Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak tutuşturduğu kurtuluş meşalesi 95 yıldır gür bir şekilde yanmakta ve son yurdumuzun güvencesi olmayı ilk günkü gibi sürdürmektedir. Ne var ki, bu yılki 19 Mayıs kutlamaları milletimizi derinden sarsan Soma faciasının doğal olarak gerisinde ve gölgesinde kalmıştır. Türk milleti Soma’da kaybettiği evlatları için 13 Mayıs’tan beri ağlamakta ve bundan dolayı yüreği yanmaktadır. 11 Mayıs 2013 tarihinde Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan ve 54 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan vahşi saldırı geçtiğimiz yılki 19 Mayıs törenlerini de hüzünlü ve buruk bir şekilde idrak etmemize yol açmıştı. İki yıldır üst üste yaşanan acı ve felaketler 19 Mayıs’ın hakkıyla, layıkıyla ve sevinçle kutlanmasına zorunlu bir şekilde engel olmuştur. İçinden geçtiğimiz ıstırap dolu günleri dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlik bağlarını güçlendirerek aşacağımızdan kuşku duyulmaması lazımdır. 19 Mayıs 1919 ruhunun bizlere miras bıraktığı tarihi mesajın özü de aslında buna vurgu yapmaktadır. Samsun’a çıkan cesur ve faziletli irade, acılar içinde kıvranan, kayıplarla sınanan, işgal ve esaretle tehdit edilen son yurdumuzun umutlarını yeşertmiş, talihini değiştirmiştir. Türk milleti en ağır şartlarda dahi yılgınlık göstermemiş, yenilgiyi peşinen kabullenecek gaflet ve korkaklığın pençesine düşmemiştir. 19 Mayıs; milletimizin kutlu bir silkinişi, destansı bir uyanışı, istiklal uğruna her şeyi göze aldığını ispatlayan muazzam bir stratejik dirilişi olarak tarihe mühür vurmuştur. Aziz milletimiz, sömürgeci güçlerin dayattığı ve tutsaklığı esas alan bağımlı ve onursuz bir geleceği Samsun’dan itibaren reddetmiş, kendi kaderine bizzat kendisi yön vermek için inisiyatifi ele almıştır. Bu itibarla 19 Mayıs, aşağılanan milli varlığın canlanışı; teslimiyetçi, tavizkar yönetimlere karşı milli devletin müjdesi, dönemin küresel dengelerini baştan ayağa değiştiren milli mücadele şuurunun doğumudur. Aynı zamanda 19 Mayıs; Türk milletinin ortak çatı altında buluşarak akıl, duygu, sağduyu, vizyon ve fedakarlık eşliğinde istikbaline sahip çıkışının tarihe mal olmuş milliyetçi kararlılığıdır. Bu sayede ümitsizlikler etkisizleştirilmiş, kırgınlıklar onarılmış, fikir ayrılıkları giderilmiş, tasa ve kıvancın ortak paydasında buluşularak Türkiye Cumhuriyeti’nin ana çatısı heyecanla örülmüştür. Milletçe, asırlar boyunca çok kayıplar verdiğimiz, çok bedeller ödediğimiz, çok badirelerle muhatap kaldığımız bir gerçektir. Fakat hiçbir felaket bizi yolumuzdan çevirememiş, hiçbir saldırı, hiçbir tahrik, hiçbir afet birliğimizi ve saflarımızı bozamamıştır. İnancım ve temennim odur ki, bundan sonra da olacak olan ve olması gereken budur. Türk milleti acılara, zillete ve ihanetlere boyun eğmeyerek tarihi ve kültürel varlığını korumuş, olgunlaştırmış ve idame ettirmiştir. 19 Mayıs bu uğurda nirengi noktası olmasının yanında, milli azimkarlığın en canlı ve en kat’i tezahürüdür. Dün olduğu gibi bugün de lazım olan aynı anlayışın gençliğe kazandırılması milli geleceğimiz açısından hayati derecede önemlidir. Gençlik, yeni fikirler, aydınlık düşünceler, taze güç ve dinamik bir kuvvetin karşılığı olarak, yaşlanması mukadder olan bir toplum yapısına giren zindeliği, atılganlığı, enerjiyi ve iyimserliği ifade etmektedir. Yüreği millet sevgisi ile dolu, ahlaklı ve imanlı; milletine, ülkesine, ailesine ve kendisine karşı sorumluluklarının bilincinde olan ve yüksek ülküleri amaçlamış gençliğin yetişmesi halinde Türk milletinin ve Türk devletinin bekası güvenceye kavuşabilecektir. Bu itibarla, yarınların teminatı Türk gençliğinin daha iyi ve daha sorumlu yetişmesi hepimiz için vazgeçilmez hedef ve görevdir. Bu duygu ve düşüncelerle, aziz milletimizin ve sevgili gençlerimizin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten hissiyatımla tebrik ediyorum. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarak milli doğruluşun başını çeken başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, kurtuluş mücadelemizin her safhasında pay ve katkısı bulunan kahramanlara, muhterem şehitlerimize ve ayrıca Soma’da kaybettiğimiz kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
|