Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,
Aziz Rizeliler, Muhterem Vatandaşlarım, Değerli Dava Arkadaşlarım, Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler, Millet ve memleket sevdalısı bu vatan köşesinde sizlerle buluşmanın kıvancını yaşıyorum. Milli Mücadele kahramanlarından merhum İpsiz Recep’in torunlarıyla hasret gidermekten onur duyuyorum. Uşaklar, hemşerilerim, bugün bir destan yazıyorsunuz, bugün Türk siyasetine istikamet veriyorsunuz. Hepinizi özlemle kucaklıyorum. Ve sizleri saygılarımla selamlıyorum. Ardeşen’e, Çamlıhemşin’e, Çayeli’ne, Derepazarı’na, Fındıklı’ya, Güneysu’ya, Hemşin’e, İkizdere’ye, İyidere’ye, Kalkandere’ye, Pazar’a selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen, katkısı bulunan her dava arkadaşımı yürekten kutluyorum. 11 gün sonra yapılacak 25’nci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin ülkemizin birliğine, milletimizin dirliğine, insanımızın refahına en üst düzeyde katkılar sağlamasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Seçimlerin barış, huzur, güven ve demokratik yarış içinde geçmesini temenni ediyor, siyasi partilere ve milletvekili adaylarımıza başarılar diliyorum. Ve hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.
Muhterem Rizeliler, Değerli Dava Arkadaşlarım, Rize’nin hasreti içimizde kor gibiydi. Çok şükür bu hasreti dindiriyoruz. Rize’nin sevgisi yüreğimizde her daim canlıdır. Ve Rize olmadan yürüyüşümüz aksayacak, bir yanımız eksik kalacaktır. Rize yiğit ve sözüne güvenilir insanların diyarıdır. Rizeli samimi ve sıcak mizaçlı, dost ve kardeşlik yanlısıdır. Doğru bildiğini çekinmeden söyler, Hak bildiği yoldan kesinlikle sapmaz. Kasvetli ve bulutlu havalar sizin güneş gibi parlayan gözlerinizi hiçbir zaman örtememiştir. Rizeli’nin başı diktir ve asla boyun eğmeyen bir tabiata sahiptir. Hiç kimse Rize’nin potansiyel gücünü inkar edemeyecektir. Hiçkimse Türkiye’ye kattığınız güzellik ve değerleri yok sayamayacak, ikinci plana atamayacaktır. Allah var ya, biz Rize’yi seviyor, birlikte yürümek istiyoruz. Aramızdaki yapay mesafeleri kaldırmak, beraberce huzur ve selamete adım atmak istiyoruz. Niyetimiz halis, akıbetimiz iyi olacaktır. Gayemiz Rize’nin istismara kurban edilmiş yıllarını telafi etmektir. Amacımız Rize’ye hak ettiği hizmet ve yatırımları kazandırmaktır. Rize sevgisi lafta olmaz. Rizeli böyle kurnazlığa inanmaz. Yeri gelince Rize’yi hatırlayıp, işine gelince de başka yerlerin adıyla geçinenlere kanmaz, aldırmaz. Rize yanlışta diretmez. Rizeli gaflet ve dalalete asla şans tanımaz. Rize’nin her köşesi bereketlidir. Ovalarınız, akarsularınız, gelenek ve görenekleriniz kardeşliğimizin bereketini ispat etmektedir. Fakat Rize’ye verilen sözler çok çabuk unutulmuştur. Aranızdan çıkıp Türkiye’yi yönetenler sizleri hep sona bırakmıştır. Bu itibarla Rize sorunludur. Rize işsiz, yoksul ve bitkin durumdadır. Bu acı verici tabloyu hepinizi yaşarak biliyorsunuz. Biliyorsunuz bir süre önce Başbakan Davutoğlu buraya gelmişti. Torunu münasebetiyle Rizeli olduğunu söylemiş, İyidere’de Çaykur tarafından yapılmakta olan Çay Paketleme Tesisi’ni unutmuş olacak ki, “İkizdere’deki maketleme fabrikasını kısa zamanda açacağız” diyerek, tarihi bir gafa imza atmıştı. Davutoğlu, Rize’de neyin olup olmadığını, hangi tesisin nerede kurulup kurulmadığını dahi bilmediğini böylelikle gözler önüne sermişti. Rize’ye bu kadar yabancı bir yönetim anlayışının, sözüm ona hemşeri bağından nemalanmaya çalışması ayaklarına dolanmıştır. Davutoğlu gitsin Diyarbakır’da serok olsun, gitsin Kobani’yi selamlasın, Kandil çetesiyle yanak yanağa selamlaşsın. Yetmezse İmralı canisiyle selam çemberi kursun, Oslo’da kurulan pazarlık masalarından teröristlere selam olsun diye seslensin. Çünkü Davutoğlu’nun tek yaptığı önüne gelene selam vermek, aklına eseni selamlamaktır. Şüphesiz selam da, kelam da Allah’ındır. Fakat bu gafil Başbakan düşmanlara da selam vermeyi marifet ve başarı görmektedir. Sarayın gölgesine yatan Davutoğlu ahlaken tükenmiş bir Başbakan’dır. Hiçbir sözünün inandırıcılığı yoktur. Hiçbir hedefinin kalıcılığı ve saygınlığı görülmemektedir. Davutoğlu kendisine “Sivas’ta yiğido, Van’da Mela, Adıyaman’da Vezir, Elazığ’da Gagkoş, Erzurum’da Dadaş, Aydın’da efe derler” iddiasındadır. Ama en yakışan sıfatı ise seroktur. Serok Ahmet bu kadar unvanı nasıl taşıdığını, kartvizitine nasıl sığdırdığını bir türlü açıklayamamıştır. Peki Sayın Davutoğlu, senin bilmediğimiz daha kaç masken vardır? BOP’a çanak tutarken sana ne diye hitap etmişlerdir? Pensilvanya’ya gizli gizli giderken hangi Ahmet devreye girmiştir? Müslüman katillerine mihmandarlık yaparken hangi Ahmet öne çıkmıştır? Stratejik derinlik isimli kabus senaryosunu kaleme alırken sen ne oldun, hangi sıfatı kazandın? Sıfır sorun dedin, komşularla düşman saflara bölündün; sıfır Ahmet oldun. Kutuplaşmadan medet umdun, Kiziroğlu Mustafa isimli seçim müziğimizi aşırdın, kıriz Ahmet oldun. Türkiye’nin 2002’den önce piyade silahı dahi yapamadığını ileri sürdün, biz delilleriyle bunun aksini ispat ettik, yalancı Ahmet oldun. Bakanlar Kurulu’na başkanlık edemedin, zelil Ahmet oldun. Başbakanlık makamını başkanlık sistemine geçmek için kullanmaya ve ortadan kaldırmaya azmettin, yıkım Ahmet oldun. HDP-PKK-İmralı canisi ve Barzani’yle ihanet balayına çıktın, bölücü Ahmet oldun. Ama sıra Rize’ye gelince ilçelerini bile karıştırdın ve sınıfta kaldın. Davutoğlu boşuna meydan meydan dolaşmaktadır. Çünkü AKP’ye destek istemesi hikayedir. Davutoğlu’nun Başbakanlığı 7 Haziran’a kadardır. Her şart ve durumda tasfiye edileceği ortadadır. Kaldı ki hezeyanların sebebi de budur. MHP’ye saldırmasının altında korku vardır. Bakınız Rizeli kardeşlerim, demokrasi tahammül, sabır ve saygı sistemidir. AKP, partimizin afişlerine bile tahammülsüzdür. Kırıkkale Sul Ceza Hakimliği, “Ak Saray Değil Kara Saray”, “17-25 Aralık’ı Unutma” temalı afişlerimizi Cumhurbaşkanı’na hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla toplatılmasına hükmetmiştir. Demokratik eleştirimize ket vurulmuştur. Milletimizin hak ve hukukunu savunma arayışımıza engel olunmak istenmiştir. Kuvvetli suç süphesiyle yürüyüşümüz kösteklenmek istenmiştir. Uşak’ta bir partilimiz, hem de parti binamızda, uyduruk gerekçelerle mesnetsiz yere göz altına alınmıştır. Mitinglerimizi yaptırmamak, müsait halde bulunan açık alanları vermemek için bin dereden su getirilmiştir. AKP’li Rize Belediyesince “kaçak düğün yapılıyor” gerekçesi ile buradaki seçim iletişim merkezimiz bile mühürlenmiştir. Biz bu haksızlıkları Rizeli kardeşlerimizin vicdanına bırakıyor, kararı sizlerin vermesini bekliyoruz. Afişlerimizi indirseler de, 17-25 Aralık vicdanlara kazınmıştır. Afişlerimizi toplatsalar da, çay paranızdan kesilen paralarla yapılan kaçak ve karanlık saray herkesin gözünün önündedir. Mitinglerimizi sabote etmeye kalkışsalar da, gerekirse her mahalle arasına kürsü kurarız, gerekirse her kapıyı çalarız, gerekirse her insanımıza bire bir doğruları yılmadan, korkmadan anlatırız. Alayı üstümüze gelsin. Alayı devletin tüm imkanları kullanarak bize saldırsınlar. Hepsine tek başımıza yeteriz. Hepsini sandığa kadar kovalar, adalete çıkarırız ve bunu da yapacağız. Biz sadece milletimizden destek bekler, yalnızca Rize’linin adalet ve anlayışına sığınırız. Yolumuzdan dönmeyiz. Yürüyüşümüzden vazgeçmeyiz. İnandığımız doğruları çekinmeden muhataplarının yüzüne haykırırız. Biz mücadelemizin bedelini şehitlerle ödedik. Zorluklar karşısında tecrübeliyiz. Biz zalime pabuç bırakmaz, haine el açmayız. Tuzaklar karşısında dikkatliyiz. Rize’den herkesi uyarıyorum: Seçime çok az bir süre kaldı. Hiç kimse altından kalkamayacağı, hesabını veremeyeceği tertip, tahrik ve tuzakların içinde olmasın. Hiç kimse bulanık suda balık avlamasın, kaosa bel bağlamasın. Sonucu ne olursa olsun, biz oyunları bozarız, Rize’nin ekmeğini çalanlara, Rize’nin ufkunu kapatanlara taviz vermeyiz. Rizeli kardeşlerim şimdi soruyorum sizlere; Vatana sahip çıkacak mısınız? (Evet) Bayrağa sahip çıkacak mısınız? (Evet) Türkiye’nin ve Türk milletinin arkasında duracak mısınız? (Evet) Ve elbette bizimle yürüyecek misiniz? (Evet) Rize’yi yanlış tanıyanlar, işte bu sese kulak versin. Rize’yi istismar eden vicdansızlar işte bu milli ve asil duruşa dikkat etsin. Rize, maneviyat tüccarlarına yeter diyor. Rize, dinimizi siyasileştiren yapay zekalılara yeter diyor. Ve Rize çerez parası deyip bütçeyi talan edenlere, Diyanet İşleri Başkanı’na yüzbinlerce liralık maliyete lüks otomobil tahsisatını övünerek anlatanlara itiraz ediyor. Bizimle Yürü Rize. Haksızlığa, hukuksuzluğa, hıyanete, hırsızlığa, yanlışa ve yalana karşı Bizimle Yürü Rize. Güzel günler için, umutlu seneler için, iş ve aş için Bizimle Yürü Rize.
Değerli Vatandaşlarım, Devletteki araç saltanatını biliyorsunuz. Sizler çalışıp ter akıtırken birileri yiyor, içiyor, eğleniyor, geziyor, cebini dolduruyor. Kamudaki araçlar için ayrılan 3 milyar 300 bin liralık muazzam paraya çerez parası diyorlar. Bunların çerez parası buysa, yemek parası ne kadardır acaba? Peki sizlere gelince çok gören, kendilerine gelince hak bilen, yandaşa ve sonradan görmelere gelince hazineyi akıtan vefasız ve vicdansızlara nereye kadar sabır göstereceksiniz? Çalışan siz, kazanan onlardır. Eziyet çeken siz, sefa süren onlardır. Muhtaç kalan siz, keyif ve saltanat süren yine onlardır. Sizler kaybettikçe, onlar kazanıyor. Çünkü onlar sizin üzerinizden geçiniyor. Sizler battıkça, çıkan onlar. Çünkü onlar sizin üstünüze basıyor. Sizler düştükçe kalkan onlar. Çünkü onlar sizlerle belini doğrultuyor. Bu haksızlık değil midir? Bu günah değil midir? Bu vebal büyük değil midir? Rize perişan ve şikayetçidir. Rize dertli ve kederlidir. Çay Rize, Rize çay demektir. Fakat ürettiğiniz çay borcunuza yetmemektedir. Çay olmazsa Rize açtır. Rizeli çayla bütünleşmiştir. İçtiğimiz demli çaylarda Rizelinin el emeği vardır. Sohbetlerimize eşlik eden çay Rize’nin helalidir. İktidar kadrolarında çayı ağzına alan yoktur. Çay üreticisinin hatırını soran da görülmemektedir. 2002 yılında simit çay hesabıyla duygu sömürüsü yapan AKP zihniyeti, o tarihlerde yaş çayın kilosunun en az 1,75 lira olması gerektiğini söylemişti. Aradan 4 bin 575 gün geçmesine rağmen, yaş çayın kilosu ancak 1,50 liraya ulaşabilmiştir. Bu yıl için yaş çayın kilogramı destekle beraber 1,70 lira olarak açıklanmıştır. Ne var ki yaş çayın kilogram fiyatının 2 liradan aşağı olmaması lazımdır. Çay destekleme prim tutarının kiloda en az 50 kuruş olması rahatlamaya yol açacaktır. Rize çayını milli ürün haline getirme zorunluluğumuz vardır. Rize ve çevresinde paketli çay sevkinin yapılması bu şehrimizin gelişmesine ilave bir imkan sağlayacaktır. Kuru çay ithali yapan firmaların Rize limanını kullanması için tedbir ve düzenlemeye ihtiyaç görülmektedir. Yıllık 50 bin tonluk çay ihracatıyla 500 milyon dolarlık bir gelire ulaşmak kesinlikle mümkündür. Özel sektörün taban fiyat altında çay almasının önü kesilmelidir. Organik tarıma geçişte AKP’nin mağdur ettiği üreticilerimiz de bizim gündemimizdedir. Çaykur’u özelleştirmek için zaman ve fırsat kollayanlara da bu vesileyle diyorum ki, Çaykur Rize’nin helali, göz nurudur. Ve asla elden çıkarılmasına müsaade edilmeyecektir. Tüm taşeron işçilerimizin ve mevsimlik çalışanlarımızın elinden tutmak için yürüdüğümüzü herkes çok iyi bilmelidir. İktidarın göz yumduğu ve yıllık 40 ile 50 bin ton arasında sınırlarımızdan kaçak çay sokan haysiyetsizler de Rizelinin alın terini öğütmektedir. İktidarımızda buna izin vermeyeceğiz. Ayrıca Rize’nin en önemli sorunlarından birisi de HES’lerdir. Rizeli’nin yaşadığı toprağa, içtiği suya, soluduğu havaya kast eden yüzlerce HES projesi huzur kaçırmaktadır. Yandaşlar aldıkları ihalelerle Rizeli’nin doğal zenginliğini yağma etmektedir. Rize’de köylülerimiz, yaşlı kadınlarımız bile hakkına sahip çıkmak amacıyla direnmişler, ne var ki eziyet ve kaba güce maruz kalmışlardır. Biz plansız, yersiz, sırf peşkeş çekmek amacıyla yapılan doğa katliamına karşıyız, sıcak bakmıyoruz. Ve her zaman da Rizeli kardeşlerimin yanında olacağız. AKP’nin ayak oyunlarına, karanlık ve sinsi kampanyalarına artık hep birlikte itiraz edelim. Rizeliyi, umut dolu bir geleceği, refah ve bereketle çevrili bir dönemi birlikte adımlamak, beraberce yaşamak için bizimle yürümeye davet ediyorum. AKP’nin Türk milletine de, Rize’ye de vereceği bir şey kalmamış, bu iktidar tamamen tükenmiş, bitmiştir. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. AKP’ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor. AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye’yi enkaza çevirmiştir. AKP’ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa gel birlikte yürüyelim. Kararsız duran, tercihini henüz yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanındadır. AKP aldatmasının arkasında açlık vardır, yoksulluk vardır ve yolsuzluk vardır. Geliştik nutuklarının arkasında işsizlik vardır, kayırma vardır, yağma vardır. Bayrak istismarının ardında, onursuz dış politika, korkak ve teslimiyetçi zihniyet vardır. Ve bu zilletten milletimizi kurtaracak yegane güç Milliyetçi hareket partisidir. Milliyetçi Hareket partisinin tek başına iktidarı Türkiye’yi kurtaracaktır. Buradan Başbakan ve yandaşlarına sesleniyorum: Artık sonunuz geldi. Yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz. Kaygınız bundan, korkunuz bundandır. Milli hesaplaşmadan kaçamayacak, kurtulamayacaksınız. Mağdur yaptıklarınız, çaresiz bıraktıklarınız, umutsuz kıldıklarınız 11 gün sonra hesap sormak üzere geliyor. Milliyetçi Hareket mazlumun, işsizin, yoksulun, şehidin hesabını sormak için 7 Haziran’ı bekliyor. Soruyorum sizlere; AKP İktidarının teslimiyetçi ve gayri milli politikalarına sandıkta dur diyecek misiniz? (Evet) Milli kıymetlerimize, milli ve manevi değerlerimize yönelik saldırılara sandıkta cevap verecek misiniz? (Evet) İnançlarımızı istismar edenlere, başkanlık için ruhunu satanlara ve sizi yok sayanlara demokratik tepkinizi verecek misiniz? (Evet) Mutlu, huzurlu ve onurlu bir Türkiye kurmak için Milliyetçi Hareketi tercih edecek misiniz? (Evet) AKP İktidarını geri gelmemek üzere sandıkta tasfiye edecek misiniz? (Evet) 7 Haziran günü mührünüzü üç hilale vuracak mısınız? (Evet) O halde bizimle yürü Rize, bizimle yürü Türkiye. Allah hepinizden razı olsun, işte Rize budur, işte milli tavır böyledir, işte asil duruş bu olacaktır.
Değerli Vatandaşlarım, Aziz Dava Arkadaşlarım, Şundan herkes emin olsun ki, iktidarımızda; Yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz. Devlet ve yönetim reformuyla çürümenin önüne geçeceğiz. Ahlak ve kalitenin tesisiyle çöküşü engelleyeceğiz. Üreten Ekonomi Programımızla sanayinin, işadamlarımızın, aç ve açıkta kalan milyonlarca masum vatandaşımızın sorunlarını gidereceğiz. Ekonomi büyüyecek, insanımız refah ve zenginliğe ulaşacaktır. Türkiye, MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacaktır. Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız. Emeklilerimize; Mart ayında 1400 ve Eylül ayında 1400 lira olmak üzere yılda toplam 2800 lira Emekli Destek Ödeneği vereceğiz. Asgari ücretlilere, büyük şehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım imkanı sunacağız. Kamu çalışanlarımızın çeşitli isimler altında ödenen tüm ek ödenekleri emekli aylıklarına yansıtacağız. Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini çözeceğiz. Mazotta, gübrede, ilaçta, tohumda, yemde, fidede, ÖTV ve KDV’yi tamamen kaldıracağız. Çiftçilerimizin belini büken mazotu 1 lira 75 kuruşa indireceğiz. Asgari ücreti net 1400 liraya çıkaracağız. Hayırlı olsun. İmamsız ve müezzinsiz cami bırakmayacağız. Cemevi gerçeğini siyasi kaygılardan uzak bir şekilde kabul edecek ve devlet yardımının önünü açacağız. Köy ve mahalle muhtar maaşlarının en az asgari ücret kadar yükselmesi, yani en az 1400 lira olması için gereğini yapacağız. Esnaf ve sanatkârlarımız yeni işyeri açtılarsa, onları beş yıl süreyle gelir vergisinden muaf tutacağız. İlave olarak, kendi nam ve hesaplarına ödedikleri sigorta primlerinin yarısı beş yıl süreyle devlet tarafından karşılanacaktır. Şoför esnafımızın aldığı yeni ticari araçtan 10 yıl kullanmak kaydıyla KDV ve ÖTV almayacağız. Kutlu olsun. Esnaf, Bağ-Kur emeklilerimizin aylıklarını iyileştireceğiz. Gerçek manada intibak düzenlemesi yapacağız. Bizimle yürümeye söz veriyor musunuz? İşsiz kardeşlerim üzülmeyin, Üreten Ekonomi Programımızla her yıl 700 bin insanımıza iş sağlayacağız, sorunlarınızı bitireceğiz. Bugüne kadar kim, hangi ad altında, hangi tutar ve miktarda yardım alırsa alsın, anasının ak sütü gibi helali olan sosyal yardım ve desteklerden kesinlikle mahrum bırakılmayacaktır. Ve de bu yardımları refah artışı kapsamında yükseltip yüzleri güldüreceğiz. Muhtaç durumda olan ailelerimizin en az bir ferdine iş vereceğiz. İş sağlanana kadar, asgari ücretin yarısı kadar, yani 700 lira “Aile Desteği” adı altında ödeme yapacağız. Şehit yetimlerimizin tamamına iş sağlayacağız. Gazilerimiz ve çocuklarının işe yerleştirilmelerine öncelik tanıyacağız. Kamuya ait atıl arazileri yoksullarımıza tahsis etmekle kalmayacak, istihdam oluşturmak amacıyla, büyük ya da küçükbaş hayvanları bedelsiz dağıtacağız. Evi olmayan muhtaç ailelerimize sosyal konut sağlayacağız. Veya 250 lira kira yardımı yapacağız. Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri Hilalkart uygulamasına geçeceğiz. Güle güle harcayınız. Öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeden yararlanmalarının önünü açacağız. Yuva kuracak gençlerimize 10 bin lira tutarında, iki yıl vadeli, faizsiz kredi imkânı sağlayacağız. Devletin asli ve sürekli hizmetlerinde çalıştırılan taşeron işçilere kadro vereceğiz. Kamuda sözleşmeli, geçici, 4/B’li, 4/C’li, vekil ve benzeri şekilde istihdam edilenlerin alayını kadrolu yapacağız. Ve şüphesiz bölücülüğün ve terörün kökünü kazıyacağız. Temiz siyaset, dürüst yönetim için Bizimle Yürü Rize. Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Bizimle Yürü Rize. 7 Haziran’da MHP’ye oy verecek misiniz? (Evet) 7 Haziran’da vatana, millete ve geleceğinize sahip çıkacak mısınız? (Evet) MHP’nin Rize milletvekili adaylarını tam kadro Meclis’e gönderecek misiniz? (Evet) Bu evetler sayesinde, Genel Seçimler, büyük milletimizi tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi lider ülke Türkiye ülküsüne götürecek yolun başlangıcı olacaktır. Sizleri bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Yolunuz, bahtınız, alnınız açık olsun diyorum. Hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun. Ne mutlu Türküm Diyene. |