Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, Türk Dil Bayramı münasebetiyle yayınlamış oldukları mesaj. 26 Eylül 2013
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin,
Türk Dil Bayramı münasebetiyle yayınlamış oldukları mesaj.
26 Eylül 2013

 

26 Eylül 1932 tarihinde toplanan Birinci Dil Kurultayı Türkçe’nin daha da gelişmesi ve zenginleşmesi açısından tarihi bir rol oynamıştır.

Türk Dil Bayramı olarak da kutladığımız Birinci Dil Kurultayı’nın yıldönümü, Türkçe’ye karşı duyduğumuz sorumluluğun, sevginin, hürmetin ve bağlılığın en somut, en canlı göstergelerinden birisi olarak oldukça önemli bir yere sahiptir.

Dilsiz bir millet tarihin hiçbir devrinde görülmemiştir.

Milli hafızayı, milli hatırayı ve milli tecrübeyi nesilden nesile aktararak ulaştıran dil olduğu gibi; milli kültürü, milli kimliği, milli vicdanı yeşerterek yaşatan, aynı zamanda geleceğin umutlarıyla buluşturan da dilden başkası değildir.

Şu berrak hakikat iyi anlaşılmalıdır ki, dilini kaybetmiş milletler köklerini ve kimliklerini unutmanın yanısıra, tarih sahnesinden de yavaş yavaş silinip gideceklerdir.

Bu itibarla Türkçe; Türk milletinin şah damarı, can evi, varlığının zırhıdır.

Türkçe tökezlerse Türk milleti kaybedecek, bozguna uğrayacak ve Türk vatanı habis emellerin, ifrit niyetlerin, fitne ateşinin hışmına uğrayacaktır.

Dilden başlayacak çözülmenin, ayrışmanın ve bölünmenin felaketlere neden olacağı, bin yıllık çatının temel direklerini havaya uçuracağı mutlaka idrak edilmelidir.

Türkçe milli bünyemizin ulvi bir cevheri, milli heyecanımızın mihveri, Türklük vicdanının sözcüsü olarak hepimizin baş tacıdır ve böyle kalmalıdır.

Elbette Türk milletinin dili Türkçedir.

Bu gerçeği değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyeceği gibi, sözde demokratikleşme paketlerinin içine bölücülerin, teröristlerin heves ve hedeflerini koyma teşebbüsü de bir işe yaramayacaktır.

Anayasa değişikliği yoluyla Türkçe’nin varlığına pranga geçirmeye, mahalli ölçekteki dillerle aynı kategoriye indirmeye, anadilde eğitim veya kamu hizmeti vasıtasıyla parçalanmanın zaman ve zeminini inşa etmeye yeltenenler boş yere uğraşmamalıdır.

Bu kapsamda Türkçemizi mahcup, mağlup ve yılgın hale kimse sokamayacaktır.

Bilinmelidir ki, dilimiz stratejik kuvvetimiz olduğundan milli bünyenin ayakta kalabilmesi ve uyanık durabilmesi Türkçe’yle ve tarih şuuruyla mümkündür.

Türkçe’nin her ne olursa olsun, bedel ve zorluğu ne kadar fazla bulunursa bulunsun korunup ve geliştirilmesi şarttır.

Türkçe’nin yozlaşmasına, kompleksli yaklaşımlarla yıpratılmasına, pop kültürün amansız saldırılarına hepimizin dikkat etmesi lazımdır.

Ayrıca yabancı dile hayranlık duyanların, yabancı kültürlerin esiri olmuş kimliksizlerin, yabancı başkentlerin merceğinden olaylara bakan gafillerin Türkçemizi boyunduruk altına alıp ikinci sınıf muamele yapmalarına mutlaka mani olunmalıdır.

Türk Dil Bayramı’nda, bu gerçeklerin bir kez daha samimi şekilde ele alınmasını, Türkçe’nin sonuna kadar savunulmasını ve hiçbir şekilde de dilimizden ödün verilmemesini diliyor, bunların her daim ısrarlı ve inançlı takipçisi olacağımızı ifade etmek istiyorum.

Bu duygularla büyük milletimizin Türk Dil Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum.

Türkçe’nin gelişmesi, büyümesi ve yıldız gibi parlaması için emek ve çaba gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm milli mücadele kahramanlarını ve kutlu ecdadımızı rahmetle, minnetle yad ediyorum.

Hali hazırda Türkçe’ye aşkla ve sadakatle hizmet eden, görev ve statüsü ne olursa olsun tüm değerli şahsiyetlere en derin sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.