Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Adalet ve Kalkınma Partisi Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ’ın PKK’ya yönelik olarak genel affı açıkça dillendiren ve gündeme getiren düşünceleri Türk milletini bekleyen büyük bir hıyanetin varlığını ve mevcudiyetini yeniden teyit etmiştir. Bir yanda vatan evlatları şehit düşerken, diğer yanda şehitlerimizin kanını döken insanlık artıklarını ödüllendirme ve ödün verme arayışları karşılaşabileceğimiz en vahim trajedilerden birisi olmuştur. En son olarak Hatay’ın Dörtyol ilçesinde bağlı Kuzuculu Beldesi yakınlarındaki Amanos Dağlarından gelen acı haber milletimizin yüreğini yakmıştır. PKK’lı canilerin saldırısıyla üç Mehmetçiğimiz şehit olmuş ve birisi de yaralanmıştır. Şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet; ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı diliyor, PKK terör örgütünün hunhar eylemlerini tüm gücümle lanetliyorum. Bu çerçevede vatanımızı bölmenin, milletimizi ayrıştırmanın ve bin yıllık kardeşlik bağlarını koparmanın hesaplarını yapan melun ve bölücü zihniyetin iyice fütursuzlaştığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın; kanlı terör örgütüyle müzakere arayışlarına esas ve zemin teşkil eden “Silahı bırakır masaya gelirsiniz” veya “PKK silah bırakırsa operasyonlar durur” sözlerindeki asıl maksadın, bölücü örgütü aklamak ve teröristleri affetmek amacına matuf olduğu gittikçe netlik kazanmaktadır. Zira sözde Kürt sorunun çözümü kapsamında, Başbakan’ın bizatihi talimatıyla bir haftadır çalışmalarda bulunan beş AKP milletvekilinden birisi olan Mardin Milletvekilinin beyanları bunu güçlendiren delillerle doludur. AKP zihniyeti anlaşıldığı kadarıyla sonunda dilinin altındaki baklayı çıkarmıştır. Hükümetin yaptığı iddia edilen hazırlıkların merkezinde de, PKK militanların bağışlanması, elebaşlarının başka ülkelere gönderilmesi ve siyasi afla taltif edilme hedefleri maalesef kamuoyuna yansımıştır. Bu gelişmeler Habur kafasının, İmralı zihniyetinin, Kandil zehrinin ve bölücülük mikrobunun AKP marifeti ve himmetiyle saman altından su yürüttüğünü göstermektedir. Başbakan Erdoğan evelemeden, gevelemeden; eyyamcılığa ve yuvarlak ifadelere başvurmadan bu alçakça gündeme taşınan görüşlerin doğruluğu hakkında milletimizi bilgilendirmeli ve durduğu yeri acilen netleştirmelidir. Bununla birlikte Oslo’da Başbakan’ın elçiliğini yaparak PKK militanlarıyla görüşmeye katılan şahısların dile getirdiği ve hükümetin üzerinde çalıştığı gizli kalan vaatlerin de bir an önce kamuoyuna açıklanması AKP’nin şeref meselesidir. PKK’yı temize çıkarmak, dökülen şehit kanlarını silmek ve etnik nifakı meşrulaştırmak amacıyla neredeyse seferberlik ilan ettiği görülen iktidarın, Türk milletinin başına çuval geçirmek ve varlığına kefen giydirmek için her şirret yola başvurduğu, her adi oyuna müracaat ettiği artık gizlenemeyecek kadar meydandadır. Öyle ki anadilde eğitim korosu, bölücü ittifakın şeref fukarası yüzleri ve bunlara kol kanat geren AKP hükümeti Türkiye’yi sonu meçhul bir zindana hapsetmek ve burada da yok etmek için eylem ve fikir birliği içindedir. AKP ile PKK’nın mayınlı, silahlı ve kurşunlu pazarlıklarının, maalesef tüm karanlık noktaları bu açmaza işaret etmektedir. Bu itibarla Türk milleti bu rezilliklere daha fazla muhatap kalmamalı ve tezgâh altı sürdürülen hain emelleri muhakkak ve şaibesiz bir biçimde Başbakan’dan duymalıdır. Unutulmamalıdır ki, Milliyetçi Hareket Partisi olduğu sürece Türk vatanı harabeye, Türk milleti etnik kalıntıya asla dönüştürülemeyecek, Türkiye Cumhuriyet’i hasar alsa da yere düşmeyecektir. Bunun için ne bedel ödenmesi gerekiyorsa gönül huzuruyla yerine getirilecektir. Terörün affedilmesi için tertibat içinde olan gafiller, yeni yetme ihanet erbabı ve BOP kartvizitli yıkım memurları bunları asla aklından çıkarmamalıdır.
|