06.08.2011 - "Yüksek Askeri Şura Toplantılarında alınan kararlarla" ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
"Yüksek Askeri Şura Toplantılarında alınan kararlarla" ilgili
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
6 Ağustos 2011

 

Yüksek Askeri Şura Toplantılarında alınan kararlar 4 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bir önceki Genel Kurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanının zamansız bir şekilde emekliliklerini istemeleri devlet krizine yol açmış ve ülkemizi alacakaranlık bir ortama sürüklemiştir.

Ancak bu tehlikeli ve gerilim düzeyi yüksek hadisenin neden olduğu ‘Devlet Krizi’ nihayetinde aşılmış ve sonuçları çok ağır olacak bir sürecin eşiğinden dönülmüştür.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin, 29 Temmuz 2011 tarihinde yaptığı yazılı basın açıklamasında; devlet krizinin çözülmesi için teklif ettiği üç başlık kritik süreçten çıkılması için etkili ve belirleyici olmuştur.

Bu kapsamda partimizin önerileri arasında;

  • YAŞ toplantılarının zamanında yapılması,
  • Yeni komuta heyeti dâhil atama ve terfilerin gerçekleştirilmesi,
  • Sözde darbe iddiaları nedeniyle terfi ve atamaları yapılmayan amiral ya da generallerin haklarının saklı tutulması yer almıştır.

Nitekim YAŞ toplantıları ertelenmeden zamanında gerçekleştirilmiş, komuta heyeti teşkil edilerek atama ve terfiler yapılmış, halen tutuklu bulunanların süreleri bir yıl uzatılmıştır.

YAŞ toplantılarının iki yıldır üst üste sorun ve çekişme alanı haline gelmesi fazlasıyla düşündürücüdür.

AKP hükümetinin, TSK’ya yönelik üzeri hiç küllenmeyen kin ve kızgınlıkları bugünkü tartışmalara zemin hazırlayan asıl ve esas nedendir.

Bununla birlikte, hukuken hala bir sonuca ulaşmamış olan sözde darbe iddialarının, TSK üzerinde aşırı bir baskı ve sindirme mekanizması haline geldiği ayan beyan ortadadır.

Özellikle, yakın coğrafyalardaki karışıklıkların ve karmaşanın ileri düzeye ulaştığı dikkate alındığında, Türk ordusunu bir plan dâhilinde zayıflatmak ve küresel hedefler doğrultusunda dönüştürmek için yoğun bir faaliyet yürütüldüğü anlaşılmaktadır.

TSK’nın, suç şebekesi gibi gösterilmeye çalışılmasında; AKP’ye istikamet veren uluslararası çevrelerin, güç merkezlerinin ve içinde bulunduğumuz coğrafyayla ilgili emelleri bulunanların etkili olduğu görülmektedir.

Bu zamana kadar içerideki meşruiyetini dışarından elde ettiği ittifaklarla sağlamlaştırmaya çalışan AKP iktidarının, kendi varlığına engel olarak gördüğü ne varsa türlü yollarla etkisizleştirmeye çabaladığı bilinen bir gerçektir.

İçi doldurulmamış, asıl anlamıyla benimsenmemiş ve dönemsel ihtiyaçlara göre her kalıba dökülen; sivilleşme, demokratikleşme, vesayeti kaldırma ve normalleşme kavramları AKP’nin kalkanı olmuş ve adeta kavga aracı haline getirilmiştir.

Bu çerçevede YAŞ toplantılarındaki oturma düzenine bile abartılı anlamlar yükleyerek normalleşme iddialarının bir kez daha gündeme getirilmesi abesle iştigal olduğu kadar çirkin de olmuştur.

Üstelik Başbakan Erdoğan’ın kendi ordusuna karşı zafer kazanmış bir komutan gibi takdim edilmesi en hafif tabirle densizlik ve işgüzarlıktan başka bir anlam taşımamıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi her şeye rağmen, Türk ordusunu kuşatan yoğun psikolojik operasyonun belirleyiciliği altında yapılan YAŞ toplantılarının neticelenmesini ve meydana gelen devlet krizinin alevlenmeden söndürülmesini olumlu bir gelişme olarak görmektedir.

AKP hükümeti bundan böyle TSK’yla uğraşmaktan ve yıpratmaktan artık vazgeçmeli, demokratikleşme maskesiyle yargısız infaz girişimlerinden bir an önce uzaklaşmalıdır.

 Darbe iddialarını konu alan yargı süreçlerinin acilen sonuçlandırılarak darbe heveslisi kim varsa TSK’dan temizlenmesi sağlanmalı ve Türk ordusu tartışmaların içinden süratle çıkarılmalıdır.