Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, Mübarek Ramazan ayının hemen arkasından yeni bir bayrama daha kavuşmanın buruk ve hüzünlü de olsa heyecanını yaşıyoruz. Bereket, huzur ve rahmet ayı olan Ramazan maalesef şiddet yanlılarının ağır tahrikleriyle ve insanlık dışı terör saldırılarıyla kundaklanmak istenmiştir. Milli birlik ve kardeşliğimizden rahatsız olan mihraklar bütün imkanlarıyla provokasyonlarını sahnelemişlerdir. Oruca saygısı olmayan, Allah korkusu taşımayan, insan sevgisiyle hiçbir bağ ve bağlantısı bulunmayan caniler Ramazan günlerinde acı üstüne acı yaşatmışlardır. Türkiye’nin illeri, ilçeleri, havalimanları, tren garları, otobüs durakları, en işlek cadde ve meydanları belirli aralıklarla bombalanmıştır. Milli varlığımız suikast ve infaz timlerinin hücumundadır. Muhatap kaldığımız zincirleme felaketlerin suç ortakları bir yanda eli kanlı teröristler, diğer yanda terörizmi tarihi emelleri doğrultusunda zalimce kullanan dost görünümlü düşman ülkelerdir. Türkiye’nin dirliğine ve gelecek umutlarına musallat olan iç ve dış karanlık odakların ayıpları ve ayak oyunları artık gizlenemeyecek ölçüde açıktadır. İstiklalimize kara çalma amacında olan çevreler kışkırtıp silahlandırdıkları terör örgütleri vasıtasıyla Türk milleti üzerinde kirli ve kanlı hesaplarını gerçekleştirmenin arayışındadır. İşin doğrusu ve gerçeği şudur ki, terörizm ülkemize adeta savaş açmıştır. Bu nedenle her zamankinden fazla birlik ve dayanışmaya ihtiyacımız vardır. Aziz milletimiz sağlam iradesini ve sarsılmaz sağduyusunu muhafaza ettiği sürece milli ve manevi temellerimizi yıkmayı projelendiren hainler ve husumet yuvaları başarıya ulaşamayacaklardır. Fitneciler kuyruğunu kısmadan, terörizmin sesi kesilmeden, Türkiye’nin parçalanmasını bekleyen zulüm elebaşlarının süngüsü düşmeden hiçbir millet evladına ne yazık ki rahat yüzü olmayacaktır. Özellikle 2011 yılından beri Suriye’de yaşanan iç savaştan kaçıp ülkemize sığınan Suriyelilere vatandaşlık vermekten bahsedenler, niyetlerinin Türk milletini azim ve iradesini kırmak olduğunu iyice görmelidirler. Türkiye’nin yeterince vahim sorunları varken, sırf siyasi gayelerle Suriyelilere vatandaşlık hakkı tanımak hazmedilecek bir durum ve tercih değildir. Milletimizin alicenaplığına sığınan mağdur ve mazlumlara yardım elimizi uzatmak, insani destek vermek manevi bir görevdir. Ancak kendi ülkelerinden kopup gelenlere kucak açtığımız andan itibaren Ortadoğu’nun her türlü istikrarsızlık ve olumsuzlukları da yoğun şekilde ithal edilmiştir. Kim ya da kimlerin ülkemize girdiği ayrıntısıyla tespit edilmeden sınır kapılarımızın vicdan diplomasisi ismiyle açılması iç barış ve sükûnet ortamına ağır hasar vermiştir. Sığınmacı kisvesiyle Türkiye’ye suçlular dolmuş, asayişsizlik ve terör olayları keskin bir yükseliş göstermiştir. Irak ve Suriyeli sığınmacıların sağlıklı bir şekilde vatanlarına kavuşturulmaları gerekirken, Türk vatandaşlığına alınma düşünceleri bu zamana kadar yapılan tarihi yanlışlara yeni ilavelerden başka bir anlam taşımayacaktır. Türk vatandaşlığının bir bedeli, bir şanı, bir sorumluluğu olmalıdır. Türk vatandaşlığı önce hak edilmeli, vicdanlarda taltif ve teyidi yapılmalıdır. Türk milleti tüm Türk vatandaşlarının müştereken vücut verdiği, canlı tuttuğu, nefes verdiği tarihi, sosyolojik ve kültürel bir varlıktır. Türklüğe şaşı bakan, Türk milleti yerine Türkiye milletini ikame etmeye çalışan bulanık ve bücür zihniyetlerin önüne gelene vatandaşlık ikramı her şeyden önce milli şuur noksanlığıdır. Türk vatandaşlığının ucuzlatılması, ulufe gibi ona buna dağıtılması şehitlerimizin ve aziz ecdadımızın ebedi mirası olan son vatanımızı etnik karmaşa ve kazana çevirecektir. Türkiye, Türk milletinin şeref ve namusuna emanettir. Vatan Türk’tür, millet Türk kalacaktır. Türk vatandaşlığı tarih boyunca kazanılmış milli hak ve hukukun ilelebet korunacak mükâfat ve muhteşem bir unvanıdır. Bu mükâfat ve unvan hiç kimsenin tekeline alınıp da heba edilemeyecek, oy ve siyasi rüşvet uğruna asla gölgelenemeyecektir. Ya bu gerçekler malum devlet ve siyaset adamları tarafından kabullenilecek ya da niyet sahipleri sonuçlarına katlanacaktır. Türk milletini zillet ve rezalet tuzağına çekmek isteyenler şüphesiz heveslerinin derinliğinde boğulacaklardır. Ramazan Bayramı’nda kapsamlı bir iç muhasebe yapmak, gönül ve vicdanlar arasında açılan uçurumları kapatmak hepimizin görevidir. Dileğim aziz vatandaşlarımın huzur ve mutluluk içinde bir bayram geçirmesidir. Ayrıca bayram tatili süresince trafik kurallarına uyulması acı ve gözyaşlarının önüne geçilmesini sağlayacaktır. Ailelerine, sevdiklerine kavuşmak isteyen her insanımızın seyahat halindeyken azami dikkat ve özeni göstermesi beklentim ve temennimdir. Bu duygu ve düşüncelerle bütün vatandaşlarımın, Türk-İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı canı gönülden tebrik ediyorum. Bayramın yeni bir milat olmasını, ülkemize, komşu coğrafyalara ve inanan yüreklere saadet ve selamet getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
|