Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin 14 Ağustos 2012 tarihli Meclis Grup Toplantısı’nda sarfettiği talihsiz sözlere yönelik cevabı. 15 Ağustos 2012
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
“CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin
14 Ağustos 2012 tarihli Meclis Grup Toplantısı’nda
sarfettiği talihsiz sözlere yönelik cevabı.
15 Ağustos 2012

 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun partimizi hedef alan dünkü Meclis grup konuşması siyasi nezaket ve üslup açısından talihsiz ve tezyif edici ifadelerle doludur.

Meseleleri tersten okuyan, olayları ucuz ve uçuk bir değerlendirme sefaletiyle ele alan bir bakış açısı Sayın Kılıçdaroğlu’nun sözlerinde bir hayli etkili olmuştur.

İbret verici siyasi curcuna ve patavatsızlıkla partimizin durduğu yeri, aldığı pozisyonu ve izlediği politikaları hakarete varan ölçülerde eleştirmek bir defa Sayın Kılıçdaroğlu’nun sığ, sığıntı ve sakil zihniyetinin pişkinliğinden başka bir manaya gelmemiştir.

Sayın Kılıçdaroğlu panik ve can havliyle demirlediği bölücülük limanında, çatırdayan siyasetine yeni bir cephe açmanın kaygı ve arayışına girmiştir.

PKK-BDP-AKP arasına sıkışıp kaldığından, MHP karşıtlığıyla nefes almaya ve kendisine çıkış yolu bulmaya yönelmiştir.

Elbette bu nafile bir hamle, sonu hüsran ve hezimetle bitecek temelsiz bir çırpınıştır.

Zamana ve şarta göre rüzgârgülü gibi dönmenin siyaset olacağını zanneden yarım ve yanlış bir anlayışın, partimiz hakkında hüküm vermeye yeltenmesi en başta haddini ve hududunu aşan bir durumdur.

Gizli bir maksadın tesirinde veya emrinde Türk milletini kimliksiz ve tarihsiz yapılması sürecine heyecanla iştirak eden anamuhalefet liderinin, MHP hasımlığından nemalanmaya çalışması her şeyden önce kendi mayasıyla ilgili bir açmazın sonucudur.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin tercih ettiği milli ve mantıki politikaları iktidar yanaşmalığı olarak değersizleştirmeye çalışan Sayın Kılıçdaroğlu, boyundan ve birikiminden büyük sözlerin altına imza atarak bir kez daha çuvallamıştır.

Bu iftirayı partimize pervasızca yönelten anamuhalefet lideri, anlaşıldığı kadarıyla bölücülüğün yedeği ve stepnesi olduğunu nedense hatırına getirmemiştir.

Yeni diye takdimi yapılan CHP’nin, sözde Kürt sorunu kapsamında AKP’nin çekim alanına kapılarak sarmaş dolaş olması kimin yanaşma veya kimin yalpalama içinde olduğunu esasen herkese göstermiştir.

İktidarın ayağına giderek müştereken Türk milleti için tuzaklar kurulmasına heyecan ve iştahla katkı vermek bugüne kadar CHP’yi rahatsız etmemiştir.

Kaldı ki bölücülüğün kulvarında soluk soluğa koşmak ve PKK önerilerinin elçiliğini görev kabul etmek yeni CHP’yi huzursuz yapmamıştır.

BDP’nin peşine takılarak uydu olmak, AKP ardına düşerek kapı kulu haline gelmek CHP’ye gönül ve destek veren herkesi derin hayal kırıklığına uğratmıştır.

Bilinmelidir ki,

√    Dersim isyanıyla ilgili AKP’ye alan açan ve fırsat veren yeni CHP’dir.

√    İmralı canisinin affı için “Diğer partiler anlaşırsa biz varız” diyen yeni CHP’dir.

√    Türkiye’nin eyaletlere bölünmesi konusunda aceleyle görüş ileri süren yeni CHP’dir.

√    Türk milleti ifadesini ağzına dahi almayan, Cumhuriyet’in kurucu kahramanlarıyla ve Gazi Mustafa Kemal’le yolunu ayıran yeni CHP’dir.

√    Okyanus ötesinden vize ve icazet arayışına tevessül eden yeni CHP’dir.

√    Daha düne kadar terör ve bölücülük kavramlarını gündemine bile almayan yeni CHP’dir.

√    AKP’nin sıkıştığı her an ve durumda can simidi uzatan yeni CHP’dir.

√    PKK’nın mesajlarını Meclis’e taşımaya küstahça niyetlenen yeni CHP’dir.

√    Türkiye’yi yabancı ülkelere her fırsatta şikâyet ve ihbarda bulunarak samimiyet ve millilik konusunda sıfıra düşen yeni CHP’dir.

√    Beyanlarında geceyle gündüz gibi olan, bir dediği diğerini tutmayan ve tutarsızlık bataklığına saplanıp kalan şüphesiz yeni CHP’dir.

BDP ve AKP’nin “yancısı” olarak aslından ve kökünden kopan bu müflis siyasetin, MHP’ye laf yetiştirme bezirgânlığından medet umması kendisine bir şey kazandırmayacaktır.

PKK’nın ve siyasi ayağı olan BDP’nin izinden yürüyerek Meclis’in olağanüstü toplanması için anormal bir mücadele gösteren anamuhalefetin, TBMM’ni, dolayısıyla millet iradesini boykot edecek kadar ileri gittiği günler hala unutulmamıştır.

AKP’nin yıkım politikalarına yama ve bölücü terör örgütünün hain projelerine hami olmak, üstelik Türk milletinin parçalanması için ısmarlanan planlara himmet göstermek için siyasi varlığını ve mazisini inkar edenlerden partimizin alacağı ve göreceği hiçbir şey olmayacaktır.

Yeni CHP tarafını ve tercihini yapmış; AKP-BDP ve PKK’ya kapılanmıştır.

Bu itibarla, yıkım ortaklığına gönüllü bir şekilde müracaat eden anamuhalefet partisi genel başkanının, partimize çamur atacağına kirlenen sicilini aklamaya çalışması ahlaken ve siyaseten daha makul bir yol olacaktır.

Bilhassa PKK tarafından kaçırılan Tunceli Milletvekili Sayın Hüseyin Aygün’ün serbest kaldıktan sonra dile getirdiği sorunlu ifadeler, CHP’ye bundan böyle nasıl bir ruh ve düşüncenin hâkim olacağını kanıtlaması bakımından son derece dikkat ve ilgi çekmiştir.

Nitekim PKK, CHP’ye yeni görev ve ödev vermiş, beklentilerini sıralamış ve bu zamana kadarki uygulamalarından dolayı da memnuniyetini duyurmuştur.

Bölücülüğü Türkiye’nin başına bela yapan, bölücü emelleri geçmişte parlamento zeminine düşüncesizce taşıyan bu siyaset geleneğinin Türkiye’nin dağılması konusunda AKP’yle vahşi bir rekabete gireceği şimdiden anlaşılmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi PKK yancısı ve yardakçısı olmaktansa, terörle mücadelede iktidarın alacağı milli kararlara destek vermeye ne pahasına olursa olsun devam edecektir.

Gelişmeler Türkiye’de siyasetin iki ana akım ve yöne gittiğini göstermektedir.

Bir yanda bölücü terörün değirmenine su taşıyan gafiller ve delalet içinde olanlar dururken, diğer yanda Milliyetçi Hareket Partisi yer almaktadır.

AKP, CHP, BDP ve PKK müzakere ve teslimiyet bloğunda; Cumhuriyet’i, Türk kimliğini ve Türk milletinin birliğini savunan Milliyetçi Hareket Partisi de milli blokta bulunmaktadır.

Partimiz Türkiye’nin ve aziz millet varlığının ali menfaatleri için iktidar veya muhalefet fark etmeksizin onurlu ve sorumlu siyasetinin gereğini gönül rahatlığıyla yapmayı sonuna kadar sürdürecektir.

Zira Milliyetçi Hareket Partisi, bölücülük müsameresinde aktör olmaya kim talipse, karşısında durmaya ve bunlara yönelik takındığı mücadeleci tavrını muhafaza etmeye kararlıdır.

İktidar hedefi olmayanların muhalefete muhalefet edeceğine dönük çirkef yorum ise hiçliğe ve yokluğa her şart altında mahkûm bırakılacaktır.

Partimiz, iktidar veya muhalefet fark etmeksizin doğru ve meşru gördüğü düşüncelerini muhataplarına bildirmeyi bir millet görevi saydığından, bu çizgisinden ve hedefinden sapmadan Türkiye’yi aydınlığa taşıma iddiasını devam ettirecektir.

Sonuç ve özet olarak CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu gerçekleri hiç aklından ve gündeminden çıkarmamalı, bundan böyle Milliyetçi Hareket Partisi’ni ağzına alırken bir kez daha düşünmeli ve idrak zaafına kapılmadan hareket etmelidir.