İSMET BÜYÜKATAMAN

Sayın Başkan

Değerli milletvekilleri

24 Kasım öğretmenler günü münasebetiyle şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

24 Kasım Öğretmenler günü, yılda bir kez de olsa öğretmenlerin ve öğretmenliğin kamuoyu gündemine getirildiği bir gündür.

Her 24 Kasımlarda 7 den 70 ‘e Devlet başkanından mahalle muhtarına kadar her yetkili pek çok süslü sözlerle öğretmenliğin ne kadar ulvi ne kadar kıymetli ve ne derece yüksek bir meslek olduğundan bahsederler.

Kültürlerin ve medeniyetlerin en büyük mimarları olan öğretmenlerimizi yılda bir gün hatırlamak, lider ülke hedefimizi de yılda bir gün hatırlayarak rafa kaldırmak olacaktır. Bu nedenle kaliteli öğretmen yetiştirerek gelecek nesillerin lider ülkeye bizi kavuşturmasını amaç edinmeliyiz.

Mustafa Kemal Atatürk; Türk Milletine dayalı Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurarken, Milli olmak karakterini öğretmenlere emanet etmiştir.

Atatürk, “Öğretmenler, sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır. Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” diyerek öğretmenlere verdiği değeri ifade etmiştir.

Öğretmenlik mesleğini tek kelime ile ifade etmek istersek bunun adı fedakârlıktır.

Hal böyle iken memlekette öğretmenlerin durumu nedir, ne yaparlar, ne yer, ne içerler, dünyada ki meslektaşları ile kıyaslandığında nasıl bir tablo ortaya çıkmaktadır, bunu hepimizin bilmesi gerekmektedir.

Değerli Milletvekilleri

Türk Eğitim-Sen tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle bir anket çalışması yapıldı.

1.700 öğretmen üzerinde uygulanan bu ankette Türk Öğretmenlerinin içinde bulunduğu durum gözler önüne serilmektedir.

Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 23.5’i görevlerinden arta kalan zamanda ek iş yaptığını dile getirirken, yüzde 89.6’sı kredi kartı borcu ya da taksitleri olduğunu belirtmektedir. Kart borcu olmayanların oranı sadece yüzde 10.3’tür.

Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 91.4’ü maaşından birikim yapamadığını belirtirken, yüzde 58.3’ü kirada oturduğunu, yüzde 28.5’i de ev sahibi olduğunu ifade etmiş, evi olan öğretmenlerin ise büyük kısmı kendi birikimleriyle değil, miras yoluyla ya da ailesinin desteği ile ev sahibi olabilmiştir.

Öğretmenlerin yüzde 78’si bilimsel gelişmeleri takip edememektedir. Bunun nedeni olarak ise ekonomik yetersizliği göstermektedirler.

Öğretmenlerin yüzde 72.7’si öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu dile getirmesine rağmen çocuğunun öğretmen olmasını istememektedir. .

Öğretmenlere “çocuğunuzun niçin öğretmen olmasını istemezsiniz?” sorusuna verilen cevap da ibret vericidir. Mesleğin itibarının kalmadığını ifade eden öğretmenlerin oranı yüzde 26.9’dur .

Öğretmenlerin en önemli sorunlarından biri de ücret yetersizliğidir. AB üyesi meslektaşlarıyla karşılaştırıldığında Türk öğretmenleri oldukça az kazanmaktadırlar.

Türkiye’de en yüksek derecedeki bir öğretmen yılda ortalama 11 bin 558 dolar kazanırken, Lüksemburg’ta 100 bin 314, Avusturya’da 53 bin 938, Almanya’da 52 bin 62 dolar ücret almaktadır.

Ayrıca ilköğretim kurumlarında görev yapan ve göreve yeni başlayan bir öğretmenin bir saatlik ücreti, Türkiye’de 5.2 dolar iken, Çek Cumhuriyetinde 11.2 dolar, Danimarka’da 20.5 dolar, Hollanda’da 19.4 dolar, İspanya’da 22.3 dolardır.

Öğretmenlerimizin görev yaptığı okullarda fiziki mekanlar yetersiz olup, derslik açığı, bilgisayar odası ve laboratuarlar bulunmamaktadır.

Ders araç-gereç donanımı yeterince sağlanamamıştır, milli gelirden eğitime ayrılan bütçenin düzeyi hedef aldığımız AB ülkelerine göre oldukça düşüktür, bu sorunların yanında öğretmenlerimizin hukuki statülerinin güçlendirilmesi sorunu hala devam etmektedir.

Bütün bu zorluklara rağmen öğretmenlerimiz büyük bir fedakarlık ve özveri ile eğitim-öğretim yapmaya çalışmaktadırlar.

Maddi açıdan tatmin edilmeyen öğretmenler özlük hakları açısından da her yıl biraz daha geriye gitmektedir. Öğretmenler sürülmekte, öğretmene kıyım yapılmakta, öğretmen görevlendirmelerinde, tayin ve atamalarda haksızlıklara uğramaktadırlar. Öğretmen kademelendirilerek adeta ayrışmaya tabi tutulmaktadır.

Saygıdeğer Milletvekilleri;

Öğretmenlerin ve üniversite öğretim üyelerinin özlük hakları ve istihdam şartları çağdaş standartlar düzeyine çıkarılmalıdır. Öğretmenlerin kendisini ve öğrencilerini en iyi şekilde yetiştireceği ortam hazırlanmalıdır. Öğretmenlerin terfisinde de başarı esas olmalı, değerlendirme yapılırken; velilerin ve okul yönetimi ile öğrencilerin başarıları dikkate alınmalıdır.

Toplumun en müstesna şahsiyetlerinden oluşan eğitimcilerimiz, “irfan ordusu” hak ettiği değer ve öneme de sahip olmalıdır.

T.B.M.M olarak öğretmene verdiğimiz değeri yeniden gözden geçirmek zorundayız..

24 Kasım Öğretmenler Günü’nü, tüm öğretmenlerimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle kutluyorum.

Bu vesile ile başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bölücü terör örgütünce katledilen öğretmenlerimiz olmak üzere Hakk’ın rahmetine kavuşan bütün öğretmenlerimizi şükranla yad ediyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.