Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
Aziz Dava Arkadaşlarım, Çok ağır şartlar altında ve gerilim düzeyi yüksek bir ortamda 24.Dönem Milletvekili Genel Seçimi yapılmıştır. İç ve dış sorunların yol açtığı sancılı ve sarsıntılı vahim süreç hepimizin gözü önünde cereyan etmiştir. Türkiye’nin millet ve devlet bekası; AKP hükümetinin sessizliğinden cesaret kazanan gözü dönmüş bölücü mihraklar tarafından tehdit altına alınmıştır. Ekonomiden diplomasiye, siyasetten kültüre, sanattan spora kadar her alanda yaşanan ikircikli manzara ve derin sorunlar esasında tahammül sınırını çoktan aşmıştır. AKP hükümetinin istismar ve yalan üzerine bina ettiği politikaları, hiçbir meseleyi temelinden çözemediği gibi, daha da kökleşmesine ve büyümesine yol açmıştır. Bu çerçevede, Türkiye’nin son 8,5 yılda rahata ve feraha ulaştığını, kalıcı ve kabul edilebilir gelişme sağladığını iddia etmek mümkün değildir. Terörle mücadelede sergilenen acizlik, ekonomi yönetiminde gösterilen basiretsizlik, dış politikada ortaya çıkan yetersizlik, siyasetteki kalitesizlik ve ufuksuzluk iktidar partisi AKP’nin karanlık sicilinin yalnızca bir özetidir. Türk siyasi tarihi AKP zihniyeti kadar; haramla helal arasındaki sınır çizgilerini ihlal eden, sevapla günahı birbirine karıştıran; yanlışa, çirkine ve kötüye mazeretler bulma densizliğini gösteren başka bir partiye şahit olmamıştır. Bu itibarla, Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimi altında AKP’nin yapmayacağı çirkeflik ve atmayacağı iftira olmayacağı açık ve nettir. Özelikle, Türkiye’yi yıkıma ve çözülmeye götürecek sürecin başlama vuruşu olan PKK açılımı ve sonrasındaki tehlikeli gelişmeler AKP’nin gerçek yüzünü ve niyetini göstermesi bakımından ibretlik olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi’nin milli, kararlı, omurgalı, düzgün, tutarlı ve tavizsiz muhalefeti AKP’nin ve ittifak içinde bulunduğu mihrakların öfke ve zehir saçan saldırılarını tetiklemiştir. Nitekim MHP’nin olmadığı bir Meclis ve etkisinin sıfıra yakın olduğu bir siyaset yapısı ihanet mahzenlerinde AKP eliyle mayalandırılmıştır. 12 Eylül Referandum sürecinde, düşündürücü ve son derece kasıtlı yürütülen kara propagandanın gizli şifrelerine bakıldığında, ortada açıkça bir MHP düşmanlığı olduğu bariz olarak anlaşılabilecektir. Başbakan Erdoğan’ın, belirli aralıklarla aziz dava arkadaşlarıma en galiz hakaretleri vicdansızca, şuursuzca ve edepsizce savurmasının hedefinde; hem ülkücüleri bezdirmek ve sindirmek, hem de Üç Hilal’i tasfiye etmek amacı olduğu görülmektedir. Zira AKP ve yanında hizalandığı kirli ortaklık; MHP ve ülkücüler olduğu sürece emellerine asla ulaşamayacaklarını iyi bilmektedirler. Bu itibarla ülkücü hareketin ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin bölünmüş Türkiye’nin önünde çok ciddi bir engel olarak görüldüğü ayan beyan ortadadır. AKP’nin etnik kimliklere kucak açarak hazırlamayı planladığı yeni anayasaya şu haliyle milli direnci gösterecek tek siyasi parti bellidir ve o da MHP’den başkası değildir. Bundan dolayı 12 Haziran seçimlerinden önceki bir buçuk aylık zaman zarfında partimiz adeta ateş altına alınmıştır. Baraj altında kalması, itibarını kaybetmesi ve yıkılması için iğrenç ve aşağılık her oyun gösterime sokulmuştur. Kaset tezgâhlarıyla başlayan sürecin nerelere dayandığı ve hangi alçak komplolara teşrifatçılık yaptığı duyarlı her dava arkadaşım tarafından anlaşılmıştır. MHP’yi köşeye sıkıştırmak için AKP’ den aldıkları destekle sefere çıkan şer odakları; kutlu davamızın kimliğini ve hatıralarını da şerefsizce kullanmaya ve kendi pis emellerine alet etmeye cüret etmişlerdir. Türk milletine içten içe husumet duyguları taşıyan ve Türk kimliğinin yaşamasından alerji duyan kim varsa, Milliyetçi Hareket Partisi’ne kurulan tuzaklardan memnun olmuş ve teşvik etmiştir. Partimize yönelik hain suikastların, Milletvekilliği Genel Seçimi öncesinde vuku bulması ise barajın altına düşürmeye yönelik bir stratejinin devrede olduğunu kanıtlamaktadır. Türk siyasi tarihi, partimizin maruz kaldığı bu saldırıya bugüne kadar hiçbir siyasal organizasyonun muhatap olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte Dünya’da da; ne demokrasiyle yönetilen ülkelerde ne de otoriter rejimlerde böylesi bir tezgâhın ve kalleşçe siyaset tanziminin bulunmadığı ortadadır. Milliyetçi Hareket Partisi’ni yere sermek ve oy veren milyonları başka siyasal partilere yönlendirmek amacıyla ahlaksız ve hukuk dışı uygulamalar peş peşe sahnelenmiştir. AKP hükümeti bu rezaletle ve demokrasiye yapılan darbeyle mücadele edeceği yerde utanmadan siyasetine malzeme yapmış, fırsat düşkünü ve siyasi ganimet avcısı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Vatanımızın birçok yöresinde; partimizi hedef alan ve kaset komplosu taraflarının istifa etmediklerine dair şayiaları el altından dağıtılan broşürlerle ve münafıkça yaydıkları tezviratlarla gündemde tutan vicdansız ve seviyesiz AKP kadroları olmuştur. Bölünmüş Türkiye’nin düşünü kuranlar, etnik kimliklerin otonom karaktere kavuşmasını isteyenler AKP’nin yanında ellerini ovuşturarak dizilmişler ve MHP’yi yok etmek için buldukları her imkânı hayâsızca ve insafsızca kullanmışlardır. Ne var ki aziz milletimiz MHP’yi asla sahipsiz ve bir başına bırakmamıştır. Devletin, AKP telkini altında partimize yönelik saldırıları yalnızca seyrettiği bir ortamda, büyük Türk milleti Milliyetçi Hareket Partisi’ne desteğini esirgememiştir. AKP’ye bağımlı çalışan anket kuruluşlarından satırlarından nifak saçılan köşe yazarlarına kadar; herkesin barajın altında kalması yönünde ayinler yaptığı ve sözde raporların paylaşıldığı bir ortamda MHP’nin yüzde 13’lük oyu çok önemlidir ve bu şartlar altında da başarıdır. Zira milletimizin verdiği oyun, milliyetçi-ülkücü hareket tarafından sorgulanması ve eleştirilmesi söz konusu değildir. Elbette Milliyetçi Hareket Partisi, içinde bulunduğumuz hassas ve nazik dönemin tüm gelişmelerini dikkatle analiz edecek, seçim sonuçlarını enine boyuna inceleyecek ve lazım gelen tedbirleri gecikmeksizin alacaktır. Milletimizin kahir ekseriyetinin neden ilgisine mazhar olamadığımızın muhasebesi detaylı ve objektif bir şekilde kısa süre içinde yerine getirilecektir. Partimiz, Türkiye’nin sosyolojik gerçeklerini, siyasal ve ekonomik gelişmelerin istikametini, yeniçağın dinamiklerini yerinde ve zamanında etkili bir şekilde yorumlayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, kerameti kendinden menkul bazı zevatın zırvalarının aksine dimdik ayaktadır. Tertipler, oyunlar ve MHP’siz Meclis projeleri sandıkta yerle bir olmuştur. Partimizi provokasyonla, kavgayla, çatışmayla ve hiziple ilişkilendirmeye çalışanlar yanıldıklarını ve büyük bir hata içinde olduklarını mutlaka anlayacaklardır. Milliyetçi Hareket Partisi mensuplarıyla birlikte iç içe ve tam bir inanmışlık göstererek eninde sonunda tek başına iktidar hedefine ulaşacaktır. Bu kapsamda olmak üzere, önümüzdeki çok önemli ve aynı zamanda kritik süreçte tüm teşkilat yöneticilerimiz aşağıda belirtilen hususlara harfiyen uyacaklar ve buna göre hareket edeceklerdir. 1- Milliyetçi Hareket Partisi’ni baraj altında bırakamayan AKP merkezli derin ittifak bundan sonra da boş durmayacaktır. Hedef yine partimiz ve aziz dava arkadaşlarımız olacaktır. Bu itibarla kışkırtmalara ve provokasyonlara karşı azami bir şekilde dikkate edilecek, oyunların sonuca ulaşamaması için saflarımız sıkılaştırılacaktır. 2 - Türkiye’nin önünde çok önemli üç konu başlığı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi yeni anayasa, ikincisi mahalli idareler seçimi ve üçüncüsü de Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Bu konularla ilgili Genel Merkez’in belirlediği politikalar titizlikle takip edilecek, yerel düzeyde yapılacak beyanat ve açıklamalarda Genel Merkez’in çizdiği sınırlar içinde kalınacak ve yeknesaklık mutlaka sağlanacaktır. 3- Bu yeni dönemde etnik tahriklerin artabileceği ve bölücülerin AKP desteğiyle daha da şımarabileceği anlaşılmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde operasyon yapmaktan vazgeçmeyen malum çevreler, bu defada ısrarlı ajitasyonlarla ve sinsi yönlendirmelerle Türkiye’de kardeş kavgasının pimini çekmek için uygun ortam gözleyeceklerdir. Nitekim MHP’yi böyle bir mayınlı ve alacakaranlık alana çekmek için mücadele edeceklerdir. Bu itibarla, tuzaklara dikkat edilecek, aramıza sızmaya çalışan provokatörlere karşı uyanık olunacak, hatıralarımızı, inançlarımızı kullanarak fitne saçan çürümüş şahıs ya da şahıslar tespit edilerek gecikmeksizin hukuki işlemler başlatılacaktır. 4- 12 Haziran seçimlerinin il, ilçe, belde boyutuyla kapsamlı ve detayları ihmal etmeyen bir şekilde analizi yapılacak ve sonucunda hazırlanacak rapor, işbu genelgenin yayın tarihinden başlamak üzere bir ay içinde Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına sunulacaktır. 5- Partimiz her zorluğu aşacak güce, kudrete ve tarihi birikime sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi 42 yıldır çok çile çekmiş, birçok sıkıntıya göğüs germiş ve ölümle sınanmıştır. Ancak hiçbir zaman Türk milletine duyduğu hayranlıktan, bağlılıktan ve sevdadan vazgeçmemiş ve bundan sonra da katiyen vazgeçmeyecektir. Partimizin anlam ve varlık sebebi Türk milletidir. Bu sebep ortadan kalkmadığı sürece, Milliyetçi Hareket Partisi sonsuza kadar heybetli bir şekilde var olacak ve vatansever ellerde milletimizin kutup yıldızı olmayı sürdürecektir. Parti yöneticilerimiz görev ve sorumluluklarını şuurlu ve heyecanlı bir şekilde yerine getirmeye artan şevkle devam edeceklerdir. Tüm teşkilat yöneticilerimiz, gevşekliğe ve yılgınlığa asla prim vermeyeceklerdir. İçten ya da dıştan yapılacak sinsi yorumlara, tekliflere, değerlendirmelere, sözle niyet arasındaki çelişkili beyanlara karşı çok tedbirli olunacak ve hiçbirine kulak asılmayacaktır. 12 Haziran 2011 Milletvekilliği Genel Seçiminde üstün bir çaba gösteren, iftihar edilecek bir adanmışlık ve görev aşkıyla sorumluluklarını yerine getiren il, ilçe ve belde teşkilatlarımızın başkan ve yöneticilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Afişlerimizi asan, bayrak ve flamalarımızı elleriyle yücelten, rozetlerimizi gururla yakalarında taşıyan, konvoylarımızı sevgiyle selamlayan, partimize gönül vererek Üç Hilal’i anlatan, açık hava toplantılarımızı şereflendiren her insanımıza şükranlarımı sunuyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’ni kurşun gibi ağır bir ortamda yalnız bırakmayan, AKP güdümlü organize suç çetelerinin saldırıları karşısında kaderine terk etmeyen ve Meclis’te temsil edilmesini sağlayan büyük milletimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Cenab-ı Allah doğrunun, iyinin ve millet sevgisiyle yanıp tutuşan milliyetçi-ülkücü hareketin yar ve yardımcısı olsun. Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun.
|