9 Mart 2012 - "İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı Tarafından Yürütülmekte Olan KCK Soruşturması Kapsamında Başbakanlıktan Soruşturma İzni Talebiyle" ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
"İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı Tarafından Yürütülmekte Olan
KCK Soruşturması Kapsamında Başbakanlıktan Soruşturma İzni Talebiyle"
ilgili yaptıkları yazılı basın açıklaması.
9 Mart 2012

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülmekte olan KCK soruşturmasında adı geçen MİT görevlilerinin, soruşturmaya dahil edilmesi maksadıyla Başbakan Erdoğan’ın iznine müracaat edildiği görülmektedir.

Bilindiği üzere, 6278 sayılı "Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Cumhurbaşkanı tarafından geçtiğimiz 17 Şubat tarihinde onaylanmış ve bir gün sonraki Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu gece yarısı düzenlemesiyle birlikte, MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin, 5271 sayılı Kanunun 250’nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla, haklarında soruşturma açılabilmesi Başbakan’ın iznine bağlanmıştır.

MİT’in halen görevdeki müsteşarının yanı sıra, emekli olmuş bazı kurum mensuplarının kamuoyuna yansıyan ve vahamet derecesi yüksek iddialarla ilgili ifadelerine başvurulması AKP tarafından bu yolla engellenmiş ve adrese teslim yasal değişiklikle adalet darp edilmiştir.

Bölücü terör oluşumu ve paralel devlet organizasyonu olan KCK’nın, kuruluşunda, eylemlerinde ve hedeflerinde bazı MİT görevlilerinin kaygı verici şekilde etkin ve müdahil olduğu hususu üzeri bastırılmayacak kadar alenileşmiştir.

Şayet Başbakan Erdoğan; KCK’nın kuruluşunda payı, iradesi ve yönlendirmesi bulunmuyorsa, bu çerçevede kendisinden ve hükümetinden eminse hukuksal aşamalara engel olmamalı ve istenen soruşturma iznini acilen vermelidir.

Aksi eğilim ve tutum, Başbakan ve hükümetini zan altında bırakacak, ortaya çıkan siyasi tercih doğal olarak gerçeklerin kapatılmasına dönük sinsilik ve kurnazlık olarak adlandırılacaktır.

AKP-PKK-KCK arasındaki bağ ve bağlantıların deşifre edilmesi, şaibelerin bertaraf ve aziz milletimizin müsterih olabilmesi amacıyla soruşturma talebi acilen olumlu cevap bulmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi, 10 Şubat 2012 tarihinde konuyla ilgili yazılı bir basın açıklaması yaparak muhataplarına beş soru sormuş ve bunların cevabını istemiştir.

Ne var ki, AKP’den bu yönde halen somut bir adım ve beyan gelmemiş ve de işitilmemiştir.

Eğer AKP zihniyeti, siyasi ahlak ve namus konusunda seviye kaybına tekrar düşmek istemiyorsa bunların da karşılığını gecikmeksizin vermelidir.

Karşı karşıya olunan mesele Türk milletinin bekası ve güvenliğiyle yakından ilgili ve ilişkilidir.

Milletimizin demokratik yollarla yetkilendirdiği AKP hükümeti, bölücü emel ve niyetlerin büyümesinde, örgütlenmesinde şayet parmağı yoksa, korkacağı ve endişe edeceği bir şey de olmayacaktır.

Ancak, KCK’nın oluşumunda, terör faaliyetlerinde AKP’nin özel görevlileri eliyle katkısı ve teşviki bir gün tam olarak tespit edilirse, bu siyasi anlayışın hıyanetin ortağı olduğu böylelikle tescillenecektir.

Bu takdirde başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, işbirlikçileri, yardım ve yataklık yapan failler hukuk karşısında hesap vermekten asla kaçamayacaklar ve kurtulamayacaklardır.