Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 4’ncüsü Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü’nde ‘Dersim Kerbela’ydı Açıklamasına” yönelik yaptıkları yazılı basın açıklaması. 8 Kasım 2014
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin
“Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 4’ncüsü Uluslararası Hacıbektaş
Aşure Günü’nde ‘Dersim Kerbela’ydı Açıklamasına” yönelik yaptıkları
yazılı basın açıklaması.
8 Kasım 2014

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu bugün Nevşehir ilimizde düzenlenen, “4.Uluslararası Hacı Bektaş Aşure Günü” etkinliklerine katılmış ve çok talihsiz bir konuşma yapmıştır.

Başbakan, sözde Dersim katliamını Kerbela şiddetiyle bir görmüş ve modern bir Kerbela vakası olarak tanımlamıştır.

Dersim’deki hıyaneti, devlet ve millet aleyhine kurulan tuzakları, sahnelenen emperyalist oyunları Kerbela’ya benzetmek eğer cehalet değilse tam anlamıyla şuursuzluk örneğidir.

Davutoğlu ne dediğini bilmeyen, ne konuştuğunun farkında olmayan vesayet ve velayet altındaki bir siyasetçi olarak sürekli falso yapmakta, sürekli çuvallamaktadır.

Her defasında diliyle kalbi arasındaki çelişki gizlenemeyecek derecede ortaya çıkmaktadır.

Başbakan tarihi yanlışlara, gaflara ve skandallara arka arkaya imza atmaktadır.

Bu zihniyet başkalarının siyaset tasarımında sadece pasif bir öge olarak kurgulandığından vicdan ve basiretini vahim bir operasyon sonucunda aldırmış, ruh naklini de gerçekleştirmiştir.

Davutoğlu ‘stratejik hezeyanlarına’ devamlı ilaveler yapmakla selefini aratmamaktadır.

1930’lu yıllarda Dersim’de patlak veren isyan ve ihanet kalkışmasını Kerbela gibi İslam tarihinin en hassas ve en acıklı hadisesiyle ilişkilendirmek bir defa Ehl-i Beyt’in aziz hatırasına ağır bir hakarettir.

Davutoğlu Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni Yezidle bir ve aynı görmüş; canileri, teröristleri, o devrin PKK’lılarını Efendimizin kutlu torunu Hz. Hüseyin ile eşdeğer tutmuştur.

Başbakan’a hatırlatmak isterim ki;

Hz.Hüseyin haksızlık karşısında susmayan bir vicdan, zulüm karşısında eğilmeyen bir ahlak ve cesaret abidesidir.

İnandığı yoldan dönmeyen fazilet kalesi; tehdit ve tehlikeler karşısında yılmayan inanç anıtıdır.

Aynı zamanda onursuzca hüküm sürenlere karşı dik duran ve taviz vermeyen ulvi bir iradedir.

Böylesi mübarek bir büyüğümüzün, tazimle andığımız bu iman doruğumuzun şeref ve şehadetle özdeşleşmiş nurlu ismini devlet ve millet düşmanlarıyla eşitlemek manevi bir felaket, bağışlanması zor olacak bir günahkârlıktır.

Başbakan sadece Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizi değil, tüm inananları, tüm Müslümanları incitmiş, sarsmış ve manen eziyet etmiştir.

Kerbela, haksızlığın reddedilmesi, adaletsizliğin yok sayılması, Hüseyni ahlakın ayağa kalkışı ve başkaldırısıyken Dersim; rezilliğin, parçalanmanın ve şeytani hesapların kirli tezahürüdür.

Kerbela, vahşete karşı kıyam, fitneye karşı cephe, bölünmeye karşı panzehir iken Dersim; kardeşliğe karşı pusu, birliğe karşı nifak, kucaklaşmaya ve barışmaya karşı kurşundur.

Gücünü yalnızca koltuğundan alan, insaf ve vicdan fukarası çürük zihniyetlere tarihin en gür itirazı Hz. Hüseyin nefesiyle Kerbela’dan yapılmıştır.

Başbakan, Kerbela’yla Dersim’i eşitleyerek zalim ve canileri aklamanın, arındırmanın, arkalamanın boş hevesine, zillet kaygısına kapılmıştır.

Davutoğlu Yezid’i güldürmüş, Hz. Hüseyin’i kahretmiştir.

Hacı Bektaş Veli’den manen destur almaya, ikrar vermeye ve nasiplenmeye geldiğini söylemesine rağmen ağzından ayıplı sözleri bir bir çıkaran Davutoğlu İslam’a ve kutsal değerlerine iftira atmış, Türk milletinin tertemiz sicilini lekelemeye kalkışmıştır.

Başbakan Davutoğlu maksadını ve haddini aşan sözlerinden dolayı derhal özür dilemeli, pişmanlığını göstermelidir.

Başbakan’ın Kerbela kılıfını Dersim’in üzerine geçirmekle; yeni husumetlere, yeni bölünmelere, dahası kabuk bağlaması gereken yaraları yeniden deşmeye yeltenmesi yanına kalmayacaktır.

Unutulmasın ki, Dersim İsyanı bir Kerbela vakası değil, bir ‘kin belası’, bir ‘kan deryası’ olup hedefinde Türkiye’nin huzuru, büyük milletimizin beka ve birliği vardır.

Aksini iddia edenler Türkiye’nin yıkılmasına hizmet eden ve batılın tasmasını boynuna geçirmiş köksüz ve kimliksizlerdir.

Dersimdeki isyan elebaşları terörist olup, bu Yezid takipçilerinin Kerbela’da kanı dökülen mazlumlarla uzaktan yakından ilgisi olamayacaktır.

Başbakan Davutoğlu’nun isyankarlara, zulmedenlere, milletimizin ortak değer ve mirasına saldıran eşkıyalara özel ilgi ve ihtimamı başına çok iş açacaktır.

Bilinmelidir ki, Başbakan’ın Kerbela’daki masumları Dersim’deki alçaklarla yanyana getirerek mukayese etmesi densiz ve bedbaht bir açıklama olarak anılacaktır.