Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin 3 Mayıs 2007
Aziz Türk Milleti, Mücadele biçimi ve ortaya çıkardığı anlam açısından Türk milliyetçiliğinin tefekkür tarihinde müstesna bir yeri bulunan 3 Mayıs Milliyetçiler Gününde; tüm dava arkadaşlarımın bu mana ve şuur dolu kutlu gününü kutlarım. 3 Mayıs 1944 olayları; Türk milliyetçiliğinin mücadele tarihinde şerefli yerini almış, aynı zamanda dünden bugüne milliyetçiliğine yönelen saldırılarda bir değişiklik olmadığını göstermiştir. 3 Mayıs olayları merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın, hakkında açılan davaya katılmak için Ankara’ya geldiği sırada başlamıştır. Bu tarihte Türk gençliği her türlü baskıcı siyasal ortama rağmen demokratik muhalefetin belki de ilk örneğini vererek bölücü ve yıkıcı tehdidi teşhis etmiş, bunlara karşı tepkisini ortaya koymuştur. Türk genliğinin milli muhalefeti neticesinde 165 kişi tutuklanmış, birçoğu işkence ve eziyetlere maruz kalmıştır. Aslında 3 Mayıs olaylarının geri planında II. Dünya Savaşı’nın o aşamasında Almanlara karşı üstünlük kuran Ruslara yaranmaya çalışan Milli Şef döneminin yaklaşımı bulunmaktadır. Böylelikle Ruslar’a şirin görünmeye gayret eden hükümet milliyetçileri hedef haline getirerek, her türlü kötü muameleyi Türk milliyetçilerine reva görmüştür. Bu durum Türk milletine mensubiyetten gurur duyan Türk milliyetçilerinin, inandıkları değerler uğruna karşılaştıkları zulmün birincisi olacak, ancak sonuncusu olmayacaktır! Büyük siyaset ve devlet adamı merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey ve 23 arkadaşı Türk milletinin muhatap olduğu yabancı ve aykırı ideolojik saldırılara karşı, milli muhalefeti bayrak yapışının üzeriden tam 63 yıl geçmiş bulunmaktadır. Bu geçen zaman süresinde Türk milliyetçileri, milletimizin birliği ve dirliği için fedakârlık ve vefakârlığı göstermiş, 3 Mayıs 1944’ün anılarını hafızasından hiçbir zaman çıkarmamıştır. Tarihimize tabutluklar olarak geçen, tavanlarında beş yüzer mumluk ampüllerin yandığı işkence odalarında, büyük Türk milletine olan sonsuz bağlılık ve karşılıksız sevgiyle direnç gösterilmiş, Sansaryan Han’ın duvarlarında işkenceden değil de, Türk milletine bağlılıktan çınlayan gür sesin kararlılığı Türk milletinin vicdanında şükür olsun ki karşılık bulmuştur. Bu itibarla Türk milliyetçileri, yakın tarihimizin değişik evrelerinde mağrur bir ruh halinde mağdur olmuş, ama asla mağlup olmamıştır, olmayacaktır! Nitekim Türk milliyetçilerinin 3 Mayıs da ortaya koyduğu azim ve kararlılık, Türk milletine olan sarsılmaz inancı dün olduğu gibi bugünde ziyadesiyle devam etmektedir. İçinde bulunduğumuz karanlık dönemde, küresel güç koalisyonu ve bunların içerideki acentası olan AKP iktidarının, Türk milliyetçiliğini tahrip etme konusunda tartışmasız uzlaştıkları anlaşılmaktadır. AKP iktidarının dört yıl beş ay bir gündür Türk kimliği ve doğal sonucu olan Türk milliyetçiliğine sistemli bir şekilde saldırması tesadüfi değildir. Türk milletiyle sorunlu, geleceğiyle uyumsuz; sadece ikbal peşinde milli her türlü kaynağı talanla meşgul ve görevli AKP iktidarının; Türk milletinin özgüveni olan Türk milliyetçiliğini bu denli aşağılamasına dur deminin vakti gelmiş, çoktan geçmektedir. İnşallah milli bir hesaplaşma sandıkta tecelli edecek; Türk milleti kendisine yönelik bu şer oyunu mutlaka bozacaktır. Dün olduğu gibi, bugünde Türk milletinin en doğru kararı vereceğine inancımız tamdır. Türk milliyetçiliği, şanlı bir kurtuluş mücadelesi verip Cumhuriyet kuran ideolojinin Cumhuriyeti koruyup geliştirmesi için tek başına Cumhuriyet Hükümeti kurmasının artık zamanı gelmiştir. Dün olduğu gibi bugün de bir tercihle karşı karşıya bulunulmaktadır. Dün manda ve himaye diyenlerin karşında, tam bağımsızlık, 3 Mayıs 1944’de yıkıcı ve bölücü hareketlere karşı millet sevdası, bugün ise teslimiyetçilik karşısında milliyetçilik diyenler Milliyetçi Hareket Partisinin kuracağı 60. Cumhuriyet Hükümeti’nin ruhunda bulaşacaklardır. Türk milletinin birliği ve dirliği; Türk Devleti’nin bağımsız üniter yapısının devamlılığından yana tercihini tavizsiz bir şekilde belirleyen Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçileri, hali hazırda yaşanılan gerilim ve kaos ortamının gelecek açısından ne büyük bir tehlike ve tehdit içerdiğinin bilincindedir. Çözüm ve değer üretmekten uzak olan gayri milli politikaların hamisi konumundaki AKP zihniyetinden kurtulmak artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanılan ibret verici gelişmelere Türk milleti layık ve mahkûm değildir. Başbakanın ve AKP’nin sahte mağdur imajına, sözde fedakârlık aldatmalarına, makam ve mevki hırsından arındırılmış bir görüntü vermeye çalışmasına artık Türk milleti itibar etmemektedir. TBMM’de bu kadar sayısal çoğunluğa sahip AKP’nin Cumhurbaşkanı seçimini bile siyasi ikbal uğruna nasıl kullandığı, siyasal krize nasıl ortam ve zemin hazırladığı artık tüm açıklığıyla ortadadır. 3 Mayıs Milliyetçiler Günü gelenekten geleceğe Ziya Gökalp, Nihal Atsız, Mümtaz Turhan, Alparslan Türkeş, Erol Güngör ve daha nice fikir ve siyaset adamını Türk milletinin maddi varlığında buluşturmuş, ülkenin bölünmez bütünlüğü, varlık ve bekası için sönmez bir inanç meşalesini yakmıştır. Her türlü engelleme ve zorluğa rağmen; Türk milletini şanlı mazisinden onurlu geleceğine her şeyi göze alarak taşıyacak olan milliyetçiler olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha büyük Türk milletinin ve kıymetli dava arkadaşlarımın bu tarihi gününü kutluyor; 3 Mayıs 1944’ün bütün fedakâr milliyetçi kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyorum.
Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
|