04.04.2001 - Başbuğumuz'un Hakka Yürüyüşünün 4'ncü Yıldönümünde Anıtmezarda Yapmış Oldukları Anma Konuşma
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Başbuğumuz'un Hakka Yürüyüşünün 4'ncü Yıldönümünde
Anıtmezarda Yapmış Oldukları Anma Konuşması
4 Nisan 2001

 

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Sevgili Bozkurtlarım,

Türk dünyasının bilge lideri, Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'in hakka yürüyüşünün dördüncü yıldönümü vesilesiyle biraraya gelmiş bulunuyoruz. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bu gün, aradan geçen dört koca yılın sonunda hâlâ bütün Türk dünyası derin bir teessür içerisindedir. Çünkü aziz başbuğumuz, tarihe olduğu gibi, büyük milletinin hafızasına ve gönlüne de ismini nakşedebilmiş ender insanlardan birisi olmuştur.

Hepinizin de çok iyi bildiği gibi, merhum Başbuğumuz gençlik yıllarından itibaren ufku geniş, yüreği millet aşkı ve ülke sevdasıyla dolu bir insan olarak öne çıkmıştı. Son nefesini verinceye kadar da şevk ve heyecanla ülkesine ve ülküsüne hizmet eden Başbuğumuzu elbette ki, ne milletimizin ne de Türk Yurtlarının yadından çıkarması mümkündür.

Bu sebepledir ki, bugün bütün Türk dünyasında ve Türkiye'mizin her yerinde milyonlarca Türk evladı Başbuğ'unun arkasından dualar, fatihalar göndermekte, panellerle, konferanslarla, seminerlerle anmaktadır.

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Bozkurt Kardeşlerim,

Hayatı boyunca devleti ve milleti için büyük hizmetler vermiş, eşsiz bir şahsiyet sergilemiş rahmetli Liderimizin mücadele ve başarılarla dolu güzel ömründen bizlere ibret olacak, yol gösterecek binlerce örnek sıralamak mümkündür.

Çünkü, Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey, milletimizin menfaatleri neyi nasıl yapmamızı gerektiriyorsa, mutlaka o şekilde davranır ve bunu bütün ülkücülerin bir görevi olarak kabul ederdi. Milletimizin, pek çok kez, içine düştüğü badire ve kriz ortamlarını geride bırakmasında onun uzlaşmacı, yapıcı, barışçı anlayışının çok önemli rolü ve etkisi olmuştur.

En büyük eseri ve emaneti olan Milliyetçi Hareket Partisi de O'nun bu anlayışını kendisine düstur edinmiştir. 'Önce ülkem, sonra partim ve sonra da ben diyen' Türk milliyetçileri 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra üstlendikleri iktidar ortaklığı sorumluluğunu da işte bu anlayışla temellendirmişler ve halen de sürdürmektedirler.
Ülkücüler, ülke sorunlarını aşmanın yolunun, ihtilafları derinleştirmek, kavgaları kızıştırmak, insanlarımızı birbirine düşürmek gibi yöntemlerle bulunamayacağını; aksine, toplumda uzlaşma, hoşgörü, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlayarak gerçekleştirilebileceğini savunmaktadır ve bundan dolayıdır ki, bütün milletimizin teveccühünü kazanmışlardır.

Bugün, çözülmesi en güç meseleler karşısında dahi soğukkanlı, sağduyulu, gerçekçi ve samimi yaklaşımlar sergilemesini bilen Türk milliyetçilerinin, bu güzel hasletlerinin gelişmesinde şüphe yok ki, dava adamlarına eşsiz bir rehber olan Başbuğumuzun büyük etkisi olmuştur.

Saygıdeğer Dava Arkadaşlarım,

Başbuğun izinden yürüyen Bozkurtlarım,

Hepinizin de bildiği gibi, rahmetli Liderimiz, Türk gençliği üzerinde titizlik ve hassasiyetle durur, onların bilgili, donanımlı, erdemli, Türkiye'yi büyük ufuklara götürecek insanlar olarak yetişmelerini arzulardı. Bunun için de, ülkücü gençliğin her yönüyle müstesna insanlar olması en büyük ideali idi.

Gençliğimizin, genç bozkurtlarımın merhum Başbuğumuzun arzuladığı gibi yetişmesinde hepimize çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Merhum Başbuğumuzun, daha sağlığında iken gerçekleşen ideallerinden birisi olan Türkiye ve Türk devlet ve topluluklarının dostluk ve kardeşlik temeline dayalı işbirliği inşallah, çok daha ileri boyutlara taşınacaktır.

Ülkemizin yarınları, umutları olan ülkücü gençlik, aynı zamanda bütün Türk dünyasının geleceğinde de söz sahibi olacak, Türk devlet ve topluluklarının daha büyük ve köklü ilişkiler içerisinde kucaklaşmalarına vesile olacaktır.

Muhterem Arkadaşlarım,

Türk milliyetçileri, milyonlarca ülkücü, merhum Liderinden devraldığı mukaddes bir emanet olan bu kutsal davayı, bu mefkureyi kıyamete kadar yaşatmak azim ve kararlılığındadır.

Hepimiz, Lider Türkiye idealimiz gerçekleşinceye kadar, yılmadan, usanmadan çalışacak ve başaracağız.

Bu duygu ve düşüncelerle, merhum Başbuğumuzun aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla ve sevgiyle eğiliyoruz.

Dualarımız, fatihalarımız O'nunladır..

Ruhun şad olsun, mekanın cennet olsun, nur içerisinde yat aziz Başbuğum.

 

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı