12.06.2000 - Amasya - Atatürk Kültür ve Sanat Haftası Vesilesiyle Yapmış Oldukları Konuşma
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli'nin
Amasya - Atatürk Kültür ve Sanat Haftası
Vesilesiyle Yapmış Oldukları Konuşma
12 Haziran 2000

Aziz Amasyalılar,

Kıymetli Vatandaşlarım,

Değerli Basın Mensupları,

Bugün, Cumhuriyetimiz'in kurucusu Gâzi Mustafa Kemal Atatürk'ün Millî Mücâdele'ye başladığı 19 Mayıs tarihinden hemen sonra attığı ilk ve çok önemli bir adımın yıldönümünü kutluyoruz. "Atatürk Kültür ve Sanat Haftası" faaliyetleri vesilesiyle sizlerle bir araya gelmekten, buram buram tarih kokan bu güzel şehirde bulunmaktan büyük bir mutluluk ve onur duyuyorum. Bu vesileyle, hepinizi en derin saygı ve sevgilerimle selâmlıyorum.

Muhterem Misafirler,

Kıymetli Amasyalılar,

Milletlerin tarihlerinde yükselme ve ileri gitme devirleri olduğu kadar, geri kalma devirleri de bulunur.

Osmanlı Devleti'nin son dönemi, ricat ve bozgunların birbirini kovaladığı, Türk milletinin dünyaya yön verme aşkının ve örnek medeniyet geliştirme enerjisinin zayıfladığı bir devirdir. Birinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesi ise, Batılı sömürgeci devletlerin Türk milletini Anadolu'dan atma plânlarını uygulamaya koydukları ve son darbeyi indirmeye hazırlandıkları bir dönemi ifade eder.

Birinci Dünya Savaşı'nın hemen akabinde gelişen bu süreçte; nice şehidin canları pahasına kazanılan asırlık beldelerin elimizden çıkması yetmezmiş gibi, kalan son topraklarımız sömürgeci emeller taşıyan devletlerin paylaşım sofrasına konulmuş, her birinde eşsiz kahramanlık eserleri bulunan şehirlerimiz işgal edilmeye başlanmıştır. Bunun karşısında Anadolu'nun çilekeş ama onurlu insanlarının kahredişi, acılı bir feryada dönüşmüştür.

Bu, öyle bir zamandır ki; Mondros Ateşkesi ile başlayan ve Sevr Antlaşması ile nihâî hedefi belli olan emperyalist yayılmacılığın önünde durabilecek güç kalmamış, Ege'nin incisi İzmir Türkler'in gözyaşları arasında işgal edilmiş, başkent İstanbul İtilâf devletlerinin baskısı altına alınmış, zâten yorgun ve bezgin olan ordular dağıtılmıştır. Halk fakirlik ve perişanlık, aydınlar yılgınlık, hükümet acziyet ve şaşkınlık içindedir.

İşte böyle bir dönemde; Türk milletinin bağımsızlıkçı karakterini çok iyi bilen Mustafa Kemal, Samsun'a çıkarak Türk milletinin hür olma ve hür kalma mücâdelesinin meşalesini tutuşturmuştur.

Geçen zamanın kahır ve acıyı dindirmek yerine artırdığı bir dönemde Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, hem İngiliz işgalinin ve hem de çevredeki Rum çetelerinin tedhiş hareketlerinin çalışmalarını zorlaştırdığını görerek, önceden plânladığı üzere Anadolu'nun iç kısımlarına doğru yola çıkmıştır. Kavak üzerinden Havza'ya ve oradan da Amasya'ya ulaşan Mustafa Kemal, burada büyük bir heyecan, coşku ve sevinçle karşılanmıştır.

Hükümet Konağı salonunda iftardan sonra Amasyalılar'a hitap eden Gâzi, memleketin adım adım işgal edildiğini ve bu kötü gidişe çâre bulmak için işbirliği yapmaya geldiğini halka anlatmıştır. Cennet vatanın istiklâli ve istikbâli konusunda Amasyalılar'ın ortaya koyduğu coşkulu hassasiyet, henüz yolun başında olan Mustafa Kemal'e büyük bir moral desteği sağlamış, O'nu heyecanlandırmış ve memnun etmiştir. İşte Amasyamız'ın, Amasyalılar'ın milli direniş destanımızdaki güzide yerini alması, bu şekilde başlamıştır.

Aziz misafirler,

12 Haziran 1919 günü Amasya'ya intikal eden Mustafa Kemal, burada çeşitli görüşme ve çalışmalar yaptıktan sonra, 21 Haziran'ı 22 Haziran'a bağlayan gece, Millî Mücâdele'nin kahramanlarından Rauf Bey, Refet Bey ve Ali Fuat Paşa ile birlikte hazırladığı bir tâmimi telgrafla Anadolu'ya iletmiş ve böylece İstiklâl Savaşı'nın ilk adımını atmıştır. Bu tâmimde vatanın bütünlüğünün ve millî istiklâlinin tehlikede olduğunu, merkezî hükümetin görevini yapamadığını söyleyen Mustafa Kemal; "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır!" diyerek Milli Mücadele'nin felsefesini de özetlemiştir. Tâmimin devamında istiklâl mücâdelesini yürütmek için bağımsız bir kurul gerektiğini, Erzurum'da Doğu illerine mahsus ve Sivas'ta millî ölçekli kongrelerin tertip edileceğini duyuran Mustafa Kemal, aynı zamanda kurtuluş mücâdelesinin başlangıç programını da ortaya koymuştur.

Bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, yürek sızlatan acıları ümidin ışığıyla azaltarak geleceğimizi aydınlatan bu tâmim, başta Kâzım Karabekir Paşa olmak üzere çeşitli kumandanlardan ve bâzı mülkî âmirlerden büyük destek görmüş, Anadolu'nun değişik yerlerinden yankı bulmuştur. Bu tâmimden sonradır ki, istaklâl mücâdelesi için gereken çalışmalara başlanmış, işlerin geliştiği ve icra safhasına geçildiğinin mesajları verilmiştir. Yine bu tâmimin öngördüğü şekilde, ilerleyen zaman içinde Erzurum ve Sivas Kongre'leri toplanacak, işgalci düşman kuvvetlerinin etkisi ve baskısı altında olmayan bir Meclis açılacak ve sonra da mücâdele cephelere taşınacaktır.

Herkesin, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin nasıl bu durumlara düştüğünü anlamaya çalıştığı, üst üste alınan acılı haberlerle sarsıldığı bir anda, son derece açık ve net mesajlarla Anadolu'ya ulaşan Amasya Tâmimi, Millî Mücâdele'nin en önemli ve kritik aşamalarından birini temsil etmektedir.

Bir yönüyle cesâret, kararlılık ve inancın göstergesi olan, diğer yönüyle de millete duyulan güveni simgeleyen bu tâmim, binlerce yıllık Türk tarihinin en önemli belgelerinden biridir. Tâmimde yer alan "milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" cümlesi, yönetimde milletin söz sâhibi olacağının ve millî irâdenin öneminin altını çizmiş, Cumhuriyet'e giden yolun ilk sinyalini vermiştir.

Değerli Misafirler,

Aziz Amasyalılar,

Türk milletinin son bir gayretle şahlandığı ve kahramanlık dolu bir mücâdeleyle düvel-i muazzamaya karşı kazandığı büyük zaferin genç nesillerimize iyi anlatılması elzemdir. Zirâ milletler arasındaki mücâdele dün olduğu gibi bugün de devam etmekte, yeni biçim ve yöntemlerle varlığını sürdürmektedir.

Türk milleti ve özellikle genç nesiller, üzerinde barış ve huzur içinde oturduğu toprakların neye mâl olarak kazanıldığını ve bu uğurda büyük fedâkârlıklara katlanmış atalarımıza ne büyük bir gönül borcumuz bulunduğunu iyi anlamak durumundadır.

Millî Mücâdele'nin Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa'nın Amasya'ya gelişinin yıldönümünde, O'nun Türk gençliğine gösterdiği hedefin Türk istiklâl ve cumhuriyetini korumak ve Türk milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Çünkü bu hedefler, 21. Yüzyılın zorlu rekâbet ve mücâdele ortamında üzerine büyük görevler düşecek olan Türk gençliğinin hareket tarzını belirlemeye yarayan bir pusula olacaktır. Türk milletinin birliğinden ve bağımsızlığından tâviz vermeyen, bilim ve teknolojide milletimizin ileri gitmesi için çalışan şuurlu bir gençlik, hiç şüphe yok ki 21. yüzyılda lider Türkiye hedefine varmanın en önemli kilometre taşı olacaktır.

Değerli Misafirler,

Sevgili Amasyalılar,

Câmileriyle, çeşmeleriyle, köprüleriyle, türbeleriyle ve tabiî güzellikleriyle çok zengin bir görsel çekiciliğe sâhip olan Amasya şehrimiz, hem Millî Mücâdele içindeki etkin yeri, hem de muazzam tarihî ve kültürel birikimi itibariyle çok büyük bir öneme sâhiptir. Bunun için, Mustafa Kemal Paşa'nın Amasya'ya geliş tarihinin yıldönümüne rastlayan bir kültür ve sanat şenliğiyle vurgulanması, anlamlı ve isabetli bir tercih olmuştur. Bu sebeple, kültür ve sanat haftasının düzenlenmesinde emeği geçen, faaliyetlere katkıda bulunan herkese huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi en içten duygularımla bir kez daha selâmlıyor, hepinize saygılar sunuyorum.

 

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı