Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
Milliyetçi Hareket Partisi Başkanlık Divanı üyesi olan, aynı zamanda milletvekilliği görevini de yürüten şahısların özel hayatlarına ait gizli video görüntüleri ve bunların internet vasıtasıyla servis edilmesi Türkiye’nin karşılaştığı ve muhatap olduğu en ciddi siyasi travmalardan birisi olarak karşımızdadır. Söz konusu video kayıtlarındaki çirkin sözlerin, değerlendirmelerin ve yorumların asla partimizi bağlamadığı, ülkücülülüğün hiçbir değeriyle örtüşmediği ve milletvekilliği gibi önemli bir görevle bağdaşmadığı gün gibi ortadadır. Yayımlanmış olan görüntüleri izah etmek ve yalnızca parti aidiyetliğine dayanarak savunmak, geçiştirmek ve görmezden gelmek mümkün olmadığı gibi erdemli bir tavır da değildir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk aile yapısına ters düşen, milletimizin hassasiyetleriyle ve kabulleriyle taban tabana zıtlıklar içeren son hadisenin derin muhasebesini yapmakta ve gerekli tedbirleri lazım geldiği biçimde almaktadır. Her ne sebeple olursa olsun, bu son olayla birlikte özel hayatın dokunulmazlığı ve mahremiyeti de açıkça ihlal edilmiş ve kirli niyetler bir kez daha faaliyete geçmişlerdir. Değişik zamanlarda, siyasi temsil noktasında bulunan kişilerle ilgili ses ya da görüntü kayıtlarının internet aracılığıyla sızdırılması ve AKP hükümetinin de buna bigâne kalması bu zamana kadar işlenen suçlara iştirak ettiğine dair bir karine teşkil etmiştir. Şüphesiz, Milliyetçi Hareket Partisi; mevcut haliyle montaj olup olmadığı tartışmasına hiç girmeden, söz konusu video görüntülerini ve karşılıklı diyalogları şiddetle reddetmektedir. Nitekim bu hadise ortaya çıkar çıkmaz gelişmeler soğukkanlılıkla değerlendirilmiş ve ilgili kişilerin partideki tüm görevlerinden ve 24. dönem milletvekilliği adaylığından istifa etmeleri gecikmeksizin sağlanmıştır. Ancak ahlaken ve vicdanen çok sorunlu olan video görüntülerindeki konuşmaların ve manzaraların başkaca tahlil ve değerlendirmelere muhtaç olduğunu bilmek gerekmektedir. Bir defa, olay mahalli eve kamera yerleştirilmek suretiyle bir hazırlık yapıldığı ve arkasında da görüntülerdeki kadınların ideolojik soru ve yaklaşımlarıyla kurulan tezgâhın bir ayağı oldukları anlaşılmaktadır. Oluşturulan iklim neticesinde; ülkücülüğün ve Milliyetçi Hareket’in hiçbir inanç ve kabulüne sığmayan konuşmalar ortaya çıkmış bulunmaktadır. Video kayıtlarının internete düştüğü andan itibaren, özellikle Beyaz TV isimli televizyon kanalının hemen yayına başlaması ve malum bazı gazetelerinde abartarak kamuoyuna aktarması üzerinde de ayrıca durulmalı ve fitne merkezinin taraftarları iyi anlaşılmalıdır. Türkiye’de uzun bir süredir emelleri malum olan çevreler Milliyetçi Hareket Partisi’ni karambolun, kaosun ve karanlığın içine çekmek için ellerini ovuşturmaktadırlar. Ülkemiz, bir tarafta bozuk ve kaygan bir zeminde ayakta kalma mücadelesi verirken; diğer tarafta yüzleri nefret saçan, niyetleri kirli ve hedefleri karışıklık olanların hücumlarıyla sarsılmaktadır. Bu mihrakların arkasında duran, destek ve omuz veren AKP iktidarı tahrip ve tarumar etmedik değer bırakmamıştır. Türk milletine, azar azar verdiği bölünme zehrini zem zem diye yutturacak kadar hayâsını ve haysiyetini yitiren iktidar zihniyeti, belirlediği alçak hedeflerin ilerleyebilmesi için kimi engel görüyorsa en aşağılık yöntemlerle saldırıya geçmiştir. Özellikle, AKP’yle birlikte Türk siyasetinin ayar ve ölçüleri tümüyle kaçmış, güven ve iyimserlik duyguları ölümcül bir yara almıştır. Bu gelişmeler, Türk siyasetini de bir karar aşamasına getirmiştir. Türkiye’nin yeniden tanzimi ve bölünmüş bir millet yapısının ortaya çıkabilmesi amacıyla, siyasi dizaynın kalleş eller tarafından süratli bir şekilde icra edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, son bir yıldan beri süregelen ve merkezinde yerli ve yabancı odakların bulunduğu, mihmandarlığını ise AKP’nin yürüttüğü Türk siyasetini değersizleştirme ve itibardan düşürme stratejisinin yeni bir aşamaya geldiği görülmektedir. Hedefte ise doğal olarak, PKK açılımına karşı çıkan, ayrışmaya dik duruş gösteren, federasyona itiraz eden ve yeni anayasada etnik kimliklerin kurucu unsur olarak bulunmasına asla tahammülü olmayan partimiz yer almaktadır. Bununla birlikte AKP hükümeti; yıkımın, dağılmanın ve bölünmenin karşısında Milliyetçi Hareket Partisi’ni bir engel olarak gördüğünden dolayı her türlü iftirayı silah olarak kullanmaktan utanmayacaktır. Büyük Türk milletine ve partimize dönük tehdidin, iftiraların, mikrobun ve melanetin başı AKP iktidarından başkası değildir. Belirli aralıklarla, parti teşkilatlarımız ve mensuplarımız AKP’nin kışkırtma ve tahriklerine karşı uyarılmış ve kara çalmak için puslu ortam kolladığı her fırsatta hatırlatılmıştır. Bu çerçevede 16 Eylül 2010 ve 13 Ekim 2010 tarihli teşkilatlara gönderilen genelgelerde bu durum açıkça ifade edilmiştir. Yine aynı şekilde, 15 Mart 2011 tarihli parti genelgesinde; Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarda kalabilmek ve millet iradesinin seyrini etkileyebilmek için her türlü çirkin ve bayağı yola başvurabilecektir.” tespit ve görüşüyle kamuoyunun ve teşkilatlarımızın dikkati çekilmiştir. En son olarak, 26 Nisan 2011 tarihli yazılı basın açıklamasıyla, AKP’nin partimize yönelik tahrik ve provokasyonlarında artış olabileceği vurgulanmış ve şu ifadelere yer verilmiştir: “Başbakan Erdoğan’ın, seçim tarihi yaklaştıkça; Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve mensuplarına kamu gücünü ve imkânlarını da harekete geçirerek her türlü şirret tertibi yapacağı anlaşılmaktadır. Bundan böyle nedeni olursa olsun AKP’nin tuzak, tezgâh ve tahriklerine karşı sabırla, soğukkanlılıkla ve cesaretle karşı durulacaktır.” Aynı günün akşamında, sanal âlemden parti yöneticilerimizle ilgili video görüntülerinin yayınlanması manidar olduğu kadar, partimizin önceden tehlikeyi işaret eden ve komplolara gönderme yapan yorumlarının da ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Bundan böyle mezkûr konuyla ilgili görev sırası AKP hükümetindedir. Kurulan rezil tuzağın aydınlanması, gerçeklerin ve hazırlayıcıların ortaya çıkarılması için iktidarın mutlaka kamu gücünü harekete geçirmesi ve suçluları yakalaması gerekmektedir. Aksi takdirde, son hadiselerin sorumluluğu, teşvik edicisi ve tezgâhtarı AKP olacak ve siyasi kundakçılığı bir kez daha teyit edilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’yi karanlık noktalara sürüklemeye çalışanların bir an önce açığa çıkarılmasını beklemekte ve bunun da AKP’nin iktidar namusu olduğuna inanmaktadır. İlave olarak, konunun adli makamlara intikal etmesi nedeniyle, Cumhuriyet savcıları tahkikatı çok yönlü olacak şekilde derinleştirmeli ve ne gerekiyorsa süratle yapmalıdırlar. Milliyetçi Hareket Partisi malum video görüntülerindeki kadınlarla ilgili gerekli kovuşturmaların yapılmasını da ısrarla istemekte ve talep etmektedir. Ayrıca AKP’li bazı siyasetçilerin ve yandaş basının mal bulmuş mağribi gibi hemen video görüntülerine sarılmalarını ve siyasete alçakça malzeme yapmalarını ise Milliyetçi Hareket Partisi asla unutmayacak ve affetmeyecektir. Bu seviyesizliğe düşenler, önce kendilerine bakmalı ve AKP içinde şirazesinden çıkan tartışmalara, pis kokulara, ahlaksızlıklara, dedikodulara ve skandallara odaklanmalıdırlar. Milliyetçi Hareket Partisi, kimden gelirse gelsin her türlü tertibin, tezgâhın ve tahrikin üstesinden gelecek güce sahiptir. Son gelişmeleri kullanarak, partimizi psikolojik operasyonlarla yıpratmaya çalışan, oy ve gönül veren milyonların kafalarını çelmeye yeltenen, kutlu değerlerimizi istismar ederek camiamız üzerinden ahlaksızca politika üretmeye cüret eden kim varsa alçaktır, şerefsizdir. Herkes bilmelidir ki, partimiz yolundan ve inandığı değerlerden sonu ne olursa dönmeyecek, yanlışı sahiplenmeyecek ve hiçbir iftiranın altında kalmayacaktır. Ve bundan sonra olabilecek yeni tezgâh ve komplolarla da ziyadesiyle mücadeleye edecek, AKP’nin peşini ve yakasını asla bırakmayacaktır. Ayrıca özel hayatın sınırları içinde olsa da, kamuoyuna mal olmuş kişilerin Türk-İslam değerleriyle ve toplumsal normlarla çelişmeyecek bir duruş ve yaşayış örneği göstermeleri zorunlu olduğu kadar ahlaken de tutarlılık gereği olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, dün olduğu gibi bugün de ahlaktan, milli ve manevi değerlerden asla taviz vermeyecek, bu uğurda gerekirse her türlü fedakârlığı seve seve yapacaktır. Milletimizi aldatan, kopyacılara el uzatan, katillere kucak açan, önüne gelene çamur atan, oyunlarla, senaryolarla herkesi birbirine düşüren AKP zihniyeti; tüm yönetici kadrolarıyla birlikte Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidarında hesaba çekilecektir. 12 Haziran 2011 seçimleri ise bunun için tarihi bir fırsat olacaktır.
|