10.11.2005 - 10 Kasım Atatürk'ü Anma Mesajı
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

 

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin

10 Kasım Nedeniyle Yayınladıkları

Atatürk'ü Anma Mesajı

10 Kasım 2005

 


Aziz Türk Milleti;

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, aramızdan ayrılışının 67. yılındayız.

10 Kasımlar, O’nun aramızdan ayrılışının yıldönümleri olması dolayısıyla elbette ki milletimiz için üzüntülü günleridir. Ancak, bu günlerin yalnızca anma ve matem günleri olmaktan çıkarılarak, Atatürk’ün bize bıraktığı eserlerin zenginleştirilmesi ve yeni nesillere daha iyi anlatılmasına vesile kılınması daha büyük önem taşımaktadır. 10 Kasımlar Atatürk’ün 57 yıllık hayatını, mücadelesini, milletimize kazandırdıkları ve kazandırmak istediklerini doğru anlama bakımından önemlidir.

Atatürk, iyi bir asker ve komutan olmasının yanısıra  kendi yaşadığı dönemi çok iyi kavrayan  bir münevverdir.

Avrupa’nın 19. yüzyılda dünyanın önüne geçme sebeplerini değerlendirerek, yok olmanın eşiğine gelmiş bir büyük milleti uyandırmış; zaferlerle, başarılarla dünya yüzündeki saygın yerini yeniden almasının yollarını açmıştır.

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışla başlayarak, Milli Mücadele sürecinde ve Büyük Millet Meclisi ile, milletimize yüzyılın nasıl bir gelişme dinamizmi ve sorumluluk anlayışı gerektirdiği konusunda bir bilinç uyandırmak ve yol göstermek istemiştir.

Mustafa Kemal Paşa, Meclis’in ilk toplantısından, Cumhuriyet’in ilan edildiği zamana kadar, Türk toplumunda, millet olma bilincini ve milli dayanışma düşüncesini uyandırmaya çalışmıştır. Milli Mücadele’nin bittiği günlerde de, “Milli benliğine sahip çıkmayan milletler, başkasının şikârı/avı olur.” diyerek bu düşüncesini geliştirmiştir. Milli benliğe ve milletleşme sürecine işaret ederek, çağın gereği olan yeni kalkınma yöntem ve hamlelerinin önemini vatandaşları ile paylaşmıştır.

1923’te, “Milli emeller, milli irade, yalnız bir şahsın düşüncesinden değil, bütün millet fertlerinin, arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir.” demiştir. Böylece, milletini çağın gerekleri ile buluşturmayı hedeflemiştir.

Çünkü yüzyılı çok iyi anlamak ve yeni gelişmelerin doğurduğu imkanları milletine taşımak Atatürk’ün önde gelen özelliklerinden birisidir.

Yönetimin, yönetilenle barışıklığı esasına dayalı olan cumhuriyet, onun ifadesiyle “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” düşüncesi, işte bu buluşma ve çabalarda temel yönetim biçiminin ne olacağını ortaya koymaktadır.

Keza milli bir devlet, vatansever aydın ve idareci, milli benliği güçlü bir millet olma değer ve ideallerinin sürekli koruması O’nun devlet anlayışının temelini oluşturur.

Atatürk, dünyanın tanıdığı büyük liderlerden biri, 20. Yüzyılın ise, en büyük lideridir.

1920-1938 yılları arasında sağlanan gelişme ve değişmeler, hem milletin birbiriyle kucaklaşması, hem de çağ ile yarışmak düşüncesiyle temellendirilmiştir. Uygulanması da, milletin çağdaşlaşmaya katılması ve ona katkıda bulunması şeklinde olmuştur.

Ülkemizin en zor anında bile düşünüp ortaya koyduğu milli hedef ve stratejilerin hatırlanması, bu tür çabaların anlam ve değerinin çok iyi bilinmesi, büyük Atatürk’ün ebedi istirahatgâhında huzur içinde yatması bakımından da önemlidir.

Milli egemenliğine ve onuruna doğrudan doğruya sahip olmanın kıymetini iyi bilen ve anlayan Büyük Türk Milleti, bu mukaddes hakkına yönelecek her türlü tehlikeyle baş edecek güçtedir.

Bu düşüncelerle Büyük Atatürk’ü, Milli Mücadelemizin bütün kahramanlarını, bütün aziz şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.     

Dr. Devlet Bahçeli

Milliyetçi Hareket Partisi

Genel Başkanı