Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin . Muhterem Misafirler, Aziz Dâvâ Arkadaşlarım, Türk Milliyetçiliğine Gönül Vermiş Yiğit Bozkurtlarım, Değerli Basın Mensupları, Rahmetli Başbuğumuzu hayırlarla andığımız bir günde başka bir hayırlı adımı atmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu vesileyle hepinize bir kez daha hoş geldiniz diyor ve saygıyla selâmlıyorum. Hepinizin bildiği ve yakından takip ettiği üzere, hem ülkemiz hem de coğrafyamız sancılı, zorlu ve endişe verici bir süreçten geçmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ta savaşı başlatmasıyla yoğunlaşan bu süreç, maalesef Ortadoğu’da istikrarsızlığı şiddetlendirecek potansiyele de sahiptir. Savaş süreci de göstermiştir ki, Türkiyemiz bölgenin en önemli ülkesidir. Yine müdâhale süreci ortaya koymuştur ki, tarih bilinci olmayan çevrelerce alay konusu yapılan ülkemizin jeopolitik konumu, dün olduğu gibi bugün de önemini sürdürmektedir. İlerleyen günlerde daha iyi anlaşılacak olan bir başka husus da, Türkiye’nin tarihten getirdiği birikimlerin ifâde ettiği yüksek değerdir. Osmanlı’nın terk ettiği hiçbir coğrafyanın yüz yıldır barış ve istikrara kavuşamadığı gerçeği, bu acı süreç ile bir kez daha anlaşılmıştır. Balkanlar ve Kafkaslar’dan sonra Ortadoğu coğrafyasının da kan ve gözyaşıyla imtihan edilmesi, şüphesiz bizler için çok üzücü bir gelişme olmuştur. Mâsum Irak halkının yaşadığı acıların biran önce sona ermesi, millet olarak en içten dileğimizdir. İçinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılara, mevcut iktidarın tutarsız ve şaşkın yönetim anlayışına rağmen Türkiye Cumhuriyeti bölgenin en kuvvetli devletidir. Türk milleti de sahip olduğu köklü miras ve medeniyet birikimi ile, sâdece bölge halkları tarafından değil, pek çok gelişmekte olan ülke tarafından örnek alınan bir millettir. Tarihin bu kritik dönemecinde, ülkemizin en büyük dezavantajı, diğer alanlarda olduğu gibi dış politika alanında da yeterli hazırlığı ve birikimi bulunmayan bir iktidar tarafından yönetiliyor olmasıdır. Kurulduğu günden itibaren şaşırtıcı zikzaklar gösteren ve dış ilişkilerde ülkemizin sahip olduğu tabiî avantajları bile kullanamayan 58. Hükümet, yerini kısa bir süre önce 59. Hükümet’e bırakmıştır. Dileğimiz ve beklentimiz, dört aylık dönem içinde Cumhuriyet tarihinin en kötü dış politika yaklaşımlarından birini sergileyen siyasi iktidarın, bundan sonra sağduyulu ve akılcı politikalar izlemesidir. Türkiye’yi yönetme birikimini taşıdığı iddiasında olan bir iktidarın, hem devletimizin caydırıcı gücünü ve temel stratejilerini iyi anlaması, hem de milletimizin kültürel dokusunda yer etmiş değerleri ve hassasiyetleri iyi kavraması gerekir. Bunu yapamayan bir hükümetin vereceği zarar, sâdece kendisine olmayacak, milletimizin ve devletimizin onur ve itibarı da yara alacaktır. Mevcut iktidarın yine tek başına yönetimde bulunmanın gerektirdiği çabaları ortaya koymadan ve çözüm yolları üzerinde çalışmadan kolaycılığa yeltendiği görülmektedir. Daha işin başında milletimize külfet getirecek arayışlara girmenin kalıcı çözümlerden uzaklaşmakla aynı anlama geleceği açıktır. Unutulmamalı ki, iktidarda rüştünü ispat edemeyenlerin Milletimizden yeni fedakârlıklar istemeye de hakkı yoktur. Muhterem Misafirler, Hareketimizin Gözbebeği Bozkurtlarım, İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı günlerde, Türk milletinin birlik ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Çünkü millet olmanın değer ve önemi böyle zor günlerde daha iyi anlaşılır. Bu itibarla, sağduyu sahibi her insanın yapması gereken, vatandaşlarımız arasında bulunması tabiî küçük farklılıkları kaşımak değil, ortak pek çok noktamızı vurgulayarak dayanışma ruhunu pekiştirmektir. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana Türk milliyetçileri, millet olmanın ve birlik ruhunun önemi üzerinde durmuşlar, Türk milletinin ebediyete kadar vatanlı ve devletli yaşaması için mücadele etmişlerdir. Hareketimizin Başbuğu merhum Alparslan Türkeş Bey de bütün ömrünü, bu gerçeğin milletimize anlatılması ve benimsetilmesi işine vakfetmiştir. Merhum Başbuğumuz’un bu düşüncelerle kurduğu en önemli yapılardan birisi hiç şüphesiz Ülkü Ocakları’dır. Ocaklarımız, Türk milliyetçiliği düşüncesini benimseyenlerin ve bu düşünceyi geniş kitlelere aktarmayı hedefleyenlerin biraraya geldiği, idealist karakteri her şeyden üstün tutan, milliyetçi ve nitelikli insan yetiştirmeyi vatan borcu sayan bir anlayışın sarsılmaz ve yıkılmaz kalesidir. Ülkü Ocakları’nın hedef kitlesi, Türkiyemiz de ve Türk dünyasında yaşayan büyük gençlik kesimidir. Ocaklarımızın kurulduğu günden bu yana taşıdığı temel hassasiyet, Türk milletinin mutluluğu, refahı ve istikbâli üzerine odaklanmış, bütün gayreti Türk gençliğinin bu amaca uygun şekilde yetiştirilmesi olmuştur. Şüphe yok ki bir milleti millet yapan aslî unsur, sâdece aynı toprak parçası üzerinde yaşıyor olmak değildir. Bir milleti millet yapan en önemli unsur, birlikte yaşama iradesi ve azmi içerisinde oluşan kalıcı kültür değerlerinin paylaşımı ve gelecek nesillere aktarılmasıdır. Bunu gerçekleştirememiş milletlerin tarih sahnesinden silinip gittiği herkesin malûmudur. Türk milletinin varlık, birlik ve bekâsı için her türlü çalışmayı yapma azminde olan Ülkü Ocakları, tarihin yoğurarak millî karakterimiz hâline getirdiği unsurları ve kültürel değerlerimizi yaşatmayı da temel bir hedef olarak benimsemiştir. Türk dilinin, Türk müziğinin, Türk halk oyunlarının, Türk el sanatlarının millet olma üzerindeki etkisini dikkate alarak, bunları yok sayanlara karşı bir kültür odağı ve sivil inisiyatif olarak da çalışmalar yapmıştır. Değerli katılımlarınızla bugün açılışını yapacağımız yeni Ülkü Ocakları binası, bu hedefi daha iyi gerçekleştirmeye yönelik olarak da tasarlanmıştır. Artık, Ülkücü Türk Gençliği de kendisini zorlu geleceğe çok daha iyi hazırlamak durumundadır. Bunun için, herşeyden evvel gelenekten geleceğe uzanan manevi bir köprü olduklarını unutmamaları gerekir. Her gencimiz, her türlü gelişme ve soruna karşı duyarlı ve donanımlı olmalı, Dünyayı ve Türkiye’yi Türkçe okuma bilgisine ve bilincine sahip bulunmalıdır. Çünkü, 2023 yılının gerçek habercileri, Lider Türkiye’nin mimarları sizlersiniz. Bu görev ve sorumluluk, zor ve zahmetlidir, ama o ölçüde de değerli ve önemlidir. Bu gerçeği bütün ülküdaşlarım böyle bilmeli, böyle idrak etmelidir.
Muhterem Dava Arkadaşlarım,
Onurlu Geleceğimizin Teminatı Genç Ülküdaşlarım,
Bu açılış vesilesi ile bir kez daha ifâde etmek isterim ki, Türk milliyetçiliği hareketi çok zorlu süreçlerden geçerek bugünlere ulaşmıştır. Türk milliyetçileri, bu aziz vatanı sevmenin can ve kan bedelini fazlasıyla ödemişlerdir. Hareketimiz, Ülkücü olmanın ateşten gömlek giymekle aynı sayıldığı günlerde, sâdece istikbâllerini değil, hayatlarını da tehlikeye atan ve bir kısmı şahâdet mertebesine ulaşan dâvâ arkadaşlarımız sâyesinde bugünlere ulaşmıştır. Hepimizin bunları hatırda tutmasında çok büyük fayda vardır, çünkü tarih hayatın öğretmenidir. Herkes bilmelidir ki, bunca fedakârlık ve bunca çetin imtihandan sonra, kimsenin Ülkücüler’den rüşd ispatı istemeye hakkı yoktur. Çünkü, Türk milliyetçilerinin ülke sevdâsının da, devlet ve millet sevgisinin de en büyük şahidi bizatihî tarihin kendisidir. O yüzden, bugün yapılması gereken asıl iş, milletimizi millet yapan değerlerin korunması, yaşatılması ve geleceğe taşınması için gerekli özeni göstermek ve gerekli çalışmaları başarıyla tamamlamaktır. Bu milli görev, dün olduğu gibi yarın da Milliyetçi Hareket’in ve Ülkücü Gençliğindir. Çünkü hiçbir siyasi hareket, bu görevi üstelenecek, bu sorumlulukları taşıyacak birikime, hedeflere ve fikirlere sahip değildir. Bunun için, Türk Milletini ve yüceltme ve yaşatma davası, ancak sizlerin omuzlarında yükselecek ve hedefine varacaktır. Bu gâyeye daha iyi hizmet edecek şekilde düzenlenen yeni Ülkü Ocakları genel merkezini açmadan önce, bugünleri görmeyi bize nasip ettiği için Cenâb-ı Allah’a şükürler ediyorum. Bu yeni güzide mekânın hazırlanmasında emeği geçen bütün arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkü Ocakları’nın bu yeni merkezinin, Büyük Türk Milleti’ne hizmet yolunda hayırlı ve önemli vazîfeler görmesini diliyor, hepinizi en derin saygı ve sevgilerimle selâmlıyorum.
Dr. Devlet Bahçeli |