve vakıf üzerinden dolaylı da olsa taşınmaz mal edinebilme ve tasarrufta bulunabilme hakkı tanımaktadır.

Bu tasarı yasalaşır ve Soros Vakıfları gelip Türkiye'den arsa alırsa, (mütekabiliyet var, biz de alırız) mı diyeceksiniz. Türkiye'den hangi vakıf ekonomik açıdan Soros vakıflarıyla boy ölçüşebilir.

13 Ocak 2009Detay İçin Tıklayınız
Öğretmenlerin Sorunları Üzerine Konuşma

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimizin sorunlarının araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kurarsak daha sıhhatli çalışmalar yapacağımız kanaatindeyim. Unutmayalım ki Fatihleri Akşemsettinler yetiştirdi.

02 Aralık 2008Detay İçin Tıklayınız
Türkiye İle Gürcistan Arasındaki Anlaşma Üzerine

Gürcistan ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkiler Gürcistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra 1992 yılında başlamış iki ülke arasındaki işbirliği, resmi ve çok taraflı nitelik kazanmıştır. İki ülke arasında siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler gün geçtikçe hız kazanmaktadır.

23 Temmuz 2008Detay İçin Tıklayınız
Tütün Mamülleri Üzerine Konuşması

Aslında kuraklığın gündemde olduğu şu günlerde, suya çok az ihtiyaç duyan bir sanayi bitkisi olan tütünden vazgeçmek yerine, bu üründen ülke olarak daha fazla fayda sağlama yoluna gitmeliyiz.

03 Nisan 2008Detay İçin Tıklayınız
Zeytin ve Zeytinyağı Üzerine Konuşması

Ülkemizde yaklaşık 500.000 aile geçimlerini zeytincilikten sağlamaktadır. İzmir, Muğla ,Balıkesir, Bursa, Manisa, Çanakkale, Tekirdağ, Hatay illerimiz önemli zeytin üreticisi illerimizdir.

Zeytin üretiminde kısa ve orta vadede üretimi güçlendirici çözümlere ihtiyaç vardır. Özellikle Gemlik tipi zeytinin yurt dışına ihracatında pratik ve kalıcı çözümler bulunmalıdır.

22 Ocak 2008Detay İçin Tıklayınız