Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
İktidar ve ana muhalefet partilerinin dar alanda tehlikeli konularla meşgul olmaları, enerjilerini ve mesailerini sonuçsuz işlere harcamaları milletimiz açısından bir kayıp olarak karşımızdadır. Bugün sanal veya sözde sorunların peşinde bir o yana bir bu yana savrulan siyasetin bu iki aktörünün, temel meselelerin gündeme gelmesine ve getirilmesine engel oldukları görülmektedir. Oysaki toplumun her kesiminde, hayatın her alanında sorunlar artmakta, şikâyetler fazlalaşmaktadır. Bunlar arasında dikkat çekici bir istihdam kaynağı olduğu gibi, nüfusumuzun üçte birinin geçimini sağlayan stratejik bir sektör durumunda bulunan tarım kesimi önemli bir yer etmektedir. Nitekim Türk çiftçisinin içinde bulunduğu hazin manzara üzüntü ve kaygı verici bir aşamaya gelmiş durumdadır. Toprağı alın teriyle işleyen, emeğiyle berekete çeviren ve göz nuruyla nimete dönüştüren çiftçilerimizin hali gün geçtikçe kötüleşmektedir. Ve iki yakalarının bir araya gelmesi de gittikçe imkânsızlaşmaktadır. Yakın zaman içinde Çukurova ve Amik ovalarında hububat hasatı başlamış ve umutlar tarlalardan gelecek haberlere, biçerdöverlerin vereceği müjdelere bağlanmıştır. Ancak AKP hükümeti sözde Kürt sorunu sahasında CHP’yle paslaşırken, hububat taban fiyatını açıklamamış ve çiftçimizi yine yüzüstü bırakmıştır. Spekülatörler, komisyoncular, aracılar ve tefeciler bir kez daha Türk çiftçisini kuşatmış ve piyasada oluşan düşük fiyatlar ihtiyaçlara ve beklentilere cevap vermemiştir. Dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullanan çiftçilerin, sıra ektiğinin hakkını ve bedelini almaya geldiğinde vicdansız bir hükümet yüzüyle karşılaştığı artık gün gibi ortadadır. Bugünkü şartlarda ekmeklik buğdayın fiyatı 55 kuruşa kadar gerilemiş ve feryatları çoğaltmıştır. Bu kapsamda buğday üreten çiftçilerimiz, AKP hükümetinin politikaları neticesinde sürekli zarar etmiş ve kan kaybetmiştir. Hububat fiyatları enflasyonun altında kalmış ve ürün fiyatları maliyetlere yetişememiştir. Bununla birlikte 2002 yılındaki buğday fiyatı sadece enflasyon oranında artırılmış olsaydı, bugün buğdayın kilogram fiyatının 90 kuruştan aşağı olmayacağı açıklıkla görülebilecektir. Bu çerçevede Türk çiftçisinin verdiğini alabilmesi, çektiği sıkıntıların bir nebze hafiflemesi için buğdayın kilogram fiyatı Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından belirlenen 71 kuruşluk maliyet tutarının altında olmamalıdır. Gerçekte AKP’li iktidar yıllarının tamamında buğday fiyatları 2002 yılının çok gerisinde kalmış; buna karşılık mazot 4 kat, gübre 3 kat pahalanarak Türk çitçisini borç ve yokluğa batırmıştır. Partimiz hububat destekleme fiyatlarının bir an önce açıklanarak alımlara başlanmasını istemektedir. Bu itibarla çiftçilerimizin daha fazla mağdur olmaması için AKP hükümeti müdahale alım fiyatını 71 kuruştan düşük tutmamalı ve bu tutara bir miktar da refah payı ilave etmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi AKP zihniyetinden bölünme projeleriyle uğraşmasını değil, Türk çiftçisini kalkındıracak ve bolluğa kavuşturacak politikalarla vakit geçirmesini kararlılıkla istemektedir. Bunun için de; √ TMO bir an önce buğday alımına başlamalı ve alım merkezlerini açık tutmalıdır. √ Alım fiyatları ile birlikte satış fiyatları da önceden açıklanmalıdır. √ Ve ödemeler peşin yapılmalıdır. Türkiye’yi doyuran, ama kendileri doymayan fedakâr ve cefakâr çitçilerimizi ihmal ve inkâr etmek, AKP’ye eninde sonunda ödemeyeceği büyük fatura olarak yansıyacaktır. Partimiz çileye, güçlüğe ve darlığa direnen Türk çiftçisinin dün olduğu gibi bugün ve yarında yanında olacak, sorunlarını dillendirmeyi ve sıkıntılarını sahiplenip çareler üretmeyi büyük bir heyecanla sürdürecektir.
|