Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin “İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda Düzenlenen Canlı Bomba Saldırısı” hakkında yaptıkları yazılı basın açıklaması. 12 Ocak 2016
Ana SayfaAna Sayfa  

Genel Başkan

Konuşmaları

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin
“İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda Düzenlenen Canlı Bomba Saldırısı” hakkında
yaptıkları yazılı basın açıklaması.
12 Ocak 2016

 

Türk milleti yakın tarihinin en şiddetli, en acımasız, en vahşi terör dalgasıyla karşı karşıyadır.

Terörizmin hain ve kanlı eylemlerine her gün bir yenisi eklemlenmektedir.

Bugün İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleşen canlı bomba saldırısı sonucunda, 10 yabancı ülke vatandaşı hayatını kaybetmiş, 15 kişi de yaralanmıştır.

Bu hunhar eylemin İstanbul’un tarihi merkezlerinden ve ciddi düzeyde turist çeken bölgelerinden birisinde yapılması üzerinde dikkatle durulması gereken bir husustur.

Bedenlerine bomba saran alçakların İstanbul’a kadar intikal etmelerinin tespit ve önlemesinin yapılamaması elbette ileri düzeyde emniyet ve istihbarat zayıflığıdır.

Teröristler aldıkları ölüm emirlerini uygulamak için faal haldeyken hükümetin fos ve fuzuli işlerle meşguliyeti, beyhude konularla zaman ve enerji israfı affı mümkün olmayan gaflettir.

Türkiye’nin güvenlik duvarları harap olmuştur.

Aralarında örtülü bağ ve bağlantı bulunduğu anlaşılan IŞİD ve PKK milletimize ölüm yağdırmakta, bu iki cinayet şebekesi sürekli kan dökmektedir.

Teröristler ülkemizin her yerine nüfuz etmiş, her köşesine ur gibi yayılmış, bunun yanında silah ve bomba yığmışlardır.

AKP-PKK arasında özel ihtimam ve itinayla belirlenmiş çözüm süreci ihaneti terör örgütlerini yüreklendirmekle kalmamış, Türkiye’yi bütünüyle açık hedef haline getirmiş, korumasız ve güvencesiz bırakmıştır.

AKP’nin ülkemizi getirdiği karanlık ve kör çıkmazda; 78 milyonun tamamı terör örgütlerinin tehdit ve saldırganlığına doğrudan ve aracısız muhatap kalmıştır.

Bu tablo çok net felaket ve hezimettir.

Bilhassa Suriyeli mültecilerin sağlıksız, plansız ve gelişigüzel kabulü ve ardından ülke içine dağıtımı çok ciddi sosyal, ekonomik ve güvenlik risklerine yol açmaktadır.

AKP hükümetinin bu açmaz ve denetimsiz gelişmeleri önleme ve engelleme gibi bir çabası olmadığı gibi, niyetinin de bulunmadığı görülmektedir.

20 Temmuz 2015 Suruç ve 10 Ekim 2015 Ankara Tren Garı’nda düzenlenen canlı bomba saldırılarından sonra, katillerin bu kez de Sultanahmet Meydanı’nı seçmeleri toplumsal korku ve telaşı haddinden fazla derinleştirecektir.

Terörün beli kırılmadan, bölücü heves ve hesapların kökü kazınmadan aziz milletimizin huzur ve istikrarı yakalaması boş bir hayaldir.

Maalesef ki terör yalnızca Cizre, Silopi, Sur’da değil; vatan coğrafyasının tamamını yoğun ve yaygın şekilde tesir altına almıştır.

Tehdidin boyutu çok yüksektir.

Aynı melun cephede toplanan, aynı şer çevrelere hizmet eden, fakat yalnızca isimleri farklılık gösteren terör örgütleri Türkiye’yi çembere almış, köşeye sıkıştırmışlardır.

Bu badireden kurtulmak için hükümet her şeyden önce mücadeleci ve kararlı bir tutum takınmalı, tavizsiz bir şekilde eli silahlı her türlü örgütün üzerine şartsız gitmelidir.

Sultanahmet Meydanı’nda IŞİD tarafından yapıldığı anlaşılan kanlı saldırının çok ağır cevabı verilmeli, azmettiriciler, işbirlikçiler ve hücre evlerinde barınan insanlık düşmanları mutlaka bulunup, cezalandırılmalıdır.

Bu düşüncelerle İstanbul Sultanahmet Meydanı’ndaki terör saldırısını lanetlemekle birlikte, Türkiye’yi ziyaretleri sırasında saldırıya uğrayan yabancı ülke vatandaşlarının ölümlerine çok üzüldüğümüzü belirtiyor, ülkelerine taziyelerimizi iletiyor, yaralılara acil şifa diliyorum.