28.01.2005 - Irak'taki Seçimler Hakkında Yapmış Oldukları Basın Açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

 

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin
Irak'taki Seçimler Hakkında Yapmış Oldukları Basın Açıklaması
28 Ocak 2005

 

Irak’ta seçimler askeri işgal şartlarının ve terörün hüküm sürdüğü bir kaos ortamında yapılacaktır. Böyle bir ortamda gerçekleştirilecek seçimlerin, Irak halkının gerçek anlamda hür iradesini ortaya koyacak demokratik bir seçim olacağını söylemek mümkün değildir.

Bu göstermelik seçimden meşruiyet ve istikrar çıkmayacaktır. Seçimler, Irak’taki işgal güçlerinin ve Irak halkının bir kısmının emellerine geçici olarak hizmet edecek bir vasıta olmaktan öteye bir önem ve değer taşımıyacaktır.

Seçim sonrası dönemde Irak’ı, iç savaşı davet edecek tahriklerin de yaşanabileceği çok zor ve tehlikeli günler beklemektedir.

Can ve mal güvenliğinin bulunmadığı Irak’taki seçimlerin malûl olduğu temel meşruiyet sorununun yanı sıra, seçim sonuçlarını etkileyecek her türlü baskı ve kanunsuzluk da dünya kamuoyunun gözleri önünde açıkça yapılmıştır.

Bu göstermelik seçimleri, bağımsızlığa giden süreçte bir referandum olarak kullanmayı amaçlayan Barzani ve Talabani aşiretleri, tarihi Türkmen şehri Kerkük’ü bu meşum emellerinin ana hedefi haline getirmişlerdir.

ABD’nin stratejik müttefik konumunu kazanan bu aşiretler, bağımsız devlet yapılanması’nın temel taşlarını sistemli gayretlerle inşa etmişler ve bu stratejide önemli mesafe almışlardır.

Adım adım uygulanan bu senaryo’da Türkmenler Saddam sonrası siyasi süreçlerden dışlanmış ve sindirilmeleri için baskı ve zorbalık dahil her yol denenmiştir.

Ayrıca, ABD işgal güçleri tahrik edilerek Telafer’de bir katliam provası yapılmış ve her vesileyle Türkmenlere gözdağı verilmesi amacıyla bütün imkanlar seferber edilmiştir.

Bu süreçte, Kerkük ve Musul başta olmak üzere Türkmenlerin yaşadığı tarihi Türkmen ellerinin nüfus yapısı dışardan Kürt iskanıyla değiştirilmiştir.

Son olarak da seçimlerde oy kullanmak üzere dışardan 300 Bin’e yakın Kürt Kerkük’te seçmen olarak kaydedilmiştir.

Türkmenler bütün bunlara rağmen seçimler için genel boykot çağrısı yapmamıştır. Kerhen de olsa girilecek seçimlerde Türkmenlerin tek bir çatı altında siyasi güçlerini birleştirmeleri de mümkün olamamıştır. Türk hükümeti bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmekten kaçınmış ve gelişmeleri kendi haline bırakmıştır.

Musul ve Kerkük de asayiş ve güvenliğin Kürt silahlı milislerine teslim edildiği, Türkmenlerin caydırılması için her zorbalığın denendiği ve seçmen kütükleriyle oynandığı bir ortamda, Türkmenlerin seçime katılma oranının yüksek olması beklenmemelidir.

Bu şartlarda yapılacak sözde bir seçimde, Türkmenlerin nüfus oranını ve hür siyasi iradelerini ortaya koyacak bir sonuç çıkması artık mümkün değildir.

Bugün Irak Türkmenleri milli varlıklarına ve geleceklerine kasteden bir suikastle karşı karşıyadır. Türkmen kardeşlerimizin varlığını tehdit eden bu hain suikastin son perdesi sahneye konulmak istenmektedir.

Bu amaçla Barzani ve Talabani aşiretleri ittifak halindedir. PKK terör örgütü de bu cephe içinde yerini almıştır.

Bu hain cephenin Irak’taki en büyük destekçisi maalesef müttefikimiz ABD’dir.

AKP hükümetinin Irak’taki gelişmeler karşısındaki tutumu da maalesef Türkiye ve Türkmenler üzerinde hesap yapmaya yeltenen bu çevrelere cesaret vermektedir.

Bütün bu olanları ilgisiz bir seyirci olarak izleyen ve Türkmenlerin yok olması sürecine sessiz kalan AKP’nin tek amacı ve endişesi ABD’yi ve AB’ni memnun etmek, onları kızdırmamaktır.

Bu teslimiyetçi tutum Türk milleti için katlanılamayacak bir zillet ve utanç vesilesidir.

Irak’ta Türkmenlerin ezilmesi senaryolarının baş aktörleri Kürt aşiretlerine her türlü siyasi itibarı gösteren; bu peşmerge liderlerinin Türkiye’ye meydan okuma cüretinde bulunmalarına hiçbir tepki vermeyen AKP hükümeti, Türkmenlerin milli varlığını tehdit eden bugünkü durumun başlıca manevi sorumlusudur.

AKP bu tarihi vebalin altında ezilecektir.

Bu maceranın bedbaht yolcularına en ufak bir ikazda bulunmaktan dahi özenle kaçınan AKP yetkililerinin görüntüyü kurtarmak için zaman zaman verdikleri sudan beyanlarda Türkmen kelimesini ağızlarına almamaları da bir tesadüf veya unutkanlık eseri değildir.

Milli olan her şeye karşı ve yabancı olan AKP zihniyeti, Kerkük’te oynanan meşum oyunları adeta mazur göstermek ve tevil etmek arayışına girmiştir.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine kuru bir mektup yazmakla yetinen ve bununla öğünen Dışişleri Bakanı’nın bu konudaki beyanları bu açıdan çok hazindir.

Başbakan Erdoğan’ın da Davos’ta ayaküstü yaptığı açıklamada “Irak’taki seçimlerin tam demokratik bir seçim olarak değerlendirilemeyeceğini” söylemesi de bu tevil ve görüntüyü kurtarma gayretinin bir parçası olarak görülmelidir.

Irak’ta yaşanan vahim gelişmeler sonucu Türkiye’nin hayati milli çıkarlarının emrettiği bütün kırmızı çizgiler bugün ayaklar altına alınmıştır.

Ayaklar altında çiğnenen aslında Türkiye’nin milli çıkarları ve milli haysiyetidir. AKP hükümeti ise bu utancı Türk milletine yaşatmaktan en ufak bir haya duymamaktadır.

Irak’taki peşmerge grupları ateşle oynamaktadır. Bugün yapılanlar, Türkiye’nin AKP zihniyetine rağmen sessiz ve ilgisiz kalamayacağı bir krize davetiye çıkarmaktır.

Türkiye hiçbir şart altında Türkmenlerin yok olmasına izin vermeyecektir.

Aynı şekilde, Türk milletinin Kuzey Irak’taki PKK varlığının Türkiye’ye yönelttiği tehdit karşısında hareketsiz kalmasını kimse hayal etmemelidir.

Bunun yanı sıra, Kuzey Irak’ta Türkiye’nin güvenliğine, milli birliğine ve bütünlüğüne tahdit teşkil edecek suni siyasi bir oluşumun ortaya çıkmasına da izin verilmeyecektir.

Bunu hayal eden maceracılar ve bundan cesaret almayı bekleyen Türkiye’deki ihanet odakları bunu çok iyi bilmelidir.

Türk milleti, Anadolu halkı bugün ayakta ve tarihinin en güç döneminden geçmekte olan Türkmen kardeşlerinin yanında ve arkasındadır.

Irak’taki Türkmen varlığını yok etmeye, esir almaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Anadolu Türklüğü buna asla izin vermeyecektir.

Kerkük türkülerinin hafızalarda ve gönüllerde sadece geride kalmış bir tarih döneminin hüzünlü bir hatırası olarak kalacağını düşünen ve bekleyenler varsa, büyük bir yanılgı içinde olduklarını yaşayarak göreceklerdir.

Türk milli varlığını tarih sahnesinden silmeye bugüne kadar hiçbir siyasi suikastın gücü yetmemiştir.

Bu ihanet senaryosu da aynı akıbete uğramaya mahkumdur. Türkmen ruhu ve varlığı bu tarihi topraklarda ebediyen yaşayacaktır.

ABD’ye teslim olan ve milli heyecandan yoksun AKP zihniyetine rağmen Anadolu Türklüğü Irak’lı Türkmen kardeşlerine sonsuza kadar sahip çıkacaktır.

Kerkük Türküleri bu topraklarda ebediyen söylenecektir.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı