Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
Türkiye, 12 Haziran Milletvekili Genel Seçimi öncesi; çok gergin ve her türlü provokasyona açık bir ortamda adeta can çekişmektedir. Ülkemizin değişik yörelerinde meydana gelen son derece tehlikeli, düşündürücü ve endişe verici olaylar tahammül edilemez bir sınıra dayanmış bulunmaktadır. Gerisinde AKP’nin olduğu anlaşılan alçakça tertipler artık bardağı taşırma noktasına kadar getirmiş, sinirler ve sabırlar ciddi düzeyde gerilmiştir. Önümüzdeki seçimlerde iktidarı kaybedeceğini anlayan ve bir daha tek başına hükümet olamayacağını gören Başbakan Erdoğan kontrolünü, ferasetini ve sağduyusunu bütünüyle kaybetmiştir. Fren ve ayar mekanizmalarını yitiren AKP hükümeti, siyasal fayda sağlayabileceğini ümit ettiği her çirkin yola tevessül etmeye başlamıştır. Aziz milletimiz, çıkışı olmayan alacakaranlık bir ortama hükümet eliyle sürüklenmeye çalışılmaktadır. Bu kapsamda, Türk milletinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne dönük artan ilgi ve desteği AKP’nin kâbusu haline gelmiş ve dengesinin kaybolmasına neden olmuştur. Bundan böyle, Başbakan Erdoğan ve partisinin iftiraları, asılsız suçlamaları ve yalanları partimizi daha çok hedef alabilecektir. Nitekim Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelik kirli bir saldırının adım adım ve bir strateji dâhilinde ilerletildiği anlaşılmaktadır. Partimizi zan ve töhmet altında bırakmak, aziz millet nezdinde şaibeli bir duruma sokmak için iktidarın hummalı bir faaliyet yürüttüğü tüm çıplaklığıyla ortadadır. Karanlık odakların komplosundan sonuç almayacağını anlayan AKP hükümeti, mesnetsiz ve sanal suç oluşturmak marifetiyle partimizin artan millet desteğini geri çekmeye ve itibarını zedelemeye pervasızca cüret etmiştir. Başbakan Erdoğan’ın tedirginlik ve korku yaratmaya dayalı siyasal yaklaşımının icrası, ne yazık ki AKP güdümlü devlet güçleri tarafından yerine getirilmektedir. İlave olarak partimizin fütursuzca ve ahlaksızca kavgaya çekilmeye çalışıldığı, yükselen toplumsal ve siyasal tansiyonun müsebbibi gibi sunulmaya uğraşıldığı görülmektedir. Seçim öncesinde Milliyetçi Hareket Partisi’yle siyasi bölücüleri karşı karşıya getirmek ve bir kaos ortamı oluşturmak için olağanüstü gayret sarfedilmektedir. Ülkemizi yaşanmaz hale getiren bölücü unsurları ülkücü hareketin üzerine kışkırtan ve etnik temelli bir husumet oluşturarak bundan siyasal rant elde etmeyi hesap eden adice bir plan AKP hükümetinin yönetimi altında hızla mesafe almaktadır. Bunun yanı sıra, geçtiğimiz günlerde yandaş bir basının hayâsızca tahriklerine ve düzmece haberlerine tepki gösteren vatanseverlerin ve ülkücülerin gözaltına alınmasıyla başlayan süreç çok kritik bir aşamaya gelmiş durumdadır. Takip eden günlerde ise, özellikle İstanbul’da meydana gelen ve parti mensuplarımızı hedef alan bölücü saldırı kurgusunun ve alt yapısının AKP tarafından oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Özellikle, partimizin İstanbul Kazlıçeşme’deki muhteşem mitingini sabote etmek ve gölgelemek maksadıyla, partililerimizin yol güzergahına PKK’lı çapulcuların çıkmasına sessiz ve tepkisiz kalınması AKP’nin gerçek niyet ve yüzünü ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda Milliyetçi Hareket Partisi’nin seçim büroları harap edilmiş ve partililerimizin can ve mal güvenliği tehlikelere maruz kalmıştır. En son olarak da, bir grup dava arkadaşımızın sistemli ve organize bir şekilde; partimizin Diyarbakır mitinginde provokasyon yapacakları iddiasıyla insanlık dışı yollarla göz altına alındıkları görülmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi’ne gönül veren ve şerefli geçmişimizin kutlu hatıralarını yüreğinde taşıyan hiçbir arkadaşımızın; şahsımı, partimizi ya da demokratik nizamı hedef alan bir tezgâhın içinde yer alması düşünülemeyecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti ateşle oynadığını artık idrak etmeli, iftiralarla, ithamlarla, oyunlarla partimize ve dava arkadaşlarımıza çamur atmaktan bir an önce vazgeçmelidir. Başbakan Erdoğan, karanlık emellerle, rezil yöntemlerle ve kuşkulu vasıtalarla Milliyetçi Hareket Partisi’ni sindiremeyeceğini er geç anlayacaktır. Hali hazırda gözaltında bulunan dava arkadaşlarımızın başına geleceklerden ve bundan sonraki yaşanacak olumsuzluklardan Başbakan ve hükümeti birinci derecede sorumlu olacaktır. AKP hükümetinin, hiçbir suçu ve günahı olmayan dava arkadaşlarımızdan pis elini çekmesi gecikmeksizin sağlanmalıdır. Aksi takdirde AKP iktidarı, bundan sonra olacakların ve ağır vebalin faturasına katlanmak zorunda kalacak ve fitne siyasetinin altında ezilip gidecektir. Demokrasiyi gerçek manasıyla içine sindirememiş olan Başbakan Erdoğan’ın kurduğu ve yönlendirdiği çeteleriyle sonuç alması asla mümkün olamayacak ve yaptıklarının hesabını maşalarıyla birlikte yakın bir zamanda verecektir. Bilinmelidir ki, tahrikler ne kadar büyük olursa olsun; Milliyetçi Hareket Partisi hukukun ve demokrasinin tayin ettiği ilkelerden bir an olsun ayrılmayacaktır. Partimiz, çıkarılmaya çalışılan kardeş kavgasının asla tarafı olmayacaktır. Başbakan Erdoğan’ın kumpasları, nefreti ve hiddeti aziz milletimizin yardımıyla ve Cenab-ı Allah’ın izniyle sonuca ulaşamayacak; keskin sirke mutlaka küpüne zarar verecektir. Milliyetçi Hareket Partisi 12 Haziran’da yapılacak olan hesaplaşmayı sabırsızlıkla beklemektedir. Türk milletinin belirleyiciliği altında; AKP geldiği gibi gidecek ve gittiği yerde de neden olduğu tahribatların hesabını inşallah verecektir.
|