Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Serik Belediyesi tarafından düzenlenen Temel Atma Töreninde
yapmış oldukları konuşma.
9 Haziran 2011

Muhterem Vatandaşlarım,

Aziz Serikli Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Sayın Basın Mensupları,

Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Serik’te olmaktan, Yörük kardeşlerime kavuşmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Bizlerin bir araya gelmesini nasip eden Cenab-ı Allah’a sonsuz şükrediyorum.

Bugün Serik Belediyemizin fedakâr ve takdir edilecek çalışmalarını yerinde görmek ve Atatürk Kültür Merkeziyle Belediye Hizmet Binası’nın temelini atmak için sizlerle buluştuk.

Başarılı çalışmalarından dolayı Serik Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Habalı’yı kutluyor; belediye meclis üyelerine ve her düzeydeki belediye çalışanına teşekkür ediyorum.

Ayrıca partimizi layık ve hakkıyla temsil eden, fikirlerimizin halkımızla buluşması için üstün bir özveride bulunan başta ilçe başkanımız olmak üzere dava arkadaşlarıma takdirlerimi sunuyorum.

Serik’e gönül veren, gelişmesi için ter akıtan, emek sarfeden her bir kardeşimi kucaklıyor ve Yörüklerle iftihar ediyorum.

Aziz Serikliler,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Belediyecilik, milletimize ilk elden hizmet yolunda en önemli, en onurlu, ancak bir o kadar da yüksek sorumluluk gerektiren bir faaliyet alanıdır.

Siyasetin vatandaşla ilk elden temas, iletişim ve imtihan sahasıdır.

Hizmetlerdeki kalite, etkinlik, yaygınlık ve hız belediye yönetimleri hakkında da herkese bir fikir vermektedir.

Aynı zamanda yerel yönetimlerin performansı vatandaşlarımızın siyasi tercih ve tutumlarının boyutunu ve yönünü birebir etkilemekte ve değiştirmektedir.

Bu haliyle yerel yönetimler merkezi idarenin bir provası ve hazırlık aşaması gibidir.

Aziz milletimiz yerel ölçekteki hizmetlere bakarak bir karara varmakta ve siyasal tercihte bulunmaktadır.

Bu yüzden belediye yönetimlerinin siyasi partiler açısından önemi, değeri ve başarısı çok fazladır.

Çok şükür Serik Belediyesi üzerine düşen her çabayı göstermiş ve göstermeye de devam etmektedir.

Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Habalı ve belediye meclis üyeleri aldıkları millet vazifesini en iyi şekilde yerine getirmektedir.

Belediye Başkanımız ekibiyle birlikte Serik’in sorunlarını bitirmek, meselelerini kökünden çözmek için var gücüyle çalışmaktadır.

Bunun için kendisini ve çalışma arkadaşlarını bir kez daha tebrik ediyorum.

Serikli kardeşlerimin, MHP’ye göstermiş olduğu alaka, verdiği destek boşa çıkmamış ve hizmet olarak geri dönmüştür.

Belediyeciliğin insana ve çevreye olan bakışını, bunlara yönelik çabasını, imkânları zorlayarak gerçek bir hizmet için nasıl mücadele verildiğini, bunların da üstünde namus ve ahlaka riayeti Serik’de görmek mümkündür.

Serik’in MHP’nin yanında durması hamd olsun cevapsız ve karşılıksız kalmamıştır.

Yörükler, Türkmenler MHP’yi sahipsiz koymamış; MHP’de onları çaresiz ve yalnız bırakmamıştır.

Partimizin yönetimi altında bulunan belediyeler çok önemli başarılara imza atmaktadır.

Ve yerel yönetimlerde mühür vurmaktadır.

Bunu çekemeyen müzakereci AKP; belediyelerimize çamur atmaya, iftira pisliği bulaştırmaya çalışmaktadır.

Sahte ve çakma şikâyet mektupları, düzmece iddialar ve suç imalleri yoluyla dürüstlüğün sembolü belediyelerimiz zan altına alınmak istenmektedir.

AKP zihniyeti, bizi yerel yönetimlerde sıkıştırmaya ve etrafımızı sarmaya cüret etmektedir.

Ama yolsuzluk batağında 9,5 yıldır saplanıp kalan AKP’nin, Allah’ın izniyle buna gücü yetmeyecektir.

Başbakan Erdoğan ve partisinin korkusu MHP’dir.

Endişesi ve kâbusu MHP’dir.

Çünkü MHP gelirse haram lokma yiyenler hesaba çekilecektir.

Hırsızların, hainlerin, teröristlerin defteri dürülecektir.

Bölünme konusunda neredeyse yabancılara söz veren iktidarın yakasından tutulacaktır.

MHP gelirse; federasyoncular, ikinci cumhuriyetçiler, İmralı takaları, Kandil akbabaları, sözde Kürt sorunu icatçıları mutlaka hesaba çekilecektir.

Türk’e diş bileyenler bunun diyetini vereceklerdir.

Türkmen’i, Yörüğü görmezden gelen vicdanı kirlenmişler yaptıklarını ödemek durumunda kalacaklardır.

Türkiye’yi bölmeye çalışan, Türk milletini ayırmaya ve düşman kamplara seferber etmeyi aklından geçirenler şaşırıp felç olacaklardır.

Görüyorsunuz, Türkiye iyi ve doğru bir yolda değildir.

İstikrarsızlık ve dengesizlik her alanı istila etmiştir.

Huzursuzluk köpürmüş, güvensizlik koyulaşmış, ekonomik zorluklar kökleşmiştir.

Milletimiz her anlamda çaresiz ve kaderine terk edilmiştir.

Ekonomideki tahribat, azan hayat pahalılığı, kâbus gibi çöken zamlar hepinizi perişan etmiştir.

Bugün Başbakan’ın gelişmiş diyerek yutturmaya çalıştığı ekonomik sistem, sizlerden aldığı fahiş vergilerle ayakta güç bela durabilmektedir.

‘Fakirleşen millet, itibarlı devlet’ çelişkisi ve ağır yoksulluk hali sürekli görmezden gelinmekte, üstelik zenginleşmekten bahsedilmektedir.

Sizlerden aldığını başkalarına peşkeş çeken bu iktidar, ürünlerinizin dalda kalmasına nedense sessiz ve duyarsızdır.

Başbakan Erdoğan binlerce kilometre uzaklıktaki yerlere küresel hesaplar çerçevesinde yardım yapmakta, para vermektedir.

Ama sıra Serik’e geldiğinde bir şey yokmuş gibi davranmayı, hareketsiz kalmayı tercih etmektedir.

Bu yüzden portakalı rengi, seraların bereketi, turizmin neşesi, toprağın bolluğu AKP hükümetiyle birlikte kaçmıştır.

Ağır bir istismar ve zihinleri sürekli meşgul eden çıkar kavgaları, sizlerin işsizliğini, yoksulluğunu unutturmak için tezgâhlanmıştır.

Ekonomik darboğaza düşen Türkiye asıl sorunlarından savrularak başka alanlara kaydırılmış ve çıkmaza hapsedilmiştir.

Ortadoğu sultanlığına özenen sefil zihniyetler, milletimizin meselelerini çözemeyeceklerini anlayınca, küresel güç merkezlerinin izin ve icazetiyle oyalanmaya ve ülkemizi sonu olmayan gerilimlerle meşgul etmeye çalışmışlardır.

Gayet net olarak biliyor ve bizatihi de yaşıyorsunuz:

Zenginleşen, büyüyen, gelişen asla sizler değilsiniz ve hiçbir zaman da olmadınız.

Elektriğiniz zamlı, ekmeğiniz pahalı, hayatınız çilelidir; ama gelin görün ki ürünleriniz para yapmadığı için borçlarınızı dahi zor ödüyorsunuz.

Emeğiniz, alın teriniz ne yazık ki heba olmaktadır ve AKP için bu hiç mesele değildir.

İşsizlik, yoksulluk ve ağır sefalet şartları Akdeniz’in maviliğini kapatmış, parıltılı gökyüzünü karartmıştır.

Şüphesiz bu devran böyle gidemez ve de gitmemelidir.

Dileğim, çaresizlik içinde kıvranan vatandaşlarımızın acil çözüm bekleyen sorunlarının bir an önce giderilmesidir.

Ve elbette kısır çekişmelerle kaybedilen yılların telafi edilmesi, Serik’in aradığı ve beklediği esenlik ve bereket dolu günlere ulaşılmasıdır.

Parti olarak, yönetiminde bulunduğumuz yerel yönetimler yardımıyla bunu yapmaya ve olumsuzlukları yerel ölçekte yenmeye çabalıyoruz.

Ama Allah iktidar olmayı bize nasip ederse her şeyin en güzelini inşallah sizlerle buluşturacağız.

Bu düşüncelerle Serikli kardeşlerimi bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyor, Yörüklere, Türkmenlere ve tüm Serikli vatandaşlarıma sonuna kadar güvendiğimi ifade etmek istiyorum.

Hepinizi kucaklıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Ne Mutlu Türküm diyene.