23.05.2012 - Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “Tıkanan Toplu Sözleşme Görüşmeleri ve Memurların Bir Günlük İş Bırakma Kararına Yönelik” yazılı basın açıklaması.
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
“Tıkanan Toplu Sözleşme Görüşmeleri ve Memurların Bir Günlük İş Bırakma Kararına
Yönelik” yazılı basın açıklaması.
23 Mayıs 2012

 

AKP hükümetiyle memur sendikaları arasında yaklaşık üç haftadır devam eden toplu sözleşme görüşmeleri tıkanmış ve bir karara varılamamıştır.

Maaşına zam bekleyen, ağırlaşan geçim ve hayat şartlarını hafifletmenin arayış ve beklentisinde olan milyonlarca memur ve emeklisi böylelikle hayal kırıklığına uğramışlardır.

Toplu sözleşme görüşmelerinde; memurların talep ettikleri zam oranıyla hükümetin lütfeder gibi verdiği zam oranı arasındaki uçurum bir türlü kapatılamadığından süreç iş bırakma eylemine kadar gelmiştir.

Hükümetin ilkönce, 2012 yılı için önerdiği %3+3 zam teklifi, memur sendikalarının ısrarları neticesiyle revize edilerek %3,5+4 seviyesine ulaşmış, ancak bu oran doğal olarak tatmin edici ve yeterli görülmediğinden bir günlük iş bırakma kararı alınmıştır.

Bu kapsamda Türkiye’de bugün hayat neredeyse durma noktasına gelmiştir.

Memurlarımız alın terlerinin karşılığını alamadıklarından dolayı demokratik tepkilerini ortaya koymuşlar ve seslerini duyurmanın çabasına girmişlerdir.

Bu kapsamda AKP hükümeti; milletimizin ihtiyaçlarının ve yapılması aciliyet arz eden işlerinin karşılanmasına engel teşkil eden bu tablonun hazırlayıcısı ve başlıca azmettiricisidir.

Günlük planların akmasında, hizmetlerin alınmamasında hükümetin memurları görmezden gelmesi ve vicdansızca hareket etmesi belirleyici ve yönlendirici olmuştur.

Zira memurlarımızın sesine, emeklilerimizin feryadına kulağını tıkayarak sessiz ve duyarsız kalan şüphesiz Başbakan Erdoğan ve hükümetinden başkası değildir.

İktidarın, memurların talep ettiği zam oranlarını vermemek için; bütçe ve cari açığı bahane göstermesi, Orta Vadeli Program dengelerine sığınması ve kamu mali disiplinini mazeret olarak sunması çaresizliğin ve çöküşün itirafından başka bir anlama da gelmemiştir.

Bu gelişmeler, AKP’nin ekonomi politikalarını aslında suni teneffüsle ayakta tuttuğunu ve günü kurtarmanın hedefinden başka hiçbir şeyi gözetmediğini kanıtlamaktadır.

Zira gerçek anlamda istikrar, gelişme, büyüme ve zenginleşme bulunan bir ekonomide, kamu çalışanlarının insanca yaşayabilmeleri az da olsa temin edilebileceği ve hayat pahalılığı altından ezilmelerine izin verilmeyeceği somut bir gerçektir.

Ne var ki şu anda maaşından başka geçim yolu ve çaresi olmayan kamu çalışanlarına yeniden değerleme ve enflasyon oranı altında bir zam teklif edilmesi, milyonlarca memurun var olan çilesini katlayacak ve maruz kaldıkları ekonomik zulmü dayanılmaz bir noktaya getirecektir.

Başbakan Erdoğan’ın; bir tarafta IMF’ye 2,3 milyar dolarlık kalan borcu hemen ödeyebileceklerini, bu konuda bir sıkıntılarının olmadığını söylerken, diğer tarafta memurlara verilecek makul zam oranlarından dolayı Yunanistan haline gelebileceğimizi iddia etmesi ise akılla ve mantıkla izah edilemeyecek kadar garabet bir durumu ifşa etmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi; memur ve emeklilerin, toplu görüşme masasına getirdikleri isteklerinin karşılanmasını ve hayat pahalılığı altında ezdirilmemelerini hararetle ve acilen gerekli görmektedir.

Henüz bu yılın Ocak zammını bile alamamış olan kamu çalışanlarıyla bu kadar oynamak ve haklarını gasp etmek büyük bir haksızlık ve insafsızlık olarak anılacaktır.

Başbakan Erdoğan ve hükümeti; yandaşların beslendiği yolsuzluk biberonundan biraz kesinti yapar, ihale komisyoncularına daha az göz yumar ve hazine malını yağmalayan haramilere yarı yarıya engel olursa memurların zam talepleri için lazım gelen kaynak kesinlikle bulunabilecektir.

Bunun yanısıra Başbakan ve şürekâsının; yurtdışı zevk ve sefa gezilerini biraz azaltmaları ihtiyaç duyulan kaynağa mutlaka ilave yapabilecektir.

AKP hükümeti bilmelidir ki, memur ve emeklileri iktidar değiştirme gücüne fazlasıyla sahiptir.

İnanıyorum ki, kamu görevlileri bugünleri unutmayacak ve toplu görüşme masalarında vicdansız davranan AKP zihniyetine, sandıkta gerekli dersi vererek demokratik tepkisini eninde sonunda gösterecektir.