Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, “Antalya Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma. 16 Mayıs 2015
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
“Antalya Mitingi”nde yapmış oldukları konuşma.
16 Mayıs 2015

 

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Antalyalılar,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,

Türkiye’mizin bu kutlu yöresinde bulunmaktan son derece bahtiyarım.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Bu gün bizleri bir kez daha buluşturan Cenab-ı Allah’a şükrediyorum.

Buradan Akseki’ye, Aksu’ya, Alanya’ya, Demre’ye, Döşemealtı’na, Elmalı’ya, Finike’ye, Gazipaşa’ya, Gündoğmuş’a, İbradı’ya, Kaş’a, Kemer’e, Kepez’e, Konyaaltı’na, Korkuteli’ne, Kumluca’ya, Manavgat’a, Muratpaşa’ya, Serik’e en içten selamlarımı iletiyorum.

Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı yürekten tebrik ediyorum.

23 gün sonra yapılacak 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Allah’tan niyaz ediyorum.

Seçimlerin barış, huzur, olgunluk, güvenli ve demokratik yarış içinde geçmesini ümit ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum.

Hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

 

Muhterem Vatandaşlarım,

Aziz Antalyalılar,

23 gün sonra, yakın tarihimizin en kritik seçimi yapılacaktır.

Bu, bir siyasi partinin tercih edilmesinden de öte milli bir anlam taşıyan seçim olacaktır.

Sandıkta, milletimizin bekası oylanacaktır.

Sandıkta Türkiye’mizin geleceği belirlenecektir.

Türkiye ya AKP ile eksik kalmış bir yıkımı tamamlayacaktır.

Ya da kendi geleceğini kendi azim ve kararı ile tayin edecektir.

AKP ile geçen 13 yıllık sürede; tahrip edilmemiş hiçbir milli varlığımız, israf edilmemiş hiçbir değerimiz kalmamıştır..

Türkiye, rehin alınmak istenmektedir.

Türk milleti, teslim alınmak istenmektedir.

Tehlike büyüktür, tehlike vahşidir.

Türkün hürriyeti, Cumhuriyetin bağımsızlığı ve milli varlıklarımız bizzat AKP ile tehdit altındadır.

AKP işbirliği içinde olan ihanet çeteleri gözlerini Türkiye’ye dikmişlerdir.

Türk milleti ile yarım kalmış hesabı olanlar,

Ecdadımızın şanlı tarihinden utanç duyanlar,

Türk Devletini asırlık emellerine engel görenler,

Güzel vatanımızı ve aziz milletimizi bölmek, çökertmek istemektedir.

Tehlike her yandadır. Her kesimi sarmıştır.

Tehlike elden çıkarılmak istenen Kıbrıs’tadır.

Tehlike soydaşlarımızın katledildiği Kerkük’tedir.

Tehlike kaçak ve karanlık saraydadır.

Tehlike AKP – HDP – PKK - Barzani ittifakındadır.

Tehlike hangi köşeden hangi caninin çıkacağı belli olmayan sokak aralarındadır.

Tehlike şiddetin, uyuşturucunun kol gezmeye başladığı okullardadır.

Tehlike mücadele azmini kaybetmek üzere olan çiftçinin hayat kaynağı tarlalardadır.

Türkiye tehlikelere teslimdir.

Türkiye tehdit altındadır.

Milli güvenlikle ilgili değerlendirmeler bir tek kişinin keyfine kalmıştır.

Adalet kundaklanmaktadır.

Hukuk katledilmektedir.

Ahlak yerlerde sürünmektedir.

Kimsenin kimseye güveni kalmamıştır.

AKP korku devletini kurmuştur.

Telefonlar dinlenmiş, haneler gözetlenmiş, insanlar izlenmiştir.

Demokratik hak ve özgürlükler ağır bir operasyon geçirmiştir.

Türkiye telekulak çetelerinin merkezi haline gelmiştir.

Türkiye kumpasçıların eline geçmiş, rüşvetçilerin, rezillerin tutsağı olmuştur.

Antalyalı kardeşlerim, soruyorum sizlere;

AKP’yle huzurunuz kaldı mı? (Hayır)

AKP’yle ümidiniz kaldı mı? (Hayır)

AKP’yle refahınız kaldı mı? (Hayır)

AKP tehditin yegane kaynağıdır.

AKP musibetin vahasıdır.

Tehdit yoksullaşan milyonların muhtaç olduğu, aş pişmeyen mutfaklara kadar uzanmıştır.

Tehdit huzur ve esenliğimize kadar ulaşmıştır.

Tehdit milli değerlerimize kadar yanaşmıştır.

Tehdit Cumhuriyetin birikimlerine dayanmıştır.

Tehdit tüm Türkiye’yi sarmıştır. 

Konu artık iyi veya kötü yönetim konusu olmaktan çıkmıştır.

Doğru icraat, yanlış icraat tartışması olmaktan çok farklı noktalara gelmiştir.

Devlet ve milletçe var olma, yok olma noktasına dayanmıştır.

AKP bütün bu felaketin gerçek ve ilk sorumlusudur.

Değerli vatandaşlarım AKP ile ilgili kanaatlerinizi bir kez daha almak istiyor ve şimdi sizlere soruyorum:

AKP ile sıkıntılarınız ortadan kalktı mı? (Hayır)

AKP ile yoksulluğunuz ortadan kalktı mı? (Hayır)

AKP ile yolsuzluklar ortadan kalktı mı? (Hayır)

AKP ile bölücülük ortadan kalktı mı?  (Hayır)

Türkiye’de bugün istikrar var mı? (Hayır)

Elbette Hayır Antalyalı Kardeşlerim.

Gören göz, işiten kulak ve halkın içinde yaşayan herkesin ortak kararı budur.

Türkiye, AKP ile soygun, ihanet, talan ve sömürü döngüsüne mahkûm olmuştur.

Türkiye, AKP ile açlıkla, adaletsizlikle, ahlaksızlıkla ve asayişsizlikle karşı karşıya kalmıştır.

Türkiye yapay çatışma ve cepheleşmelerle vakit kaybetmiştir.

Ancak birileri bu rezaletlerin adını istikrar koymuş, bozuk plak gibi tekrarlayıp durmaktadır.

Şimdi diyorlar ki, AKP giderse istikrar bozulurmuş.

AKP iktidardan inerse istikrardan eser kalmazmış

Erdoğan’a göre, bizim istikrar diye bir derdimiz yoktur.

Davutoğlu’na göre istikrar demek  AKP demekmiş.

Vicdanına güvendiğim değerli Antalyalılar, bu Türkiye tablosunun neresinde istikrar görüyorsunuz?

Bu kaosun, bu yalan sultasının, ihanet ve melanet saltanatının neresini istikrar buluyorsunuz?

Bazıları AKP’nin devamını istemektedir.

Bunun adını da istikrar koymaktadır.

İstikrar adına AKP’yi isteyenler işbirlikçilerdir.

İstikrar adına AKP’yi destekleyen bölücülerdir.

İstikrar adına AKP’yi bekleyen yağmacılardır.

İstikrar adına AKP’ye katkı sağlayan Türk düşmanlarıdır.

İstikrar adına AKP’yi isteyenler Sevr sevdalılarıdır.

İstikrar adına AKP’yi gözleyenler faiz lobisi, rant lobisidir.

İstikrar adına AKP’yi tercih eden 17-25 Aralık’ta yakayı ele veren rüşvetçi, hırsız ve utanmaz yandaşlardır.

Kargaşa, kavga, hakaret, işsizlik, açlık, soygun.

Bu mudur istikrar.

İstikrar denilen bu tahribat mıdır?

Değerli Antalyalılar, Türkiye’de halka yansıyan bir istikrar yoktur, ama ceplerini dolduran güruhun sayısında istikrarlı bir artış vardır.

Nitekim sayısı dört olan dolar milyarderleri AKP döneminde 24’e kadar çıkmıştır. 

AKP’nin kime yaradığı da böylece ortaya çıkmıştır.

AKP iktidarının geride kalan onüç yılı bulan icraatıyla Türkiye’de;

Yoksullukta istikrar vardır. 20 milyon kişi yoksuldur ve artış göstermektedir.

Açlıkta istikrar vardır. 1 milyon kişi açtır ve her gün çoğalmaktadır.

Yolsuzlukta istikrar vardır. Giderek tırmanmakta, tarihi rekorlara imza atmaktadır.

Vurgun ve hırsızlıkta istikrar vardır. Çığ gibi yayılmaktadır.

Bunların istikrarlı Türkiye dedikleri budur.

Yağma ve talan düzeninin devamını isteyenlerin istikrardan anladıkları bunlardır.

Aziz vatandaşlarım bu istikrar masalının diğer ayağı ise başarı ve büyüme masalıdır.

Memleketin dört bir yanında iflaslar ve işten çıkarmalar yaşanmadı mı?

Borçlar ödenemeyecek seviyeye yükselmedi mi?

İşletmeler kapanmadı mı?

Artan işsizliktir, perişan düşen çiftçilerdir.

Kaybeden turizmcidir, kazanan başkalarıdır.

Davutoğlu’na bakarsak her şey iyidir. Erdoğan’ı dinlesek, her şey mükemmeldir.

Bunlara göre Türkiye büyümektedir.

Bunlara göre dünya AKP’nin başarısını alkışlamaktadır.

Ecdad yadigarı vatan topraklarından namertçe kaçtılar, Süleyman Şah’ın türbesini kamyona yükleyip Eşme’de soluğu aldılar.

Sonra da başardık, dünya bizi alkışladı diyerek Antalyalılarla alay ettiler.

Hezimete zafer dediler, çarpıklığa başarı ismini koydular, dünyanın 13 yıldır kendilerini alkışladığını söylediler.

Peki değerli Antalyalılar, sizler AKP’de başarı görüyor musunuz? (Hayır)

AKP’yi alkışlıyor musunuz? (Hayır)

AKP’nin büyüme ve zenginlik masalına inanıyor musunuz? (Hayır)

O halde, bu kararınızı göstereceğiniz yer 23 gün sonra karşınıza gelecek olan seçim sandığıdır.

7 Haziran; ahlaksızlığa karşı erdemin mücadelesine sahne olacaktır.

7 Haziran; vurguna ve yolsuzluğa karşı namusun gücünü teyit edecektir.

7 Haziran; yağma ve peşkeşe karşı yüksek ahlakın dirilişi olacaktır.

7 Haziran’da;  istismara, iftiraya, çirkefe karşı, şeref ve haysiyet üstün gelecektir.

Bu seçim, bölünmeye, kargaşaya ve düşmanlığa  karşı milli birliğin seçimi olacaktır.

Bu seçim, sömürülmeye, yabancılaşmaya karşı, milliyetçiliğin ve milli duruşun seçimi olacaktır.

Bu seçim, buhrana sürüklenen Türkiye’nin kurtuluşu için uçurumdan önceki son kavşaktır. Son çıkıştır.

Türkiye bu seçimi kaçırırsa, dört yıl sonra artık her şey için çok geç kalınmış olacaktır.

Antalya hakkını aramak için ayağa kalkmıştır.

Antalya 17-25 Erdoğan ve Serok Ahmet’ten hesap sormak üzere artık kararını vermiştir.

Antalya işbirlikçilerin yakasına yapışmak üzere yürüyüşe geçmiştir.

Bu yürüyüş Akdeniz kadar görkemlidir.

Bu yürüyüş güneş kadar parlaktır.

Bu yürüyüş Toroslar kadar dik ve tavizsizdir.

Ve Antalyalılara güveniyorum.

Antalyalı ile iftihar ediyorum.

Onlar bu milli uyanışın kaynağı oldular.

Heyecanla, coşku ile bu meydana koştular.

Antalya çaresizliğe karşı MHP diyor.

Antalya yoksulluğa karşı MHP diyor.

Antalya yolsuzluğa karşı bir tek MHP var diyor.

AKP zalimlerle yanyana duruyor, biz milletle yürüyoruz.

AKP hainlerle yanak yanağa oturuyor, biz tarihle yürüyoruz.

AKP Türklük düşmanlarıyla el ele geziyor; biz Antalya’yla yürüyoruz.

Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz? (Evet)

Bu cesaret, bu atılganlık, bu dik tavrınız ve tercihinizden dolayı hepinize şükranlarımı sunuyorum.

 

Aziz Antalyalılar,

Türkiye’mizin en güzel yörelerinden birinde bulunmaktasınız.

Karşınızda mavi bir deniz,

Üstünüzde parlayan bir güneş,

Arkanızda yeşil bir orman,

Ve önünüzde uzayıp giden sahiller vardır.

Her hizmetin verildiği bol yıldızlı oteller sahilleri doldurmuştur.

Her şeyin satıldığı büyük marketler caddeleri süslemektedir.

Her zevke hitap eden eğlence yerleri dolup taşmaktadır.

Ve bunların arasında yüzleri gülen, cıvıl cıvıl insanlar bulunmaktadır.

Bu tabloda Antalyalılar yoktur.

Etrafınızda bir cennet var ancak, ancak sizler güzelliklerden mahrumsunuz.

İmkanlar size kapalıdır.

Çünkü cebinizde paranız yoktur.

Hepsinden önemlisi eğlenecek takatiniz yoktur.

İnsanca paylaşım ve adaletli bölüşümden payınızı alamadığınız ortadadır.

Geçim peşindesiniz, hayat mücadelesiyle uğraşıyorsunuz.

Var olan zenginliğin içinde olanlarınız ise başkalarına hizmetle meşguldür.

Birileri eğlenirken, sizler bakıyorsunuz.

Birileri gezerken, sizler zorluklarla boğuşuyorsunuz.

Yorulan siz, dinlenen başkalarıdır.

Üreten siz, tüketen başkalarıdır.

Elbette Antalya Türk milletinin misafirperverliğini en iyi şekilde göstermelidir.

Çünkü Antalya dünyaya dönük yüzümüz, iftiharımızdır.

Fakat sizlerin de dünya gözüyle refah hakkınızdır.

Sizlerin rahata ulaşması layığınızdır.

Hakkaniyeti arıyorsak, siz de çalıştığınızın karşılığını almalısınız.

Geliştiği, büyüdüğü söylenen; gerçekte ise sorunlara teslim olan turizm olması gereken seviyelerde değildir.

Azalan turist sayısı, düşen turizm geliri şüphesiz sizleri olumsuz etkilemektedir.

Antalya’nın, sahil şeridindeki eğlence kuşağından ibaret olmadığını biliyorum.

Antalya’daki eşitsizliği, adaletsizliği açıkça görüyorum.

Yurt dışından turist geliyor tatil için.

Anadolu’dan Toroslar’dan, Teke’den ise vatan evladı geliyor turiste hizmet için.

Turist arttıkça iş bulma umuduyla göç de artıyor,.

Antalya Türkiye’nin nüfusu en hızlı artan illerinden biri oluyor.

Gelenler umutsuz ve çaresiz, kalanlar da yılgın ve bezgin.

Antalyalı günden güne yoksullaşıyor. Gelir dağılımı adaletsizliği alarm veriyor.

Suçlar giderek artıyor.

Can güvenliğiniz azalıyor.

Ve hükümet ne yapıyor: Yalnızca seyrediyor.

Çarpık turizm politikaları bu sektörü giderek yabancılaştırıyor.

Ve Hükümet ne yapıyor? Sadece izliyor.

Hatta alkışlıyor. Destekliyor.

Peki biz ne yapıyoruz bu arada Antalyalı olarak, Anadolu’nun evladı olarak.

Yabancının yemeğini yapıyoruz.

Taşıtlarla gezdiriyoruz.

Hizmetinde bulunuyoruz.

Bahşişi ile yetiniyoruz.

Kaçınız bu otellerde tatil yapabildi?

Kaçınız bu otellerin kapısından girebildi?

Kaçınız yılda bir hafta tatil yapabildi?

Güneş sizin, kum sizin, orman sizin.

Vatan sizin, kaynak sizin.

Peki yararlanan siz misiniz?

Antalyalı zor durumdadır.

Rekor kırdığı söylenen turist sayısı Antalyalı’ya yansımamıştır.

Her şey dahil turizm organizasyonları esnafı artık tamamen tüketmiştir.

Ortada gezinen turist yoktur. Turist oteldedir.

Her gün bir kepenk, gerisinde borç bırakarak kapanmaktadır.

Çiftçilik, tarihinin en kötü yıllarını yaşamaktadır.

Nitekim ürünler para etmiyor, yüz güldürmüyor.

Seralar çıkmazdadır.

Tarımdaki girdi maliyetleri çiftçilerimizi bunaltmıştır.

En çok işin olması gereken bu bölge işsiz kaynamaktadır.

Durum buysa, gençlerimize işi kim bulacaktır?

Erdoğan’a baksanız “İş beğendiremiyoruz” demektedir.

Davutoğlu’na kansak, Davos’ta önüne gelene iş vaat etmektedir.

Antalya’ya baksak felaket görülecektir.

Türk milleti, başka milletlerin kalkınması için emeğini daha ne kadar israf edecektir?

Türkiye kendi kaynaklarını kendisi için ne zaman harekete geçirecektir?

Hür, tok, onurlu ve bağımsız bir hayata ne zaman kavuşacaktır?

Ben sizlere buradan müjdeliyorum değerli Antalyalılar:

Bu hayalleriniz Milliyetçi Hareketin iktidarında gerçekleşecektir.

Amacımız, niyetimiz, hedefimiz budur.

Antalyalı kardeşim, çare vardır.

Antalyalı kardeşim, yalnız değilsin, yardım eli çok yakınındadır.

Elinizden tutacak ve yükseltecek bir kudret yanı başınızdadır.

Çaresizliğe karşı MHP vardır.

Yoksulluğa karşı MHP vardır.

Yolsuzluğa karşı MHP hepinizin yanındadır.

Antalyalı uyandı, Antalyalı çıkarcıların oyununu okudu.

Ve Antalyalı soyguna, yolsuzluğa, sömürülmeye, onursuzluğa ve bölünmeye karşı cephe aldı.

Buradan hepinize soruyorum.

7 Haziran günü geldiğinde;

Milletimize sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

Geleceğinize sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

Antalya’mıza sahip çıkmaya hazır mısınız? (Evet)

Sizleri kutluyorum.

Ya onurlu ve huzurlu bağımsız bir millet olarak yaşayacağız,

Ya da küresel oyunlara boyun eğerek her türlü zillete katlanacağız.

Ya işbirlikçi AKP zihniyetinin gerilim ve kavgaları ile dört yılı daha pişmanlıkla geçireceğiz.

Ya da milli kimliğin teminatı, milliyetçiliğin adresi, milli devletin savunucusu Türkiye Sevdalılarına destek vereceğiz.

İnanıyorum ki Antalyalı, sorunlara Başkentimiz Ankara’dan bakan;

Meseleleri Türkçe okuyan;

Milli Mücadele ruhunu taşıyan;

Cumhuriyet değerlerine sahip;

İnançlara saygılı; Milliyetçi Hareketi iktidar yapacaktır.

Gelişmeler o yöndedir.

Ortak paydamız, vatan ve bayrak sevgisidir.

Ortak değerimiz, “Ne mutlu Türküm diyene” diyebilmektir.

Ortak noktamız, Türkçe seslenebilmektir.

Şu anda bu sıcakta bahçesinde, tarlasında emek veren ter döken Antalyalı kardeşim gelin birlikte olalım.

Şu anda bir Antalya Otelinde turistlere hizmet vererek ekmeğini kazanan vatan evladı gelin birlikte yürüyelim.

Şu anda kamyonunu süren şoför, kara kara düşünen esnaf, yaylasında hayal kuran Yörük kardeşim, gelin hevesle ve heyecanla yürüyelim.

Şu anda bir umut kapısı arayan emeklimiz, işsizimiz, memurumuz, gençlerimiz, gelin Türkiye’ye birlikte sahip çıkmak için yürüyelim.

O halde bunun yolu, tam 23 gün sonra, tertemiz ellerinizle sandıkta üç hilale vuracağınız evet mühründen geçmektedir.

Soruyorum sizlere;

Sandığın başında elinize aldığınız EVET mührünü üç hilale basacak mısınız? (Evet)

EVET mührünü üç hilale vuracak mısınız? (Evet)

Sandık önüne gittiğinizde tarihi bir tercih yapacaksınız. Ve eminim ki;

Huzur için, emniyet için, barış için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Şeref için, haysiyet için, kudret için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Birlik için, kardeşlik için, kimlik için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Refah için, aş için, iş için, gelecek için “MHP’ye evet” diyeceksiniz.

Pişmanlığa zaman kalmadı.

Türkiye’mizin de sabrı tükendi.

Türkiye için “Tek başına MHP”nin iktidarı lazımdır.

Antalya için “Tek başına MHP” şifa ve umuttur.

AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor.

Artık siyasi taassup ve tarafgirlikle hareket edecek vakit kalmamıştır.

AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi enkaza çevirmiştir.

AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa birlikte yürüyelim.

Bunlarda hayır yoktur, bunlarda ümit yoktur, bunlarla huzur yoktur.

CHP’ye oy veren vatandaşlarım, Atatürk’ün kurduğu partinin halini görünüz. Alkışçıların düştükleri acıklı manzaradan ibret alınız.

Çağrım bu defa bizimle yürüyün.

Kararsız duran, henüz tercihini yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanında.

Teröre karşı, bölünmeye karşı, hırsızlara karşı, rüşvetçilere karşı bizimle yürü Antalya.

Refah ve mutluluksa aradığınız; iş ve aşsa istediğiniz bizimle yürüyün.

Yürüyüşümüz, korkaklara karşı cesurların yürüyüşüdür.

Yürüyüşümüz, ahlaksızlığa karşı namusluların yürüyüşüdür.

Yürüyüşümüz, talana ve yalana karşı şerefin yürüyüşüdür.

Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)

Zalime karşı beraber miyiz? Haine karşı birlikte miyiz? Başkanlık sistemi düşleyen 17-25 Aralık çetesine, PKK’yla yeni Anayasa planlayan zorbalara karşı aynı safta mıyız? (Evet)

İşte Antalya’nın cevabı budur.

İşte Antalya’nın sedası bu kadar samimi, bu kadar içtendir.

Allah hepinizden razı olsun, Allah hepinizi gözetsin, inşallah rahmetiyle bereketlendirsin.

 

Değerli Vatandaşlarım,

3 Mayıs’ta, Seçim Beyannamemizi Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek adıyla ilan ettik.

Ne mutlu bizlere ki, Türk milleti söz ve hedeflerimizi heyecanla karşılamıştır.

Beş ana projemizle milletimizin tüm sıkıntılarını çözmek için yola koyulduk.

Diyorum ki, yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz.

Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz.

Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz.

Üreten Ekonomi Programımızla aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz.

Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır.

Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır.

Turizm sektöründeki başıboşluğu giderecek, yapısal sorunları çözeceğiz.

Başta Turizm Teşvik Kanunu, İş Kanunu, Kıyı-Kenar Kanunu olmak üzere sektörle ilgili diğer kanunlardaki değişiklikleri de kapsayan bir turizm çerçeve kanununu acilen çıkaracağız.

Kamu ve özel sektör işbirliği ile yeni bir Turizm Strateji Belgesi ve Turizm Eylem Planı hazırlayacağız.

Türk turizminin ivme kazanması ve emsallerine oranla sıçrama yapmasını sağlayacağız.

Bu çerçevede Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı yeniden yapılandıracağız.

Dünya turizminden çok daha fazla pay alacağız.

Konaklama biçimlerini esnafımızı güçlendirecek, yerel ekonomiye azami katkı sağlayacak biçimde çeşitlendireceğiz.

Turizm bölgelerinde imar planlarını gözden geçireceğiz.

Türk turizminin yüz akı Antalya, bizimle yürümeye var mısın?

Emeklilerimize sesleniyorum, Mart ayında 1400, Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği almak için bizimle yürüyün.

Emeklilerimizin banka promosyonu alabilmeleri için, esnafın emekli aylığından kesilen sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması için kararlı adımlarla yürüyoruz.

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını mutlaka yükselteceğiz.

Kamu çalışanlarımıza çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylıklarına aynen yansıtacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini kökten gidereceğiz.

Asgari ücreti net 1400 liraya çıkarmak, büyükşehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vermek, evi olmayan muhtaç ailelere 250 lira kira yardımı yapmak için hevesle yürüyoruz, bize katılmaya hazır mısınız?

Asgari ücretten vergi almayacağız, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirini vergi dışı bırakacağız.

İmamsız ve müezzinsiz cami bırakmayacağız.

Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız.

Alevi inanç önderlerinin akademik seviyede eğitilmesi için İlahiyat Fakültelerinde “Tasavvuf İlimleri Bölümü” kuracağız.

Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani asgari 1400 lira olması için gereğini yapacağız.

Köy ve mahalle ihtiyar heyetinde görev alan kardeşlerimin her ay 150 lira huzur hakkı alması için lazım gelen tedbirleri alacağız.

Alın teriyle toprağı işleyen çiftçi kardeşim, Allah’ın izniyle yüzünü güldüreceğiz. Başta mazot, gübre ve yem olmak üzere temel girdileri ucuzlatacağız.

Antalya’nın desteğiyle; mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldırmak için yürüyoruz, bize katılmaya var mısınız?

Çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz.

Tarımı canlandırmak, çiftçimizi, hayvan üreticimizi borçtan dertten kurtarmak için bizimle yürüyecek misiniz?

Hayvan üreticilerimizin yem ve kepek başta olmak üzere, kullandıkları girdilerdeki KDV’yi yüzde 1’e düşürmek için yürüyüşümüzü hızlandıracağız, bizimle yürüyecek misiniz?

Antalya’ya müjdeler olsun, orman köylümüzün mağduriyetini gidermek için, 2/B sorununu adil bir şekilde çözmek için hazırlıklıyız.

Canlı hayvan kaçakçılığını önlemek, et ve sütte garanti fiyat uygulamak için heyecanlıyız.

Esnaf ve sanatkâr kardeşim, yeni işyeri açtıysan, meraklanma beş yıl süreyle gelir vergisinden seni muaf tutacağız.

İlave olarak, kendi adına ödediğin sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır.

Şoför esnafımız aklımızdan çıkarmadık, aldığın yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Hayırlı olsun.

Kamyon, otobüs, dolmuş ve taksi şoförlerimiz; çalışma sürelerinizin her 4 yılı için bir yıl fiili hizmet zammı alacaksınız. Kutlu olsun.

Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesi yapacağız. Emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri gidereceğiz. Herkesin gözü aydın olsun.

Esnaf ve sanatkarlarımızın emekli aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesine son vereceğiz.

Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz?

İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz.

Yoksul kardeşim, 23 gün daha sabret, senin sorunlarını tamamen bitireceğiz.

Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır.

Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında artırıp yüzleri güldüreceğiz.

Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. Uğurlu olsun.

İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız.

Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız.

Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız.

İlköğretime ve ortaöğretime devam eden evlatlarımızın annelerine muhtaçlık durumlarını dikkate alarak en az 50 lira vereceğiz.

Aylık 200 kilowatsaatin altında elektrik tüketen ve ödeme gücü olmayan vatandaşlarımıza yüzde 75 indirim yapacağız. Hayırlı olmasını diliyorum.

Elektrik şirketlerinin kusurlarından kaynaklanan kayıp kaçak bedeli sizlerden alınmayacaktır. Sayaç okuma ve benzeri tüketime bağlı olmayan giderler vatandaşlarımıza yansıtılmayacaktır.

18 yaşını doldurmuş ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen engellilerimizin aylıklarını 600 liraya, 18 yaş altı engelli aylığını ise 400 liraya çıkaracağız.

Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız.

Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden istifade etmelerinin önünü açacağız. Kadrosu olmadan çalışan öğretmenlerimizi kadroya almanın yanında, atanamayan öğretmen çilesine son vereceğiz.

Her öğrencimize, başarılı olmak kaydıyla, 10 bin liraya kadar yükseköğretim kuponu vereceğiz.

Üniversite sınavlarını kaldıracağız.

Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız.

Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirecek, bu kapsamda polislerimizin ek göstergesini 3600’e çıkaracağız. Hayırlı, uğurlu olsun.

Astsubaylarımızın intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini gidereceğiz.

Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz. Köleliği andıran işçi çalıştırma düzenine son vereceğiz.

Kapatılan belde belediyeleri, özel idareleri ve köyleri yeniden kuracağız.

Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız.

Bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacak, milli birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirecek yeni bir anayasayı inşallah hazırlayacağız.

Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Antalya.

7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet)

7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Genel seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır.

Tek başına iktidarımız, Türkiye’nin yeniden ayağa kalkmasını sağlayacaktır.

Rabbim hepinizden razı olsun.

Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Sağ olun, var olun.

Bizimle Yürü Antalya.

Bizimle Yürü Türkiye.

Ne mutlu Türküm Diyene.