Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
Aziz milletimizin geleceğinde çok önemli ve tarihi bir rolü olacak olan 12 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi için geri sayım hızla devam etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi sosyal, siyasal ve ekonomik sorunların bitirilmesi için hazırlıklarını tamamlamış ve projelerini kamuoyunun bilgisine sunmuştur. Nitekim ‘2023 Yükselen Ülke Türkiye Sözleşmesi’yle ülkemizin her yöresine ve ferdine ses verilmiş ve büyük Türkiye ülküsüne ulaşmak için çağrıda bulunulmuştur. Bu kapsamda, Türk milleti, çatışma dinamiklerinin yoğunlaştığı ve gerilim taraftarlarının şımardığı bir ortamda tercihini sandıkta gösterecek ve bu herkes için de bağlayıcı olacaktır. Özellikle, işleyen seçim sürecinde partimize yönelik karalama kampanyasının, kafaları karıştırmak için asılsız seçim anketlerinin ve iftiraların seviyesinde son zamanlarda artış görülmektedir. AKP kaynaklı kamuoyu hazırlama ve halkla ilişkiler faaliyetlerinin Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef aldığı anlaşılmaktadır. Başbakan Erdoğan’ın, AKP’nin üçüncü defa iktidara gelmeyi umduğu ve ustalık dönemi olarak nitelendirdiği 12 Haziran seçimleri sonrasında, Türkiye’nin etnik terör ve bölücü emellere teslim edilebilmesi için çok tehlikeli bir senaryo devreye sokulmuştur. Esasen, Milliyetçi Hareket’i hedef alan sinsi ve kalleşçe oyunlar yeni değildir. 12 Eylül 2010 Referandumu öncesinden başlayarak; kirli aktörleri ve iğrenç yöntemleri tüm çıplaklığıyla belli olan fitne taarruzunun, niyeti ve amacı net olarak bilinmektedir. 12 Haziran seçimlerinin hitamında, Türk milletinin ayrıştırılabilmesi, yeni anayasada etnik kimliklerin tanınabilmesi ve bölünmüş bir Türkiye’nin ortaya çıkabilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi’nin ikna ya da tasfiyesi planlanmaktadır. Başbakan Erdoğan’ın ve parti yöneticilerinin öfke dolu kaba ifadelerine eşlik eden hayâsız ithamlarının arkasındaki nedenler bunlardır. Bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy ve gönül veren milyonlarca Türkiye sevdalısına hakaretler yağdırılmasının tartışmasız sebebi, AKP’nin karanlık politikalarına hareket imkânı ve zemini yaratma isteğidir. Rengini şehit kanından almış Albayrağımızı yerlerde sürüyen, ayaklarını silen, yırtma küstahlığını gösteren alçaklara sesini dahi çıkaramayan Başbakan’ın; sıra milletimizin birliğine ve kardeşçe yaşamasına sadakatle bağlı olan milliyetçilere geldiğinde izansıca saldırması asla affedilmeyecek bir densizlik örneğidir. Yüksek Seçim Kurulu’nun kararını değiştirmesi için olağan üstü çaba gösteren ve PKK’nın Meclis’e taşınması için el birliği yapan iktidar zihniyetinin ve yandaşlarının, yaptıklarının hesabını verecekleri gün ufukta görünmüştür. Başbakan Erdoğan’ın, seçim tarihi yaklaştıkça; Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve mensuplarına devlet gücünü ve imkânlarını da harekete geçirerek her türlü şirret tertibi yapacağı anlaşılmaktadır. Bundan böyle nedeni olursa olsun AKP’nin tuzak, tezgâh ve tahriklerine karşı sabırla, soğukkanlılıkla ve cesaretle karşı durulacaktır. Milliyetçi Hareket’e ve ülkücü gençliğe yönelik kışkırtmaların, tezgahların, provokasyonların ve bühtanların asla sonuç vermeyeceğini ve hiçbir art niyetin başarıya ulaşamayacağını muhataplarının bilmesinde yarar vardır. Bu itibarla, seçim süresince meydana gelebilecek her türlü kargaşa ve gerginlikten de ziyadesiyle AKP sorumlu ve suçlu olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelik düşmanca yaklaşan Başbakan ve partisinin, çamur atmaya ve kara çalmaya dayalı politikalarının sonuç doğurmayacağını ve 12 Haziran seçimlerinden hüsranla çıkacağını herkes görecektir. Şüphesiz AKP’ye oy vermiş muhterem vatandaşlarımızın da, gelişmelerden rahatsızlık duydukları açıktır. Başbakan Erdoğan’ın aldatmaya, çarpıtmaya, fesada, nefrete, bölünmeye, kötü söze ve inkâra dayalı siyasi duruşuna AKP’li kardeşlerimizin de söyleyecek bir sözünün olacağı kuşkusuzdur. Milliyetçi Hareket Partisi şartlar ne olursa olsun, kavgadan ve çatışmadan uzak kalarak, demokrasinin ilkeleri doğrultusunda tek başına iktidar amacına kilitlenmiştir. Ancak partimiz, üzerine gelecek belaları ve ihanet ittifakının hücumunu def edecek, etkisizleştirecek ve hükümsüz kılacak güce ve kudrete de ziyadesiyle sahiptir.
|