Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
Türk milleti, belirli aralıklarla gündeme taşınan asılsız Ermeni soykırım iddiaları ve bu bağlamdaki yasa tasarılarıyla sindirilmeye ve nefessiz bırakılmaya çalışılmaktadır. Yaşanmış ve bitmiş hadiseleri tahrif ve tahrip ederek hedeflerine ulaşmak isteyen çevreler, dillerinden düşürmedikleri sözde soykırım iddialarını iftira aracı haline dönüştürmüş durumdadır. Nitekim birçok ülke parlamentosunun Türk milletinin şerefli mazisine dil uzatması ve soykırım hezeyanlarını gündeme taşıması bağışlanması mümkün olmayan bir kepazeliktir. Fransız Parlamentosu bu meseleyi iyice azıtmış, sözde soykırım iddialarını inkâr edenlere ceza verilmesiyle ilgili yasa tasarısını görüşmeyi kararlaştırmıştır. Bilinmelidir ki Türk tarihini husumet kuşatması altına alarak düzmece haber, yorum, iddia veya görüşlerle saygınlığını gölgelemeye ne Fransa’nın ne de başkalarının gücü ve ısrarı yetmeyecektir. Türk milletinin şerefli geçmişinde haksız ve adaletsiz bir uygulamaya rastlamak mümkün olmadığı gibi, insanlıkla bağdaşmayan herhangi bir vakıayı da bulmak söz konusu değildir. Katliam, baskı, zulüm ve despotizm her zaman Türk milletine yabancı ve uzak olan sapmalardır. Aziz milletimizin geçmişinde yüzünü kızartacak, başını öne eğecek hiçbir ilkellik ve insanlık karşıtı olay vuku bulmamıştır. Fransa, soykırımla ilgili tarihi vesikaları bulmak veya görmek istiyorsa, kendi sömürgeci ve kanlı geçmişine bakması son derece makul ve mantıklı olacaktır. İnsanlık hafızası Cezayir’de dökülen kanları, Ruanda’daki kıyımları asla gündeminden çıkarmamış ve Fransa’nın vahşi yüzünü ve şiddetle yazılmış sicilini hiç unutmamıştır. Ayrıca sözde Ermeni soykırım iddialarını inkâr edenlere, para ve hapis cezası verilmesini öngören yasa tasarısının ahlaksızca ve alçakça şantaj vasıtası olarak kullanılması milletimiz tarafından öfkeyle karşılanmıştır. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve hükümetinin siyasi kaygılar çerçevesinde Türk milletine saldırması, çamur atarak tarihi gerçekleri eğip bükmeye yeltenmesi tam bir sefillik ve tükenmişlik örneğidir. Türk milletine soykırımcı yaftası vurmaya çalışanlar, düşmanlık gösterileri için ortam kollayanlar bundan yarar sağlayamayacak ve iflasın eşiğinde bulunan şeref ve itibarlarını ayağa kaldıramayacaklardır. Bu çerçevede Fransa Parlamentosu’nda yarın yapılacak toplantı öncesinde aklıselim hâkim olmalı ve Fransız Devleti; kendini bilmez Ermeni diasporasını, Türkiye Cumhuriyeti’ne tercih etmemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin beklenti ve isteği, Fransa Parlamentosu’nun içine girdiği tarihi hatadan dönerek sözde soykırım bataklığından bir an önce çıkmasıdır. Teoride insan hakları ve özgürlüklerin beşiği sayılan bu ülkenin, Ermeni diasporasının oyununa alet olması ve manevralarına müsamaha göstermesi her şeyden önce tarihine ihanet ve hakarettir. Fransa’nın yanlıştan dönme erdemini gösterememesi halinde, sadece Fransa tarihi ve demokrasisi yara almakla kalmayacak, bunun Türk-Fransız ilişkileri üzerinde tüm boyutlarıyla vahim yansımaları olacaktır. Ve Türk milletini derinden yaralayacak böyle bir hakaretin karşılıksız kalması şüphesiz beklenemeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi halen Fransa’da bulunan Türk heyetinin, temaslarını yoğunlaştırmasını; etkili, birebir ve sonuç alıcı görüşmelerle olumsuz bir kararın çıkmasına mani olunmasını canı gönülden istemekte ve tavsiye etmektedir. AKP Hükümeti’ni; bu vesileyle büyük bir haysiyet mücadelesi beklemekte; bugüne kadar gösterdiği uyuşukluktan ve Ermeni açılımıyla verdiği tavizden dönmesi için önünde çok değerli bir fırsat durmaktadır. Elbette Fransız Parlamentosunda görüşülecek yasa tasarısının akıbetine göre söyleyecek sözümüz ve teklif edeceğimiz somut önerilerimiz mutlaka olacaktır. |