Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Maksadını Aşan, Sabır ve Tahammülleri Zorlayan Konuşmaları” hakkında yaptıkları yazılı basın açıklaması. 26 Aralık 2014
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Maksadını Aşan, Sabır ve Tahammülleri Zorlayan Konuşmaları” hakkında yaptıkları
yazılı basın açıklaması.
26 Aralık 2014

 

Türkiye her gün yeni bir sorunla, yeni bir tartışma ve anlaşmazlıkla karşılaşmakta, adeta imtihana çekilmektedir.

Milletimizin asıl ve öncelikli gündemleri ötelenmekte, örtbas edilmektedir.

Artan yoksulluk, azan yolsuzluk, kademe kademe çoğalan bölücü terör sorunları hasıraltı yapılırken; yapay konular, mesnetsiz ve uyduruk yorumlar kurnazca dolaşıma sokulmaktadır.

AKP zihniyeti ‘tavşana kaç tazıya tut’ politikasıyla yalanı, dolanı ve riyayı meslek edinerek bu alanda rekorlar kırmaktadır.

Namertlik sivrilirken nezaket ve nezahet yerlerde sürünmektedir.

Maneviyat dolandırıcılığı terfi alırken, dürüstlük ve doğruluk mumla aranmaktadır.

İhanet alkışlanıp ilgi ve takdir gördükçe; sadakat ve sağduyu irtifa kaybetmekte, milli ve manevi değerler çürümeye terk edilmektedir.

Ne hazin bir gerçektir ki, rüşvetçiler revaçta; yolsuzluk çeteleri, aldatma kadroları, haram lobisi kudurmuş gibi rezalet yarışındadır.

Ülke yönetiminde akıl ve ahlak kenara itilmekte, öfke ve kutuplaşma girdabı önüne ne gelirse çiğneyip yutmaktadır.

Gidişat hayırlı ve umut verici değildir.

Gelişmeler her açıdan, her yönden esef ve kaygı vericidir.

Türkiye’nin ağır meselelerini çözüme kavuşturma, milletimizin beklenti ve özlemlerini karşılama konusunda devlet ve hükümet ricali acziyet ve yetersizlik içindedir.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden, kaçak sarayda saltanat süren Recep Tayyip Erdoğan; söz ve fiilleriyle, tavır ve davranışlarıyla, tutum ve sinsi taktikleriyle ülkemizi kısır tartışmalarla boğmaktadır.

Cumhurbaşkanlığının saygınlığını zedeleyen, milli ve tarihi vasfını aşağılara çeken bu şahıs, Türkiye’nin başına çöreklenmiş, bahtını ve ufkunu hepten perdelemiş durumdadır.

Erdoğan’ın sürekli polemik üretmesi, bulduğu her fırsatta ucube değerlendirmeler yapıp ülkemizi anlam kargaşasına mahkum etmesi kabul edilecek bir hal değildir.

Açıktır ki Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan kaynaklı bir bunalım çemberine, üslup kirliliğine, hakaret çıkmazına mahkûm edilmiştir.

Erdoğan konuştukça Türkiye’nin tansiyonu yükselmekte, görüş ayrılıkları keskinleşmektedir.

Anayasal yetki ve sorumluluklarını çiğneyerek keyfiliği ve başına buyruk bir yönetimi kendisine rehber edinen bu sakil zihniyet Türkiye’nin altını oymakta, Türk milletinin dirliğine suikast düzenlemektedir.

‘Üç çocuk dayatması, ABD’nin keşfi meselesi, doğum kontrolü konusu, Türkçe’nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapılmayacağına’ dair köhnemiş bakışı Erdoğan’ın son marifetlerinden bazıları olarak dikkat çekmektedir.

Erdoğan’ın gündem saptırmak için tedavüle soktuğu sapık ve sağlıksız düşünceleri artık katlanılmayacak boyutlardadır.

Türkçe’ye şaşı bakan, Türkçe’yi aşağılayan, Türk dilini küçümseyen birisinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevini taşıyor olması tarihe, millete ve gelecek ülkülerine resmen kast etmektir.

Erdoğan’ın içinde ‘Türk’ kelimesinin geçtiği her kavram ve değere alerji duyması, çarpıtmaya ve çökertmeye çalışması hazmedilemeyecek milli ve ahlaki noksanlıktır.

Üstelik bu şahsın sözlerine keramet ve keyfiyet atfederek televizyon ve gazetelerde tartışmaya açan sözde aydın ve uzmanların, kurgulanan propaganda mekanizmasına köle gibi hizmet ettikleri ortadadır.

Ayrıca TÜBİTAK 2014 Yılı Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni’nde Erdoğan’ın ‘ihanet ve ahlaksızlık’ temalı konuşmasının, bilim ve bilim insanlarına suçlayıcı ifadelerinin bizatihi bilime ömrünü verenler tarafından alkışlanması da utanç vericidir.

Erdoğan akli ve kalbi melekelerini kaybetmiş bir görüntü çizmektedir.

Sağlıklı düşünme, sağlıklı karar ve irade oluşturma yeteneğinden mahrum olduğu da anlaşılmaktadır.

Aziz milletimiz, şimdilik Türkiye’yi esaret altına alan, çocuklarla uğraşan, rüşvet ve yolsuzluk iddialarından kaçan 17-25 Erdoğan’a kesinlikle mecbur ve müstahak olmayacaktır.

Erdoğan ya susmalı ya da sakat fikirlerinden çok acil ve derhal vazgeçmelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi Recep Tayyip Erdoğan’ın ciddiye alınacak bir yanının artık kalmadığına yürekten inanmaktadır.

Bu kapsamda olmak üzere, yandaş medya dışındaki basın ve yayın kuruluşları Erdoğan’ı gündeme taşımaktan, manşetlere yerleştirmekten tamamen uzak durmalıdır.

Erdoğan ıslah olmadan, makul bir terbiye ve teenni düzeyine gelmeden Milliyetçi Hareket Partisi’nin muhatabı olamayacak, gündem oluşturmak amacıyla sarfettiği temelsiz sözlerine asla itibar edilmeyecektir.

Bu konuda kararımız kesin ve kat’idir.