Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
Merkez Bankası tarafından düzenlenen “TL Simge Yarışması”nın sonuçları ve üzerinde ittifak sağlanan simgenin ilanı Başbakan Erdoğan tarafından gerçekleştirilmiştir. Ortaya çıkan ucube sembolün; nasıl ve hangi süreçlerin ekarte edilerek tespit edildiği de açıklamalarla ortaya çıkmıştır. Türk lirasına layık görülen remizin bir çıpaya benzemesi; kıymet saklama aracı olarak belirlenen güvenli bir liman olarak anlamlandırılmış ve yukarı doğru kıvrımlı çizgiler de paranın sözde artan değeriyle ilişkilendirilmiştir. Elbette bunlar Başbakan’ı sürekli yanıltanların, boş ve temelsiz önerilerle yanlışa sürükleyenlerin, hayal tacirliğiyle bütünleştirenlerin görüş ve düşünceleridir. Başbakan Erdoğan; kültürümüzle, değerlerimizle ve kimliğimizle hiçbir irtibat kurmayan ve bunlarla ilgili fikir de vermeyen sembolü kendisine dayatanları fark etmeli ve düştüğü kaygan zeminden acilen kurtulmalıdır. Hızlı algılanması ve anlaşılması söz konusu olmayan, kolay yazma açısından sınıfta kalan ve estetik olmaktan uzağa düşen bu sembolün, kime ve neye hizmet ettiği açıklanmalı ve kimlerin işine yaradığı mutlaka itiraf edilmelidir. Başbakan Erdoğan, şayet paraya sembol verilerek istikrarsızlık döngüsünden çıkılacağını düşünüyor ve inanıyorsa, bu durumda büyük bir hata ve telafisi zor olacak zihni bir bulanıklığın içine düşmüş demektir. Türk lirasına, sırf yabancı paralarda da var diyerek yarışmayla sembol bulunması, kopya önerileri siyasi şova çevrilmesi ve üstelik temelsiz anlamlarla kamuoyuna sunulması her şeyden önce milletimizi kandırmak ve boş sözlerle gündemi meşgul etmek manasına gelecektir. Kaldı ki neye benzediği ve neyi andırdığı muamma ve meçhul olan yeni para timsalinin, Türk milletinin aklıyla ve mantığıyla açıkça alay etmek olduğu kuşkusuzdur. Başbakan Erdoğan kendisini sabote edenlerin çizgisini takip ettiği müddetçe, kısır ve çapsız gelişmelerle avunmasına ve bunlardan medet umarak istikrar vaazlarına kendisini kaptırmasına daha çok şahit olunacaktır. Unutulmamalıdır ki, bir paranın değeri, güvenirliği, referans ve rezerv olma özelliği sembollerle değil; üreten, geliştiren ve küresel eksende marka olan ekonomik güçle mümkün olacaktır. AKP hükümet üyelerinin her ortamda, kontrol ve denetim dışındaki birkaç olumlu gelişmeyi siyasi miyoplukla değerlendirip, zafer diye tevil etmeye çalışmaları da ekonomik ve siyasi acziyetlerinin acınacak hallerinin bir özetidir. Başbakan Erdoğan, Balasagunlu büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacip’ten örnek vermek yerine, bundan sonra kendi anlayışı ve politikalarıyla birebir uyumlu olan küresel para baronlarının ve ekonomik tetikçilerin vahşi operasyonlarından istifade etmesi fıtratıyla daha tutarlı ve münasip olacaktır. Ne kadar aksi iddia edilse de, açıklanan yeni Türk lirası sembolü, sözde ustalık döneminin dökülen boyası, çürüyen yüzü ve iflas eden ekonomik zihniyetin çırpınışından başka hiçbir anlama gelmeyecektir. |