Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
Dün, Hakkari ili Yüksekova-Dağlıca yolunun ulaşıma açılması amacıyla sürdürülen operasyonlar esnasında, yere tuzaklanan el yapımı bombaların teröristler tarafından patlatılması sonucunda ağır kayıp ve zayiatlar verilmiştir. Bölücü terör örgütü PKK, Türk milletini bir kez daha canevinden vurmuştur. 20 Temmuz’dan bu tarafa bir yanda polislerimiz, diğer yanda Mehmetçiklerimiz artan ve azgınlaşan hain saldırıların kurbanı olmuşlardır. Dağlıca saldırısının detayları hakkında doyurucu, soru işaretlerini giderici resmi bir açıklama yapılamasa da, şehit sayımızın korkunç seviyelerde olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim medya vasıtasıyla sızdırılan haberler kahredici boyuttadır. Meselenin tuhaf ve ibretlik yanı ise AKP-PKK hükümetinin Dağlıca saldırısının içyüzünü açıklamakta ayak sürümesi, çekingen davranmasıdır. Çözüm süreci için baldıran zehri içmeye razı olan Recep Tayyip Erdoğan, terör saldırısından nemalanmanın, siyasi rant ve fayda devşirmenin hayasızca peşindedir. Vatan evlatları Dağlıca’da şehadetle imtihan edilirken, Cumhurbaşkanı mevkiinde bulunan şahsın kameralar karşısında “400 milletvekili olsaydı bunlar olmazdı” açıklaması milletimizin yüreğine ateş gibi düşmüştür. Bu sorumsuzluk ve ganimet avcılığı Erdoğan’ın alnına kara bir leke gibi yapışmıştır. Şehitlerimizin önemli bir bölümünden dahi haber alınamadığı kara günde Erdoğan’ın vicdansızlık ve insafsızlıkta kırılması zor bir rekora imza atması hafızalardan silinmeyecek bir rezalet olarak anılacaktır. Cumhurbaşkanı ya sesini kesmeli ya da çekip gitmelidir. Artık sabır ve sinirlerin tahammül eşiklerinden, hazmetme sınırlarından taştığı iyi bilinmelidir. 400 milletvekiline ulaşamayan Erdoğan, hedeflerini revize ederek 400 şehide mi odaklanmış, kan üzerinden, süreç kanalından koltuğunu sağlama almaya mı yönelmiştir? Milletimizin acı ve özlemlerine kapalı duran Erdoğan ve yanında hizalanan çıkarcı ortaklarının çizmeyi aştıkları ortadadır. 14 Haziran 2007’de, "Bir damla şehit kanını 550 vekile değişmeyecek kadar aşkla bu vatana bağlıyız” diyerek duygu ve vicdan sömürüsü yapan Erdoğan’ın, şimdilerde silahlar ve bombalar patlarken siyasi hesap yapması tek kelimeyle utanmazlık örneğidir. AKP-PKK hükümetinin başına iliştirilen Davutoğlu’nun, terörist saldırılar sürerken şehit evladıyla tribünlerde sevinç gösterisinde bulunması da tam bir kâbustur. Bunların Türkiye’ye vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Zira bu zevatın milli refleks ve duyarlılıkları sıfırlamıştır. Türk milleti iktidara çöreklenmiş küçük bir azınlığın, köksüzlüğün dibine inmiş sonradan görme elit bir tabakanın adeta tutsağıdır. Bu taşınması mümkün olmayan, gün be gün maliyeti kabaran siyasi yük Türkiye’ye imhaya sürüklemektedir. Geldiğimiz bu aşamada, çözüm denilen çözülmenin, PKK’yı silahlandırma ve saldırı konumuna getirme süreci olduğu somutlaşmıştır. Şehitlerimizin vebali, analarının ah ve feryatları AKP’nin ve kaçak sarayın omuzlarındadır. Türkiye stratejik bir gerileme patikasına, önü alınamaz bir çöküş kulvarına sıkışmıştır. Dağlıca bu vahim tablonun milli gönülleri kavuran son halkasıdır. Türk milleti Dağlıca’yla ilgili gizlenen, saklanan, üzeri örtülen tüm gerçekleri duymak, öğrenmek ve bilmek istemektedir. Hükümet şehitlerimizin sayısını derhal açıklamak ve doğruları kamuoyuyla paylaşmak durumundadır. Geçen her saat biriken milli öfkeyi daha da şiddetlendirecek, toplumsal tepki ve infial dalgası ülkemizi kontrolsüz bir mecraya savuracaktır. Hiç kimse, hiçbir şuursuz iktidar görevlisi, milli heyecanı törpüleme ve terbiye etme ahlaksızlığına tevessül etmemelidir. Aziz milletimiz acısını saracak, yasını hakkıyla sahiplenecek ve hainlerden mutlaka hesap soracaktır. Milliyetçi Hareket Partisi; büyük milleti, tüm teşkilat ve mensuplarıyla kenetlenmiş halde gelişmeleri takip etmektedir. Sözün anlamını kaybettiği günlere gelinmiştir. Yalan ve bahane üretiminin son durağı da geçilmiştir. Dağlıca’daki hain saldırıyı lanetliyor, henüz sayısını bilemediğimiz tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Başımız sağolsun, vatan sağolsun.
|