Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin 30 Ağustos Zafer Bayramı Münasebetiyle Yayınladığı Kutlama Mesajı
30 Ağustos 2007
Bağımsız ve onurlu yaşamak için, aziz vatanımızı işgal edenlere karşı verilen kurtuluş destanının sonucu olan 30 Ağustos Zafer Bayramının 85’nci yıldönümünü içtenlikle kutluyorum.
30 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Türk milletine reva görülen esareti reddederek tarihimizin şanlı zaferlerine yenisini eklemişler ve Türk milletinin gücünü sınamaya çalışanlara tarihi bir ders vermişlerdir.
Türk kurtuluş mücadelesi, bir milletin varolma ve yaşama arzusunun gönüllerde yükseldiği bir meşale olmuş ve kutlu bir dönem olarak tarihteki ayrıcalıklı yerini almıştır.
İstiklalini kendi azim ve kararının kurtaracağına inanan aziz milletimizin desteği ile Türk Ordusunun 26 Ağustos 1922 sabahı işgal kuvvetlerine yönelik başlattığı taarruz Türk milletinin kararlılığının, mücadele azminin ve hür yaşama iradesinin açık bir kanıtıdır. Bu zaferle aziz milletimiz son sözünü söylemiş, Anadolu ilelebet bir Türk yurdu olarak tescil edilmiştir.
30 Ağustos Zaferiyle milletimiz, kendi iradesi ve rızası dışında dayatılan her türlü plan ve oyunu iman ve inancıyla tarihin karanlık sayfalarına nasıl gömebileceğini dosta ve düşmana bir kez daha göstermiştir.
Cumhuriyetin ilanı ile neticelenen bu muhteşem sonuç; Türk milletinin kendi topraklarında asla yenilemeyeceğinin tüm dünyaya ilanı olmuştur.
Bu açıdan Kurtuluş Savaşımız, sebep ve sonuçları ile hatıraları yaşatılarak gelecek nesillere mutlaka aktarılması şart olan, kutlu ecdadımızın kahramanlık destanları ve tarihi hatıralarıdır. Büyük Türk milleti, ancak bu yolla milli devlet, üniter yapı ve milli kimliğe yönelik tehditlere karşı gelecek nesillerin teyakkuz halinde bulunmasını sağlayabilir.
Bu itibarla, 30 Ağustos deyince; gözleri hasretle yaşarmayan, göğüsleri gururla kabarmayan, yürekleri coşkuyla çarpmayanlara dikkat edilmesi bir vatan görevi haline gelmiş bulunmaktadır.
Bu zaferle ortaya çıkan sonuçtan bugün de birliğimize, dirliğimize, varlığımıza yönelik emeller besleyenlerin ibret ve ders alması gereken mesajlar vardır.
Yine Ağustos ayında kazanılan ve Türklere Anadolu’nun kapılarını 936 yıl önce açan Malazgirt Meydan Muharebesi Türk milletinin son yurdunun Anadolu olduğunun tarihi işaretidir. Bu itibarla tarihi zaferlerimizin yıldönümünde; tartışmaya açılacak vatan toprağımızın ve milli birliğimizin olmadığını herkesin çok iyi bir şekilde anlaması gerekmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle, kutsal vatanımızın varlığı ve bağımsızlığının dünyaya kabul ettirildiği bu çok anlamlı zaferin yıldönümünde, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah arkadaşlarını; büyük Türk milleti için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve minnet duygularımla anıyorum.
Manevi huzurlarında, aziz milletimizin ve bütün kahramanlarımızın mukaddes hatıralarını yâd ediyor, en derin hürmet, hayranlık ve sadakat hislerimle Cenab-ı Allahtan rahmet diliyorum. Onlara ve emanetlerine layık olmak gayretinde olduğumuzu da bu vesile ile ifade etmek istiyorum.
Bu ihtişamlı zafer ve ortaya çıkan muazzam eseri Türk milliyetçileri asla unutmayacaktır. Milletimizin asil vicdanında, mukaddes bir hatıra ve nişan olarak sonsuza kadar mutlaka yaşatılacaktır.
|